Gerçek Gündem Haberleri

Meksika Modeli ve Başkentte Erken Başlayan Taht Kavgası!

Başkentte erken başlayan taht kavgası ve Meksika modeli tartışmaları gündemde. Medya operasyonlarının perde arkasındaki güç savaşı ve zemin düzleme hamleleri nefes kesiyor.

Son günlerde ülke gündemine bomba gibi düşen gelişmeler, görünenin çok ötesinde anlamlar taşıyor. Siyasi kulisleri hareketlendiren ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu olaylar, sadece adli birer vaka olmanın ötesinde, derin bir güç mücadelesinin ve geleceğin siyasi mimarisinin şekillendirilme çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Yargı ve emniyet bürokrasisinin bir enstrüman olarak kullanıldığı bu süreçte, asıl hedefin suçla mücadeleden ziyade, belirli odakların tasfiyesi ve yeni bir dönemin hazırlığı olduğu konuşuluyor. Özellikle son yirmi yılda sıkça şahit olunan "siyasi operasyonların hukuki kılıfa büründürülmesi" geleneğinin, bugün çok daha sert ve karmaşık bir evreye girdiği görülüyor.

Gündemi sarsan bu operasyonların merkezinde, tanınmış medya yüzleri ve ekranların popüler isimleri yer alıyor. Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rümeysa Cebeci gibi figürlerin adının geçtiği, uyuşturucu iddialarıyla başlayan süreç, aslında buzdağının sadece görünen yüzü. Analizlere göre bu hamleler, basit bir narkotik soruşturması değil, aksine yaklaşan yeni dönem öncesi bir "zemin düzleme" ve "alan temizliği" operasyonu. Söz konusu isimlerin çalıştığı medya gruplarına –özellikle Ciner Grubu ve John Holding'e– daha önce kayyum atanması veya el konulması süreçleriyle birlikte düşünüldüğünde, olayın medya ve sermaye yapısının yeniden dizayn edilmesiyle doğrudan bağlantılı olduğu anlaşılıyor. Yani mesele kişisel suçlardan ziyade, kurumsal ve siyasal bir hesaplaşmanın parçası olarak tezahür ediyor.

Olayların perde arkasına bakıldığında, iktidar bloğu içindeki dengelerin ve geleceğe yönelik "taht kavgası"nın izleri çok net bir şekilde görülüyor. Ülke siyaseti, 2027 sonu veya 2028'de yapılması muhtemel seçimlere ve mevcut liderin sonrasındaki döneme odaklanmış durumda. Bu bağlamda, siyaset sahnesinde giderek daha görünür hale gelen ve "veliaht" olarak konumlandırıldığı iddia edilen Bilal Erdoğan ismi öne çıkıyor. Siyasi kulislerde, yaşanan bu sert tasfiye ve operasyonların, Bilal Erdoğan'ın önünü açmak, rakiplerini elimine etmek veya onun siyaset sahnesine çıkışına zemin hazırlamak amacı taşıdığı yüksek sesle dillendiriliyor. Henüz seçimlere uzun bir süre olmasına rağmen, iktidar mücadelesinin bu kadar erken ve şiddetli başlaması, "erken doğum" sancıları olarak yorumlanıyor.

Yaşanan süreç, ülkenin içinde bulunduğu durumu Latin Amerika ülkelerine, özellikle de Meksika modeline benzetilen karanlık bir tabloya dönüştürüyor. Uyuşturucu trafiğinin, limanlarda yakalanan tonlarca malzemenin ve suç örgütlerinin cirit attığı bir ortamda, operasyonların sadece kullanıcılara yönelik kalması ve "baronlara" veya tedarikçilere uzanmaması, bu benzetmeyi güçlendiriyor. Siyasi analizlerde, uyuşturucu meselesinin bir paravan olarak kullanıldığı, asıl amacın ise siyasi rakiplere veya farklı kliklere gözdağı vermek olduğu vurgulanıyor. Meksika'da olduğu gibi, kartellerin devletleştiği veya devletin içindeki bazı yapıların bu ağlarla iç içe geçtiği bir "narkopolitik" düzen endişesi giderek artıyor.

Operasyonların zamanlaması ve hedef aldığı kesimler, iktidar içindeki farklı hiziplerin çatışmasını da gözler önüne seriyor. Bir yanda Hakan Fidan gibi devletin kilit noktalarındaki isimlerin gelecekteki pozisyonları tartışılırken, diğer yanda MHP kanadına veya farklı siyasi gruplara verilen mesajlar dikkat çekiyor. Örneğin, Suriye politikası üzerinden yaşanan görüş ayrılıkları ve parti içindeki bazı vekillerin çıkışları, bloğun kendi içindeki fay hatlarının hareketlendiğini gösteriyor. Kimin kimi tasfiye ettiği henüz tam olarak netleşmese de, bu "taht oyunları"nın, önümüzdeki süreçte daha da sertleşeceği ve yeni siyasi/medya operasyonlarına gebe olduğu aşikar. Sonuç olarak, uyuşturucu ve özel hayat ifşaları üzerinden yürütülen bu süreç, aslında ülkenin en tepesindeki koltuk için verilen amansız bir savaşın ilk muharebeleri olarak tarihe geçiyor.