Beykoz’un sevilen belediye başkanı Alaattin Köseler, aylardır süren hapis hayatından kurtulmanın sevincini yaşarken, sadece bir gün sonra gelen haberle sarsıldı. 5 Eylül 2025’te özgürlüğüne kavuşan Köseler’in sevinci, savcılığın tahliye kararına yaptığı itirazla gölgelendi. Peki, bu dramatik süreçte neler yaşandı? Özgürlük umuduyla başlayan hikaye, nasıl oldu da yeniden demir parmaklıkların ardına döndü? Bu makale, Beykoz Belediyesi davasındaki çarpıcı gelişmeleri, resmi açıklamaları ve sosyal medyanın nabzını tutarak sizlere sunuyor.
Davanın Kökeni: İhaleye Fesat ve Örgüt Suçlamaları
Her şey, Beykoz Belediyesi’ne yönelik başlatılan geniş çaplı bir soruşturmayla başladı. Alaattin Köseler ve 25 sanık, “ihaleye fesat karıştırma” ile “suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. 3 Mart 2025’te tutuklanan Köseler, görevinden uzaklaştırılmış ve Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti. İddianamede, sanıklar için 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar hapis cezası talep ediliyordu. Bu suçlamalar, sadece Köseler’in değil, tüm Beykoz’un gündemine bomba gibi düşmüştü. Peki, bu iddialar ne kadar doğruydu? Mahkeme salonlarında neler yaşandı?
Tahliye Kararı: Umut Dolu Bir An
5 Eylül 2025, Beykoz için tarihi bir gündü. İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Köseler ve diğer 12 tutuklu sanık için tahliye kararı çıktı. Mahkeme, sanık savunmalarını, mevcut delil durumunu ve tutukluluk sürelerini dikkate alarak bu kararı vermişti. Duruşma salonunda duygusal anlar yaşandı; Köseler’in destekçileri ve yakınları, kararı sevinçle karşıladı. Cezaevinden çıkış anında, Köseler’i karşılayan kalabalık, “Adalet yerini buldu!” sloganlarıyla coşkulu bir atmosfer yarattı. Köseler, o anlarda yaptığı kısa açıklamada, “Haksız yere içerideydim, gerçeği herkes görecek!” diyerek kararlılığını ortaya koydu. Ancak bu sevinç, beklenmedik bir şekilde kısa sürdü.
Savcılığın Hamlesi: İtiraz ve Gergin Bekleyiş
Tahliye kararının hemen ardından, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Savcılık, Köseler’in yanı sıra Veli Gümüş, Serdar Karahan, Havva Dindar ve Uğur İnci’nin tahliyelerine itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, suçun vasıf ve mahiyeti ile delillerin henüz tamamen toplanmamış olması gerekçe gösterildi. Savcılık, yurt dışına çıkış yasağı gibi adli kontrol tedbirlerinin bu aşamada yetersiz kalacağını savundu. 17. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın itirazını reddetse de, bir üst mahkeme olan 18. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı kabul ederek Köseler ve diğer sanıklar için yeniden tutuklama kararı verdi. Bu karar, adeta bir deprem etkisi yarattı.
Yeniden Tutuklama: Evinden Alınan Başkan
6 Eylül 2025 sabahı, Beykoz’da tansiyon yükseldi. Polis ekipleri, Alaattin Köseler’i evinden alarak gözaltına aldı. Yeniden cezaevine gönderilen Köseler’in bu ani dönüşü, hem destekçilerini hem de kamuoyunu şoke etti. Sosyal medyada, özellikle CHP’li isimler ve Beykoz halkı, karara sert tepki gösterdi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Haksız ve hukuksuz bir şekilde yeniden tutuklanan Alaattin Köseler’in yanındayız. Bu karar, adalete olan güveni sarsıyor!” dedi. Köseler’in avukatları ise, kararın hukuka aykırı olduğunu ve itiraz edeceklerini duyurdu.
Sosyal Medyanın Nabzı: Halk Ne Diyor?
Sosyal medya, bu olayla adeta çalkalandı. Twitter’da #AlaattinKöseler ve #Adaletİçin hashtag’leri trend oldu. Bir kullanıcı, “Dün tahliye, bugün tekrar hapis! Bu nasıl bir adalet?” diye yazarken, bir başkası, “Beykoz’un seçilmiş başkanı Köseler’e yapılan bu muamele, halkın iradesine saygısızlıktır!” yorumunu yaptı. Öte yandan, bazı kullanıcılar savcılığın kararını destekleyerek, “Eğer suç varsa, kimse dokunulmaz değil!” görüşünü savundu. Sosyal medyadaki bu bölünmüşlük, davanın ne kadar hassas bir konu olduğunu gözler önüne serdi.
Mahkeme Süreci: Neler Bekleniyor?
Davanın geleceği, hem Beykoz halkı hem de siyasi çevreler tarafından yakından takip ediliyor. Mahkeme, delillerin toplanmasını tamamlamak için ek süre talep etmiş durumda. Köseler ve diğer sanıkların avukatları, delillerin yetersiz olduğunu ve suçlamaların siyasi bir amaç taşıdığını iddia ediyor. Öte yandan, savcılık, soruşturmanın derinleştirilmesi gerektiğini ve yeni delillerin ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Bir sonraki duruşma, davanın seyrini değiştirebilecek kritik bir dönemeç olacak. Peki, Alaattin Köseler yeniden özgürlüğüne kavuşabilecek mi, yoksa bu dava uzun yıllar sürecek bir hukuk mücadelesine mi dönüşecek?
Sonuç: Adalet Arayışı Devam Ediyor
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in hikayesi, adaletin terazisinin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha hatırlattı. Tahliye sevincinden yeniden tutuklamaya uzanan bu süreç, sadece Köseler’in değil, tüm Türkiye’nin gündemine oturdu. Savcılığın itirazı, mahkemenin kararı ve halkın tepkisi, bu davanın sadece bir belediye başkanının değil, bir toplumun adalet arayışının simgesi haline geldiğini gösteriyor. Köseler’in masumiyetini kanıtlayıp kanıtlayamayacağı, ya da savcılığın delillerinin ne kadar güçlü olduğu, önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak bir gerçek var ki, bu dava, uzun süre konuşulmaya devam edecek.