Türkiye'nin yapısını sarsan Can Holding operasyonu, iş dünyası ile siyasetin en kritik kesişim noktasında ışık devam ediyor. İlk bakışta basit bir ekonomik tasarruf gibi görünen süreç, ikinci paragraftan itibaren ortaya çıkan saçılan ayrıntılarla aslında çok daha fazlası anlatılıyor.
Gazeteci Bahadır Özgür'ün aktardığına göre, Can Holding'e bağlı 121 şirketle birlikte Tekfen Holding hislerini de kitlesel olarak genişletti. TMSF'nin yetki alanına giren bu toplam büyüklüğü 8 ila 10 milyar dolarlık bantta değerlendiriliyor. Holdingin güçlü olduğu şapka, tütün ve akaryakıt artışında kuruluş; buna paralel enerji, beyaz eşya, elektronik ve eğitim gibi farklı sektörlerdeki biriken şirketlerle tablo devasa bir yapıya dönüşmüş durumda.
Milyar Dolarlık Portföyün Anatomisi: Tütün, Akaryakıt, Beyaz Eşya ve Elektronik
Özgür, holdingin tütün, tütün, filtre ve sarma makarna üretimi ve ihracatını üstlenen 15 şirketten söz ediyor. Bunun yanında akaryakıtta genel olarak çoğaltılabilen (yaklaşık 500) istasyonla, sahada yüksek nakit kütüphanesi ve geniş bir lojistik hat bulunduğunu belirtiyor. Mersin'deki beyaz eşya fabrikası ve AWOX markasıyla görünürlük artarken, elektrik-elektronik alanında farklı girişimler holdingin meşru vitrinini büyütüyor.
Şaibeli Geçmiş: 1990'lardan 2010'lara Uzanan Kaçakçılık İddiaları
Holdingin adı 1990'lardan itibaren özellikle sigara kaçakçılığı iddialarıyla anılıyor. 2002'deki Duman Operasyonu'nda ortaya çıkan büyük hacimli kaçakçılık ağı, Can ailesini merkezde konumlandıran tespitlerle kaydedilmeye başlandı. 2016'da ise çok ülkeli bir soruşturma dalgasında benzer söylentilerde, patlamanın yeniden gündeme geldiği ifade ediliyor. Özgür'ün anlatımında, bu geçmiş yalnızca kriminal bir sayfa değil; Şirketin sonraki yıllarda meşru sektörlere hızla atlamasının ve arka planda ölçek büyütmenin.
İmaj Temizleme Hamleleri: Üniversite, Kolej ve Medya Hedefleri
Kamuoyu nezdinde kurumsal bir fotoğraf oluşturmak için eğitim ve medya itibarlarının seçildiği görülüyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Doğa Koleji'nin satın alınması bu stratejinin omurgası. Medyada ise Habertürk ve Show TV için iştah açıcı, holdingin kamuoyundaki algısını dönüştürme çabasını büyüten örnekler olarak anlatılıyor. Bu aşama, ekonomik gücün toplumsal meşruiyetle harmanlandığı bir dönemin işaret işaretleri.
F1 İstanbul Park Dosyası: Sahte Teminat Mektubu ve İhalenin Çöküşü
Özgür'ün dikkat çektiği kritik bir başlık da İstanbul Park (Formula 1) ihalesi. Burada Can Holding'in, Bulgaristan menşeli hayali bir sigorta şirketinden kopan sahte teminat mektubunun kapsamlıyla ihalelerin iptal edildiği bilgisi öne çıkıyor. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un süreçte rolü anılırken, Lale Can'ın F1 projesinin yönetim tarafında aktifleştiği, ayrıca 2006'da Fox TV'yi Türkiye'de isimlerden olması ve Pirelli'nin yönetiminde yer alması gibi ayrıntılar bu dosyalara ekleniyor. Bu tablo, “meşru vitrin — arka plandaki finansmanın sağlanması” açısından kritik görülüyor.
Siyasetle Kurulan Ağ: Binali Yıldırım, Savcı Sayan, Mehmet Uçum, Kenan Tekdağ
Saha gerçekliği, siyasetten bağımsız okunamıyor. Özgür, Can Holding'in Binali Yıldırım ile kurduğu yakın ilişkilerden, Savcı Sayan'a verilen açık destekten, Mehmet Uçum'un etkili bir şekilde korunmasını sağlayan bir bağlantı haritası çiziyor. Ciner Grubu'nun eski CEO'su Kenan Tekdağ'ın bu tanıtımlarda yer aldığı ve daha sonra müdahaleyle ilgili bir uyarıda bulunulmadığı belirtildi. Hata, holdingin uzun süreli hukuki ve idari bariyerlerinin zorlanmadan aşılabilmesini sağlayan anahtar bir katmandır.
Regülasyon Boşluğu ve Piyasa Tasarımı: 2017 ve 2020 Kararlarının Etkisi
2017'de açık tütün satışının, 2020'de bandrolsüz sarılmış tütün satışının yasaklanması, iddiaya göre sahada büyük bir dağılmaya neden oldu. Özgür, bu kişilerin rastlantısı yoktu; belirli parçalanma (Can Holding dahil) bu bölgelerdeki pazar kontrolünün sağlanması için ortamın oluşmasını ileri sürüyor. Türkiye'de tütün piyasasının (yasal-yasadışı toplamıyla) filtrelenmesiyle liraya yayılan hacim düşünüldüğünde, düzenlemenin kimine nasıl avantaj sağlanacağı, operasyonun birleştirme okumada merkezinin önemli taşınması.
Kalamış İhalesi, Tekfen Hisseleri ve “Üçüncü En Yüksek Teklif” Detayı
Kalamış Yat Limanı ihalelerinde verilen üçüncü, yüksek teklifler ve sonrasındaki imar garantileri etrafındaki sorunlar, holdingin dev projelerinde karşılaşılan “kırılma” anlarından biri olarak aktarılıyor. Tekfen, hislerinin değiştiğini ve Rekabet Kurumu'nun daha önceki müdahalesi ile kesilen cezayı, holdingin depolama ile büyüme stratejileri arasında gerilim kılıyor gibi görünüyor.
Operasyonun Siyasi Yorumlanışı: “Saray Merkezli Düzenleme”
Özgür, el koyma sürecini tekil bir hukuki işlem olarak değil, “saray merkezli bir ekonomik yeniden düzenleme” değişim olarak okuyor. Yenidoğan çetesi, savunma sanayi ve medya alanındaki değişimleriyle paralel olarak kurulmuş, bugün yaşananların geçmişte pratiklerden bağımsız olmadığını gösteriyor. Tez şu: Büyük hizmetler, TMSF gibi mekanizmalar üzerinden yeniden tasnif yapılarak iktidara yakın gruplara aktarılıyor; Süreç hem kaynak konsolidasyonu hem de politik rekabetin finansal tabanda güçlendirilmesinin önemi artıyor.
Bugün ve Yarın: TMSF Süreci, Kaçış, Satış ve Olası Kazananlar
Özgür'ün anlatımına göre elinde tutan kişilerin ülkelerinin çıkmasıyla süreç olağanüstü bir evrene taşındı. Artık TMSF'nin geniş yetkisi altında bu dağılımların yönetimi ve dağıtımı kritiktir. Piyasanın yarattığı milyarlarca canlının kısa sürede değişeceği yönünde. Bu değişim, önceki modellerde olduğu gibi, iktidar çevresi ile uyumlu sermaye gruplarının güçlenmesiyle sonuçlanabilir. Bu da operasyonun salt “temizlik” değil, aynı zamanda “yeniden pazarlama” başlığıyla okunmasını gerektiriyordu.
Ekrana Yansıyan Detaylar: Plaza, AWOX Tabelaları, Polis Nöbeti
Görüntülere yansıyan CAN HOLDING ve AWOX tabelalı bina, girişteki polis kayıtları, yoğun trafik verileri ve zaman zaman artan dron kadrajları, sahadaki operasyon hissini pekiştiriyor. Aynı akış içinde İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Doğa Koleji oranları, Tekfen merkez evi, Kalamış Yat Limanı ve İstanbul Park pistine ait planlar, hem meşru vitrin hem de mega projelere uzanan geniş görsel olarak kuruyor. Bu görsel olarak düzenlenmiş, anlaşılır, finansal hikayenin mekansal izdüşümünü sağlıyor.
Zaman Akışıyla Kritik Notlar: Ne Oldu? Ne Oluyor?
Anlatı, 121 şirket ve Tekfen'in hislerine el koyma bilgisiyle ortaya çıkıyor. Ayrıca tütün ve akaryakıt eksenli ağın büyüklüğü, 2002 Duman Operasyonu ve 2016 çok ülkeli soruşturma gibi geçmiş kırılma anları ile mevcut yasal zeminin nasıl kurgulandığına bağlanıyor. F1'de sahte teminat mektubuyla çöken ihale, Lale Can'ın etkin rolü ve medya-eğitim yatırımları, “meşru görünüm—riskli altyapı” teziyle bütünleşiyor. Finalde ise sahiplerin kaçışı, TMSF'nin satış yetkisi ve “kimin kazanacağı” sorusu, ekonomik-ekonomik güç mimarisinin aniden yerleşiyor.
Son Söz: Krizde Kurulan Düzen, Düzenleyen Büyüyen Güç
Bu operasyon, yalnızca bir holdingin hikâyesi değil; Türkiye'de servetin nasıl geliştiğini, kriz zamanlarında nasıl yeniden dağıtıldığını ve siyaset sermayesinin nasıl dahil edildiğini gösteren bir vaka çalışması. Özgür'ün yorumunda, böylesi büyük değişiklik hareketlerinin onayı mercii en tepede; sonuçta ortaya çıkan ise iktidarın ekonomik sinir uçlarını tahkim eden yeni bir düzenek. Şimdi herkesin sorduğu soru net: Bu kadar büyük bir hizmet yeni yerlerde neyi değiştirecek ve kimleri daha da güçlendirecek?