Türkiye'de oturan bir vergi kaçakçılığı skandalı, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Yurt dışında taşınan lüks araçların, özellikle de Ferrari gibi üst segment markaların, vergiden hedefler için sistematik bir şekilde suistimal edildiği ortaya çıktı. Maliye müfettişleri artık bu usulsüzlüğün izini sürmeye başladı ve takiplere düştü.
Son günlerde Türkiye'deki sokaklarda T plakalı lüks araçların giderek arttığını fark edenler, aslında dev bir vergi kaçakçılığının operasyonunun önünü açan bir sisteme tanık oluyordu. Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, bazılarının yurt dışından getirdikleri Ferrari başta olmak üzere çeşitli markalardaki lüks araçlar, uygulamanın suistimal edilerek Türkiye'de sunulduğu kesin olarak belirlendi. Bu araçların, prototip veya yol testi için kullanılacak araçlara verilen T plakası ile trafiğe çıkarıldığı tespit edildi. Oysa bu plakanın amacı tamamen farklıydı.
Sistemin Nasıl İşlendiği Ortaya Çıktı
Gümrük mevzuatına göre yurt dışından getirilen kişisel kullanıma mahsus kara taşıtları Türkiye'de maksimum 24 ay kalabiliyor. Geçmiş yıllarda bu süre sadece 6 ay olarak uygulanırken, 2015 yılında yapılan bir değişiklikle ancak 24 ay çıkarılmıştı. Ancak bu düzenleme, bazı şirketler tarafından tamamen farklı bir yöntemle sürdürülmeye başlandı.
Türkiye'de ikamet eden kişinin gümrük mevzuatı kurallarına göre yurt dışından araç sağlama hakkı bulunmuyor. Söz konusu ilaçlarda Türkiye'de sadece gelen kişi ve kurum tarafından kullanılması gerekiyor. Vergisiz olarak yurt dışından taşınan bu araçlar, 2 yıl sonunda mutlaka ülke dışında kalan gereksinimler mevcuttur. Ancak bazı şirketler bu sistemi istismar ederek, araçlar Türkiye'de piyasaya sürülmeye başlandı.
T Plaka Skandalı: Prototip Bahanesi
Karayolları Trafik Yönetmeliği'ne göre, prototip veya yol testi için kullanılacak araçlara geçici plaka olarak T plakası veriliyor. Bu plaka, araçları yalnızca test veya prototip amacıyla oluşturmak için tasarlanmış özel bir düzenlemedir. Ancak, Ferrari'nin sağladığı gibi lira değerindeki lüks araçlar, sanki yol testine tabi tutuluyormuş gibi gösterme T plakası aldılar ve bu araçlar vergisiz olarak Türkiye yollarında kullanıma sunuldu.
Bu sayede normalde yüksek gümrük vergisi ve motorlu taşıtlar verimi ödemesi gereken bu lüks araçlar, hiçbir vergi ödemeden Türkiye'de dolaşmaya başladı. Sistem o kadar düzenli çalışıyor ki, birçok kişi T plakalı ama Ferrari'lerin aslında test aracı yoktu bile fark edemiyordu.
Maliye Müfettişleri Devrede
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu usulsüzlüğün tespiti sonrasında harekete geçti. Maliye müfettişleri, lüks araçlar vergisiz olarak nakliyeye izin vermeye başladı. Bakanlık, kapsamlı lüks model incelemesinin alındığını ve bu araçların Türkiye'de piyasaya sunulan orijinal parçalar olarak alındığını duyurdu.
Bu operasyon, aslında rejimin vergi kaybının ne kadar büyük boyutlara ulaştığını da gözlerin önüne seriyor. Bir Ferrari'nin Türkiye'de yasal yollardan toplanması durumunda ödenecek vergiler, aracın değeri neredeyse ikiye katlanıyor. Bu nedenle bazı şirketler, bu sistemi kullanarak hem kendilerini hem de başarılı olmak için büyük kazançlar sağlamaya çalıştılar.
Yolcu Beraberinde Taşıt Uygulaması Nasıl Suistimal Edildi?
Yurt dışından yolcu beraberinde geçici olarak sokulan Ferrari başta olmak üzere birçok lüks araç, mevzuata aykırı biçimde eklenerek dolaştırıldığı tespit edildi. Normal durumda, yurt dışından getirilen bir aracın yalnızca sahibi tarafından kullanılması ve belirli bir süre sonra ülkenin kaldırılması gerekiyor. Ancak bu araçları T plaka ile donatarak sürekli olarak Türkiye'de tutmayı başardı.
Daha da fazlası, bu araçların bazılarının el değiştirerek farklı kişiler tarafından kullanılması. Oysa mevzuat, bu araçlar sadece gelen kişi veya kurum tarafından kullanılmasına izin veriyor. T plaka ile trafiğe ayrılmış bu araçlar, sanki test ediliyormuş gibi gösterilirken, aslında günlük kullanımda çeşitli insanlara hizmet veriyordu.
Büyük Vurgun: Milyonlarca Lira Vergi Kaybı
Uzmanlar, bu sistemin devlete yıllık yıllık lira vergi kaybını yaşattığını tahmin ediyor. Bir Ferrari'nin Türkiye'de yasal olarak satın alınması durumunda, ÖTV, KDV ve diğer vergilerle birlikte ödenmesi gereken toplam tutar, aracın orijinal fiyatının çok üzerinde oluyor. Örneğin yurt dışında 500 bin euro değerinde bir Ferrari, Türkiye'de vergilerle birlikte 1 milyon euro civarına ulaşabiliyor.
Şirketler bu sistemi kullanarak, hem bu vergileri ödemekten kaçındı hem de araçların T plakalı olarak piyasaya sürülmesini normal bir şekilde sundu. Bu durum, hem adalet adaleti açısından hem de dürüst şekilde iş yapan otomotiv sektörü iş ortakları açısından büyük bir haksızlık oluşturdu.
Soruşturma Genişliyor
Bakanlık kaynaklarından gelen bilgilere göre, soruşturma yalnızca Ferrari markasıyla sınırlı değildir. Lamborghini, Porsche, Bentley gibi diğer lüks markalarda da benzer depolamalı olup olmadığı araştırılıyor. Müfettişler, özellikle son birkaç yılda T plakası ile trafiğe ayrılmış tüm lüks araçların geçmişini tek tek inceliyor.
Ayrıca bu araçların birbirini takip eden kimler olduğu, hangi araçların Türkiye'ye getirildiği ve kimlere kullanıldığı da soruşturma kapsamında kullanıldı. Bazı gelişmelerin düzenli olarak bu sistemin çalıştığı ve bunu adeta bir iş modeline dönüştürdüğü iddia ediliyor.
Cezalar Ne Olacak?
Vergi kaçakçılığı suçu, Türk Ceza Kanunu'nda ağır yaptırımları olan bir suçtur. Bu soruşturma sonucunda suçlu bulunan şirketler ve kişiler, hem idari para cezalarıyla hem de hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Ayrıca kaçırılan vergilerin tamamı, gecikme faizi ve cezalarıyla birlikte tahsil edilecek.
Uzmanlar, bu tür bir operasyonun otomotiv sektöründe ciddi bir cadırcılık yaratacağını düşünüyor. Çünkü artık T plakası ile trafik onun lüks aracı olarak tescillendi, bakanlığın radarında olacak ve detaylı incelemelerden geçecek.
Dürüst İş Yapanlar Memnun
Bu gelişme, otomotiv sektöründe dürüst iş yapan firmalar tarafından olumlu karşılandı. Yıllardır süren haksız rekabetle mücadele eden yetkili satıcılar, nihayet bu konuda somut adımlar attığını görmekten memnun kaldı. Bir yetkili distribütör yetkilisi, "Biz tüm vergileri ödeyerek araçları satıyoruz ama bazı firmalar vergisiz araçlar piyasaya sürüyor. Bu hem bize hem de devlete haksızlık" dedi.
Gelecekte Neler Değişecek?
Bu skandal sonrasında, T plaka düzenlemelerinin gözden geçirilmesi bekleniyor. Uzmanlar, plaka verme sisteminin daha sıkı denetlenmesi ve gerçekten test amaçlı kullanılacak araçların daha katı kriterlerin getirilmesi gerektiğini söylüyor.
Ayrıca yolcuların beraberinde getirdiği araçların tekrar gözden geçirilmesi ve gündemdeki daha sıkı takip sisteminin içeriği. Bazı düzenli, 24 aylık sürenin çok uzun olduğunu ve bu sürenin kısaltılması gerektiğini savunuyor.
Halkın Tepkisi
Sosyal medyadaki gelişmeler büyük yankı uyandırdı. Vatandaşlar, zenginlerin vergi kaçırdığını nasıl gördüğünü gözlemliyor. Özellikle ekonomik zorluklar yaşayan geniş kesimlerin, lüks araç sahiplerinin vergi kaçırmasına tanık olması büyük tepki topladı.
Bir sosyal medya kullanıcısı, "Biz asgari ücretle geçinmeye devam ederken, Ferrari'yle gezen birilerinin vergi bile ödemediğini öğrendiği çok acı" yorumunu yaptı. Bu tepkiler, Maliye Bakanlığı'nın soruşturmasını daha da kararlı bir şekilde sürdürmesine sebep oldu.
Sonuç: Adalet Aranıyor
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın başlattığı bu operasyon, Türkiye'de vergi adaleti konusunda önemli bir adım olarak görülüyor. Maliye müfettişlerinin kararlı çalışması, bu tür usulsüzlüklerin cezasız kalmayacağının bir göstergesidir. Önümüzdeki günlerde yapılan soruşturmanın sonuçları netleştikçe, kamuoyunun merakla beklediği isimler ve rakamlar da açıklanacak.
Bu skandal, aynı zamanda denetimin işleyişinin ortaya çıkmasıyla da ortaya çıktı. T plakası gibi özel düzenlemelerin nasıl uygun bir şekilde edilebildiğinde, sistemin tüm açıklarının kapatılmasının gerektiği görülüyor. Bakanlık, bu soruşturma ile hem vergi kaybını önlemeyi hem de çaydırıcı bir örnek oluşturmayı hedefliyor.
Türkiye sokaklarında dolaşan T plakalı lüks araçlara artık farklı gözlerle bakılacak. Çünkü herkes biliyor ki, bu piyasaların bir kısmı aslında vergi kaçakçılığının birer enstrümanı olabilir. Maliye Bakanlığı'nın bu kararlı hali, ilerleyen dönemlerde benzer usulsüzlüklerin de ortaya çıkmasına neden olabilir.
