Gerçek Gündem Haberleri

Hakan Fidan KAAN'la AKP'yi Sallıyor: Şok Meydan Okuma!

Siyasi arenada fırtınalar kopuyor, gizli ittifaklar çatırdıyor! Bir bakanın beklenmedik çıkışı, yılların projesini yerle bir ederken, iktidar kulisleri karışıyor. Kim kazanacak, kim kaybedecek? Bu sırlar açığa çıktıkça nefesler tutuluyor...

Türkiye'nin siyasi sahneleri son günlerde adeta bir depremle sarsılıyor. Yıllardır milli gurur olarak görülen projeler, beklenmedik bir itirafla gündemin zirvesine oturdu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın son açıklamaları, sadece savunma sanayisini değil, tüm iktidar dengelerini altüst etme potansiyeli taşıyor. Herkes bu hamlenin arkasındaki niyeti tartışırken, sokaklar ve ekranlar fısıltılarla dolu. Peki, bu meydan okuma nereye varacak?

Ferit Atay'ın moderatörlüğünde Zanka TV'de yayınlanan canlı yayında, deneyimli gazeteci Memduh Bayraktaroğlu, Fidan'ın sözlerini masaya yatırdı. Bayraktaroğlu, "Hakan Fidan, KAAN savaş uçağı projesinin motor sorunu nedeniyle durdurulduğunu açıkça söyledi. Bu, ABD Kongresi'nin motor satışına onay vermemesi yüzünden oluyor. Ama asıl mesele, bu itirafın kime ve neden yapıldığı," diye vurguladı. Atay ise hemen araya girerek, "Peki, bu açıklama tesadüf mü, yoksa Bilal Erdoğan ve Selçuk Bayraktar arasındaki gerilimi mi işaret ediyor?" diye sordu. Bayraktaroğlu, gülümseyerek yanıt verdi: "Tesadüf mü? Hayır, bu bir sinyal. Fidan, yıllardır gizlenen bağımlılığı itiraf ederek, yerli motor geliştirme vaadinin boş bir vaat olduğunu ortaya koydu. KAAN'ın havalanması için yabancıya muhtaçız, ve bu gerçek, iktidarın milli savunma masalını çökertiyor."

Yayının ilerleyen dakikalarında, Bayraktaroğlu'nun yorumları giderek sertleşti. "Düşünün, Erdoğan'ın oğlu Bilal ile Baykar'ın patronu Selçuk Bayraktaroğlu arasındaki ittifak, KAAN projesinin belkemiğiydi. Ama Fidan'ın çıkışı, bu ittifakı çatlatıyor. Neden? Çünkü motor sorunu sadece teknik değil, siyasi bir mayın tarlası," dedi. Atay, ekranda beliren KAAN prototipinin görüntülerini işaret ederek, "Bu jetin gökyüzünde süzülmesi hayal mi kalıyor?" diye üsteledi. Bayraktaroğlu başını salladı: "Hayal değil, ama gerçek şu ki, ABD'nin kapısını çalmadan uçamaz. Fidan bunu söyleyerek, hem Erdoğan'a hem de Bayraktar'a meydan okuyor. AKP içinde fırtına kopuyor, çünkü bu itiraf, 'milli' etiketinin altında yatan yabancı bağımlılığını ifşa ediyor."

Konuşma derinleştikçe, Bayraktaroğlu geçmişe döndü. "Hatırlayın, KAAN projesi 2010'larda başladı. TUSAŞ'ın gururu olacaktı, 5. nesil stealth jetimiz. Yıllarca propaganda yapıldı: 'Yerli ve milli!' diye. Ama motor? Hâlâ GE F110, General Electric'ten. Yerli motor için TF6000 geliştiriliyor denildi, ama yıllar geçti, hâlâ hazır değil. Fidan'ın sözleri, bu gecikmenin bedelini ödetiyor," diye anlattı. Atay, "Peki, bu ABD'ye bir sitem mi?" diye sordu. Bayraktaroğlu hemen yanıtladı: "Sitemden öte, bir uyarı. Kongre onay vermezse, proje rafa kalkar. Ve bu, Erdoğan'ın savunma sanayi zaferlerini gölgeler. Fidan, belki de kabinedeki konumunu pekiştirmek için bu kartı oynuyor."

Yayının en çarpıcı anı, Bayraktaroğlu'nun AKP içindeki olası senaryolara değinmesiydi. "Bu açıklama, Erdoğan sonrası dönemi işaret ediyor. Hakan Fidan, MİT kökenli bir figür olarak, dış politika yıldızı. Ama KAAN gibi bir projede bağımlılığı itiraf etmek, savunma lobisine savaş açmak demek. Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB2'lerle ünlendi, ama KAAN onun için de kritik. Bilal Erdoğan ise, vakıflarıyla bu ekosistemin parçası. Fidan'ın meydan okuması, bu üçlüyü karşı karşıya getiriyor," dedi. Atay, ekranda beliren siyasi karikatürleri göstererek güldü: "Yani, aile içi kavga mı?" Bayraktaroğlu ciddileşti: "Kavga değil, güç mücadelesi. Eğer motor sorunu çözülmezse, KAAN'ın ilk uçuşu ertelenir, ve bu erteleme, 2028 seçimlerine kadar sürer. O zaman, muhalefet bunu yerden yere vurur."

Bayraktaroğlu, yorumlarını uluslararası boyuta taşıdı. "ABD, F-35'lerden dışlayınca KAAN doğdu. Ama ironik olan, hâlâ onların motoruna bağımlı olmak. Fidan'ın sözleri, NATO içindeki gerilimi artırır. Suriye, Gazze derken, savunma projeleri de masaya geliyor. Peki, Rusya veya Çin'den motor mu aranacak? Bu, Türkiye'yi yeni ittifaklara iter," diye ekledi. Atay, "Yani, jeopolitik bir hamle mi?" diye onaylattı. Bayraktaroğlu devam etti: "Kesinlikle. Fidan, diplomatik bir ustalıkla, iç politikayı dış politikayla harmanlıyor. Bu meydan okuma, Erdoğan'ı zor durumda bırakabilir, çünkü savunma sanayi onun imajının parçası."

Yayının son bölümlerinde, Atay izleyicilerden gelen soruları okudu. Bir izleyici, "Fidan istifa eder mi?" diye sormuş. Bayraktaroğlu kahkaha attı: "İstifa? Hayır, tam tersi. Bu, onun yıldızını parlatır. Erdoğan, Fidan'ı 'kara kutu' olarak görür, ama bu kutu artık açılıyor. KAAN'ın kaderi, AKP'nin kaderiyle iç içe." Atay, "Peki, Bayraktar ne yapacak?" diye sordu. Bayraktaroğlu, "O da sessiz kalmaz. Belki Akıncı veya Kızılelma gibi projelere odaklanır, ama KAAN'ı bırakmaz. Bu rekabet, Türkiye'nin savunma endüstrisini güçlendirir mi, yoksa böler mi? Zaman gösterecek."

Bu tartışma, sadece bir canlı yayınla sınırlı kalmadı. Sokaklarda, kahvelerde herkes Fidan'ın sözlerini konuşuyor. Milli savunma hayalleri, gerçekçi bir duvara çarpınca, hayal kırıklığı büyüyor. Geçmişte, SİHA'larla gurur duyduk, ama KAAN gibi dev projelerde tökezlemek, güveni sarsıyor. Gelecekte ne olur? Eğer yerli motor bir an önce devreye girmezse, Türkiye alternatif arayışlara hız verir. Belki Avrupa'yla, belki Asya'yla yeni anlaşmalar. Fidan'ın meydan okuması, bu kapıları aralıyor.

Bayraktaroğlu'nun yayındaki bir başka vurgusu, ekonomik boyutuydı. "KAAN'ın durdurulması, milyarlarca dolarlık bir kayıp. TUSAŞ çalışanları, tedarik zinciri etkilenir. Bu, sadece askeri değil, ekonomik bir darbe," dedi. Atay onayladı: "Evet, savunma sanayi istihdam yaratıyor." Bayraktaroğlu ekledi: "Ama asıl soru, bu itirafın zamanlaması. Neden şimdi? Belki BM Genel Kurulu sonrası, ABD ziyaretinden hemen önce. Fidan, Washington'a gidip bu sorunu masaya koyacak. Eğer çözülmezse, Erdoğan'ın masumiyeti sorgulanır."

Sonuçta, bu olay Türkiye'nin siyasi geleceğini şekillendirebilir. Hakan Fidan, sessiz bir aktörden sahnenin merkezine geçti. Meydan okuması, ittifakları test ediyor, sırları döküyor. Herkes konuşuyor, çünkü bu sadece bir jet meselesi değil; güç, bağımsızlık ve gelecek vaadlerinin hesabı. İzleyiciler yayından ayrılırken, akıllarda tek soru: Bu fırtına diner mi, yoksa büyür mü? Yarınlar, bugünkü sözlerin gölgesinde şekillenecek.

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3348434846257114"> #auto-ads