Aşkabat'ta düzenlenen Uluslararası Barış ve Güven Forumu, dünya liderlerini bir araya getirirken beklenmedik bir diplomatik gerilimle gündeme oturdu. Birleşmiş Milletler'in 2025'i "Uluslararası Barış ve Güven Yılı" ilan etmesi ve Türkmenistan'ın kalıcı tarafsızlığının 30. yıldönümü kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, sadece barış mesajlarıyla değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'in yaşadığı iddia edilen dışlanmışlıkla da anılacak.

Forum, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta yoğun bir katılımla başladı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu liderler, ikili ve üçlü görüşmelerle programını sürdürdü. Ancak, Rusya merkezli RT haber ajansının ortaya attığı iddiaya göre, Şerif'in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile planlanan görüşmesi için tam 40 dakika kapıda bekletilmesi, zirvenin en tartışmalı anına dönüştü.

Bu bekleyişin ardından Şerif'in, Erdoğan, Putin ve Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Berdimuhamedov'un devam eden toplantısına "izinsiz" katılması, diplomatik protokollerde bir skandal olarak yorumlandı. Olay, zirvenin resmi fotoğraflarındaki koltuk düzenlemesiyle de pekişti: Erdoğan, Putin ve Berdimuhamedov yan yana bir koltukta otururken, Şerif'in tek başına bir sandalyede bırakılması, sosyal medyada ve uluslararası basında "dışlanmışlık" tartışmalarını alevlendirdi.

Olayın kökenine indiğimizde, forumun arka planı Türkmenistan'ın stratejik konumu ve tarafsızlık politikasıyla doğrudan bağlantılı. 1995'te Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Türkmenistan'ın kalıcı tarafsızlığı, bu yıl 30. kez kutlanırken, etkinlik dünya barışına odaklanan bir platform olarak tasarlandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun kararıyla "Uluslararası Barış ve Güven Yılı" teması altında toplanan liderler, küresel istikrar, enerji güvenliği ve bölgesel işbirliği gibi konuları masaya yatırmayı hedefliyordu.

Erdoğan, forum marjında yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü; önce Putin'le, ardından Berdimuhamedov'la ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'le ayrı ayrı görüşmeler planlandı. Zirvenin resmi programında, Rusya, Pakistan ve Türkmenistan liderlerinin yanı sıra Erdoğan'ın da dahil olduğu bir oturum yer alıyordu. Ancak RT'nin haberine göre, Şerif'in Putin'le yapacağı ikili görüşme için belirlenen saatte Rus tarafı gecikince, Pakistan Başbakanı tam 40 dakika boyunca toplantı salonu kapısında beklemek zorunda kaldı. Bu bekleyiş sırasında, içeride Erdoğan, Putin ve Berdimuhamedov'un sohbeti devam ediyordu ve Şerif'in protokol dışı bir şekilde salona girmesi, görüşmenin akışını değiştirdi. RT muhabirleri, olayı "beklenmedik bir giriş" olarak nitelendirirken, Şerif'in yüzündeki ifadeyi "hayal kırıklığı ve kararlılık karışımı" diye tanımladı. Bu an, zirvenin basın fotoğraflarında da yakalandı: Üç liderin rahatça sohbet ettiği koltuk grubunun karşısında, Şerif'in yalnız başına oturduğu tekli sandalye, diplomatik hiyerarşideki bir uyumsuzluğu simgeliyordu.

Diplomatik çevrelerde, bu olayın tesadüf mü yoksa kasıtlı bir dışlama mı olduğu sorusu gündemi meşgul ediyor. Türkmenistan gibi tarafsız bir ülkede düzenlenen forumda, protokol kurallarına riayet etmek kritik önem taşıyor; zira böyle etkinlikler, liderler arası ilişkileri pekiştirmek için tasarlanıyor. Şerif'in 40 dakikalık bekleyişi, Pakistan'ın Rusya'yla ilişkilerindeki hassasiyeti de gözler önüne serdi.

AKP ve YRP'li Üyeler Yumruk Yumruğa Kavga Etti!
AKP ve YRP'li Üyeler Yumruk Yumruğa Kavga Etti!
İçeriği Görüntüle

Pakistan, son yıllarda Ukrayna krizi ve Afganistan meseleleri nedeniyle Moskova'yla yakınlaşma çabası içinde; bu görüşme, enerji anlaşmaları ve askeri işbirliği için kilit bir fırsattı. Ancak Putin'in gecikmesi –ki resmi bir açıklama yapılmadı– Şerif'i zor durumda bıraktı. İzinsiz giriş iddiası, RT tarafından "protokol ihlali" olarak sunulsa da, bazı analistler bunu "diplomatik esneklik" olarak yorumluyor. Örneğin, bir Türk diplomatik kaynak, anonim olarak, "Zirvelerde böyle gecikmeler olur, ama Şerif'in girişi sohbeti zenginleştirdi; kimse rahatsız olmadı," şeklinde konuştu. Öte yandan, Pakistan medyasında olay "Rusya'nın Pakistan'ı küçümsemesi" olarak yankı buldu. Bir İslamabad gazetesi, "Şerif'in yalnız koltuğu, Pakistan'ın yalnızlığını simgeliyor," diye yazdı. Bu tartışmalar, forumun barış odaklı ruhuna gölge düşürdü ve sosyal medyada #SharifWaits etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı.

Erdoğan'ın forumdaki rolü ise Türkiye'nin arabuluculuk geleneğini bir kez daha vurguladı. Cumhurbaşkanı, açılış konuşmasında "Barış ve güven, ancak karşılıklı saygı ve diyalogla sağlanır," diyerek zirvenin amacını özetledi. Putin'le görüşmesinde, Karadeniz Tahıl Koridoru'nun geleceği ve Suriye'deki gelişmeler ön plandaydı. Berdimuhamedov'la ikili görüşmede ise Hazar Denizi enerji projeleri ve Türkmenistan'la ticaret hacminin artırılması konuşuldu. Şerif'le planlanan toplantı ise, Türkiye-Pakistan-Rusya üçgeninde savunma sanayii işbirliğini kapsıyordu. Ancak Şerif'in bekleyişi, bu üçlüyü beklenmedik bir şekilde birleştirdi. Forumun diğer oturumlarında, Birleşmiş Milletler yetkilileri tarafsızlık ilkesini vurgularken, Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü, "Tüm liderler eşit muamele gördü; program akışında küçük gecikmeler normaldir," açıklamasını yaptı.

Bu ifade, RT'nin iddiasını dolaylı yalanlasa da, olayın diplomatik kulislerde hâlâ konuşulduğu biliniyor. Uzmanlar, böyle bir "kapı bekleyişi"nin nadir görüldüğünü belirterek, "Protokol, liderlerin zamanını kutsaldır; 40 dakika, bir mesaj olarak algılanabilir," görüşünü paylaştı. Pakistan'ın Londra Büyükelçisi, olayı yalanlamasa da, "Başbakanımız her zaman diplomasiyi önceler," diye ekledi.

Olayın yankıları, sadece Aşkabat'la sınırlı kalmadı; uluslararası basında geniş yer buldu. BBC ve CNN gibi kanallar, koltuk düzenini "görsel bir metafor" olarak analiz ederken, Rusya'daki Kommersant gazetesi, "Şerif'in girişi, Putin'in dolaylı onayıyla oldu," iddiasında bulundu. Türk medyasında ise olay, Erdoğan'ın "köprü kurucu" rolünü öne çıkardı; bir köşe yazarı, "Erdoğan'ın masası, herkese açık; Şerif'in dalışı, Türkiye'nin kapsayıcılığını gösterdi," diye yorumladı. Forumun genel havası, bu gerilime rağmen olumlu kaldı: Liderler, iklim değişikliği ve nükleer silahsızlanma gibi konularda ortak deklarasyon imzaladı. Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov, kapanışta "Güven, bekleyişlerden değil, eylemden doğar," diyerek ironik bir vurgu yaptı –ki bu söz, Şerif olayına gönderme olarak algılandı. Diplomatik kaynaklar, Putin'in Şerif'le ayrı bir görüşme için Moskova'ya davet gönderdiğini doğruladı; bu, olayın telafi çabası olarak görülüyor.

Bu skandal, 2025'in "Barış Yılı" temasına rağmen, uluslararası ilişkilerin kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Şahbaz Şerif'in 40 dakikalık bekleyişi ve izinsiz girişi, protokolün ne kadar katı olduğunu hatırlatırken, Erdoğan-Putin-Berdimuhamedov üçlüsünün rahat sohbeti, güç dengelerindeki asimetrileri simgeledi. Pakistan'ın tepkisi gecikmeli geldi; Şerif, İslamabad'a dönüşünde basına "Zirveler, sabır ve fırsatları birleştirir," dedi. Ancak kulislerde, Rusya'nın Pakistan'ı "ikinci planda" tutma stratejisi tartışılıyor –özellikle Hindistan'la ilişkileri göz önünde bulundurarak. Türkmenistan gibi enerji zengini bir ülkede, böyle bir olay petrol ve gaz anlaşmalarını etkileyebilir; uzmanlar, Şerif'in girişinin görüşmelerin seyrini değiştirdiğini, bazı maddelerin yumuşatıldığını söylüyor. Forumun başarısı, bu tür aksiliklere rağmen, Birleşmiş Milletler'in tarafsızlık modelini güçlendirdi; ancak gelecekteki zirvelerde protokol eğitimlerinin artırılması çağrısı yükseldi.

Sonuçta, Aşkabat'taki bu diplomatik "dalış", barış forumunun ironik bir anısı olarak kalacak. Şerif'in kapıdaki 40 dakikası, sadece bir bekleyiş değil, küresel diplomasinin beklenmedik yüzlerini yansıtan bir hikaye. Erdoğan'ın merkezi konumu, Türkiye'yi bir kez daha arabulucu olarak konumlandırırken, Putin'in gecikmesi Rusya'nın taktiksel hamlelerini sorgulattı. Berdimuhamedov'un ev sahipliği ise tarafsızlığın sınırlarını test etti. Olay, uluslararası ilişkilerde "zamanın ne kadar değerli" olduğunu bir kez daha kanıtlarken, gelecekteki forumlar için ders niteliğinde. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz; zira bu tür anlar, barışın ne kadar hassas bir dengeye dayandığını gösteriyor.