AKP ve YRP'li Üyeler Yumruk Yumruğa Kavga Etti!
AKP ve YRP'li Üyeler Yumruk Yumruğa Kavga Etti!
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin ulusal güvenliği ve küresel ekonomi, Aralık 2025'in son günlerinde beklenmedik bir hızla değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldı. Ankara'dan gelen sert açıklamalar, Suriye'deki gelişmeler ve Karadeniz'deki sıcak temaslar, sadece bölgesel istikrarsızlığı değil, aynı zamanda altın, gümüş ve dolar gibi yatırım araçlarının fiyatlarını da doğrudan etkiliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin devreye girmesiyle, haritaların yeniden çizileceği bir döneme giriliyor.

Bu haber, sadece diplomatik gerilimleri değil, ekonomik manipülasyonları ve toplumsal erozyonu da masaya yatırarak, okuyucuya tam bir panorama sunuyor. Peki, bu kaosun arkasında yatan gerçekler neler? FED'in bilanço oyunları, gümüş stoklarının tükenmesi ve ahlaki çöküşün sinyalleri, bireysel yatırımcıları nasıl etkileyecek?

Suriye sınırında esen rüzgarlar, Ankara'nın sabrını taşırdı. Milli Savunma Bakanlığı, Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDF) artık doğrudan "terör örgütü" olarak nitelendirerek, Mart ayında imzalanan anlaşmanın sonunu işaret ediyor. Bu anlaşma, SDF'nin lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin geçici hükümet başkanı Ahmet Şara arasında, 2025 sonuna kadar uzatılmış bir ateşkes protokolüydü. Ancak son haftalarda Rojava sınırında gözlemlenen SDF asker hareketleri, Türk tarafını harekete geçirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu'nun Şara ile görüşmesi, diplomatik çabaların son çaresi gibi duruyor.

Eğer anlaşma çökerse, kuzey Suriye'de büyük bir Türk operasyonu kaçınılmaz hale gelebilir. Bu senaryo, ABD'nin Orta Doğu projelerini de doğrudan tehdit ediyor, zira SDF hâlâ Washington'un müttefiki konumunda. Uzmanlar, bu gerilimin vekâlet savaşlarını tetikleyebileceğini ve Türkiye'nin pozisyonunun stratejik bir pivot olacağını vurguluyor. Damascus'a doğru ilerleyen Türk askeri konvoyları, zaten sahada bir varlık gösteriyor ve bu, Şara'nın geçiş hükümetinin geleceğini belirsiz kılıyor. Türkiye'nin tam destek vermemesi, haritaların değişmesine yol açabilir – ve bu değişim, sadece Suriye'yi değil, tüm bölgeyi sarsacak.

Karadeniz'in suları, bu sırada kan kokmaya başladı. Odessa açıklarında seyreden Türk kargo gemisi "Cenk Trete", Rus yapımı Iskander füzesiyle vuruldu. Mürettebat tahliye edildi, ancak olay Dışişleri Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Bu saldırı, Karadeniz'deki sivil gemilere yönelik daha önceki Rus menşeli saldırıları akla getiriyor ve bölgeyi sivil navigasyon için tehlikeli bir alana dönüştürüyor. Tesadüf mü, yoksa Suriye geriliminin bir uzantısı mı? Analistler, Moskova'nın bu hamlesini bir uyarı olarak görüyor: Ankara'nın Suriye'deki sert duruşuna misilleme. Siyah Deniz'in kontrolü için süren mücadele, NATO'nun doğu kanadını da geriyor. Eğer bu tür temaslar artarsa, bölgesel bir savaş riski masaya yatıyor – ve bu, enerji hatlarını, ticaret yollarını doğrudan vuracak. Türk bayraklı gemilerin rotalarını değiştirmesi, lojistik maliyetleri zaten yukarı çekiyor.

Küresel haritalar, sadece Orta Doğu'da değil, Arktik'te de yeniden çiziliyor. Çin ve Rusya'nın yeni "Mavi Yol" projesi, buzların erimesiyle Süveyş Kanalı'nı bypass eden bir deniz rotası vaat ediyor. Rusya, bu sayede denizci bir süper güç haline geliyor, İngiltere ve ABD ise hakimiyetini kaybediyor. Trump'ın olası Rusya-Çin ittifakı, Avrupa'ya karşı bir blok oluşturabilir ve NATO'nun dağılmasını hızlandırabilir. Batı bloku zaten çatırdıyor: Trump'ın oğlu, ABD'nin Ukrayna macerasına son verdiğini ilan ederken, Elon Musk'un Avrupa'yla gerilimi tırmanıyor. Afrika'da darbe girişimleri –örneğin Benin'de Fransa'nın engellediği kalkışma– ve Japonya-Çin gerilimi, 2025'i kaotik bir yıla dönüştürüyor. 2026 ise daha beter: Hükümetler çöküyor, Bulgaristan gibi ülkeler sallanıyor. Bu küresel deprem, Türkiye'nin konumunu güçlendiriyor ama aynı zamanda izole riskini artırıyor.

Ekonomik cephede ise FED'in gölgesi her şeyi kaplıyor. Bilanço genişlemesi –ayda 40 milyar dolarlık tahvil alımı– tarihsel olarak kriz sinyali veriyor: 2008, 2020 ve 2023'teki gibi. Enflasyon %2.3'ten %3'e sıçrarken, faiz indirimleri devam ediyor. 19 Aralık'ta acil toplantı ihtimali, piyasaları tedirgin ediyor: Nasdaq %-1.5, S&P %-1 düşüşte. Bu manipülasyonlar, altın ve gümüş gibi kıymetli metalleri parlatıyor. Altın, jeopolitik riskler ve ABD faiz indirimleriyle yükselecek; Mayıs 2026'da 4500 dolara ulaşması bekleniyor. FED başkanının değişimi sonrası zirve, 2026 rallisini tetikleyecek. Avrupalılar için "Plan B" ise Türkiye: Güvenlik ve sağlık açısından cazip bir sığınak.

Gümüş ise gerçek bir kırılma yaşıyor. Altı yıldır süren stok tükenmesi, fiyatları $28'den $65'e fırlattı – yüzde 100'ün üzerinde getiri. Talep, kasalardaki son rezervleri eritti; şimdi halka açık piyasada kıtlık hâkim. Hindistan, gümüşü kredi teminatı olarak kabul etmeye başladı. 2026 sonunda $100'ü aşması muhtemel; altın-gümüş oranı 1:66'dan tarihsel 1:15'e dönebilir. Madencilik ekonomisi altını favori kılsa da, gümüşün endüstriyel talebi (güneş panelleri, elektronik) roket yakıtı gibi. Yatırımcılar, bu fırsatı kaçırmamalı – savaş ve enflasyon, gümüşü vazgeçilmez kılıyor.

Türkiye'de faiz politikası ise bir oyun içinde oyun. Merkez Bankası, 150 baz puan indirimle %39.5'ten %38'e indi ama bankalar kredi faizlerini yüksek tutuyor. Enflasyon beklentisi %25 artarken, PMI 48'e geriledi – daralma sinyali. Resmi enflasyon düşse de, halkın hissettiği gerçeklik farklı; bu kopukluk tehlikeli. 2026'da faiz artışı gelebilir, doları daha da yukarı itecek.

Toplumsal yaralar ise en derini açıyor. "Tuz koktu" diyenler haklı: Medya operasyonları siyasileşiyor. Mehmet Akif Ersoy ve Enver Aysever gibi isimlerin tutuklanmaları, siyasi hesaplaşmaların ürünü. Avrupa'dan gelen 4500 kişilik kara para, uyuşturucu ve kumar listesi, vizesiz seyahat baskısını artırıyor. Daha fazla tutuklama kapıda. Bu operasyonlar, ahlaki çürümenin yansıması: Sanayiciler maaşları geciktirip faiz kazanıyor, işçiler ay sonunu getiremiyor. Enflasyon, adaletsizliği körüklüyor; herkes birbirini kazıklıyor.

Sistemler, insanları bozuyor. Motosiklet kazalarında kusur oranı %90'ı aşarken, "Neden sadece motosiklette çıldırıyor?" sorusu, koşulların etkisini gösteriyor. Yoksulluk umudu söndürüyor; gençler suça kayıyor, toplum dipte. Ahlak çöktü: Hırsızlık, taciz, cinayetler artıyor. Medyada sapkınlık, sanat dünyasında gizli anlaşmalar – hepsi aynı havuzdan. Kadın sesleri duyulmuyor, yargı yetersiz. Mehmet Akif'in davası, kutuplaşmanın kurbanı: Karşı kamptan suçlamalar, zincirleme soruşturma. Ailesi, babasının İslami camiadaki rolüyle tanınıyor ama tesadüfler zinciri. Ekonomik baskı, ahlakı eritiyor; toplum kendi kendini yok ediyor.

Cinayetler, ahlak kaybını somutlaştırıyor. Sanatçı Güllü'nün balkondan atılması, kızının ve arkadaşının sözleri kameralarda yakalandı. Meclis stajyerine taciz, liderlerin ikiyüzlülüğü – hepsi enflasyonun gölgesinde. Toplum, cennet olabilecek bir ülkede cehennemi yaşıyor. Uyuşturucu girişi sorgulanmıyor; karanlık eller, üst düzeyde dönüyor. Acımasızlık zirvede; sistemin devrilmesi şart.

Gözetim çağı, her şeyi değiştiriyor. CCTV'ler, internet verileriyle suçları zincirliyor: WhatsApp konuşmaları, sorgu zincirleri. Siber güvenlik zayıf; Nasreddin Hoca'nın mezarındaki kilit gibi. Mardin'de jandarma yüz taramasıyla tanıyor; Çin'de kameralar mutluluk endeksini hesaplıyor. Polis yazılımları, ticari olanlardan üstün – ihalelerle ithal. Suçlar gizlenemiyor: Köy katliamları, ahır tacizleri artık açığa çıkıyor. Medya ve sanat, kırılgan; yönetmen-senarist ilişkileri ifşa olacak. Sosyal medyada suç tanımı değişiyor; tepkiler adaleti şekillendiriyor. Enver Aysever, hadis alayıyla hapse girdi – "Alkol her kötülüğün anası" diye dalga geçti, fark etmedi. Trafik kavgaları telefonla kaydediliyor; mahremiyet bitti. Zorunlu dürüstlük dönemi: Geçmiş günahlar su yüzüne çıkacak.

Bu kaosun ortasında umut var. Halkın feraseti, devrimci bir hareket doğuracak. Kötü sistemi devirmek için sesler yükselecek. 2025'in sonu, yeni bir başlangıç olabilir – ama hazırlıklı olmak şart. Altın, gümüş, dolar dalgalanmaları; Suriye ve Karadeniz gerilimleri; FED'in tuzakları ve toplumsal erozyon – hepsi birbirine bağlı. Yatırımcılar, kıymetli metallere yönelsin; jeopolitik riskler, en güvenli liman. Türkiye, Avrupa için Plan B; ama iç yaraları sarmadan, dış fırtınalar dayanılmaz olur. Bu haber, sadece uyarı değil, eylem çağrısı: Değişim, şimdi başlıyor.