CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Türkiye’nin Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı üzerinden yaptığı usulsüz petrol ticareti nedeniyle Irak’a ödemek zorunda kaldığı 1 milyar 471 milyon dolarlık cezanın skandal detaylarını paylaştı. Yavuzyılmaz, bu karanlık ticaretin bir ayağının da İsrail’e uzandığını iddia ederek, Türkiye’nin Irak’tan izinsiz taşınan petrolü Irak devletinin belirlediği fiyatın çok altında başka ülkelere sattığını öne sürdü.
Uluslararası Tahkim Mahkemesinin verdiği nihai karar uyarınca, Türkiye ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Irak Merkezi Hükümeti’ne, indirimli satılan 233 milyon varil petrolde uygulanan 673 milyon dolarlık indirim tutarını ceza olarak ödemekle yükümlü kılındı. Deniz Yavuzyılmaz, İsrail’in bu ucuz petrolü satın alan ülkelerin başında geldiğini ve bu ticari ilişkinin Türkiye’nin devasa cezalar ödemesine yol açtığını belirtti.
Yavuzyılmaz, AKP iktidarının, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalara aykırı hareket ederek Irak petrolünü usulsüz taşıdığını ve bu usulsüzlüğe aracılık ettiğini iddia etti. Ayrıca bu ticaretin Türkiye’nin dış politikasındaki ikiyüzlülüğün de belgesi olduğunu söyledi. İddiaların dayanağı olarak 13 Şubat 2023 tarihli Uluslararası Tahkim Mahkemesi kararı ile 2018 Iraq Energy Institute raporu gösterildi.
Bu gelişmeler, Türkiye ile Irak ve İsrail arasındaki petrol ticaretinde yaşanan usulsüzlüklerin ve siyasi bağlantıların uluslararası hukuk ve politikada yarattığı tartışmaları derinleştirirken, iktidar politikalarının da kritik bir sorgulamaya tabi tutulmasına neden oldu.
Türkiye’nin uluslararası ticaret ve diplomasi arenasında karşı karşıya kaldığı bu ciddi skandal, ekonomik yükümlülüklerin yanında yüksek siyasi riskleri de beraberinde getiriyor. Yavuzyılmaz’ın ortaya koyduğu belgeli iddialar, önümüzdeki süreçte Türkiye siyasetinde ve dış ilişkiler sahnesinde geniş yankılar uyandırmaya aday.Başlık: Tanju Özcan’a Yurt Dışı Yasağı ve Adli Kontrol
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında, ocak ayında Suriyeli sığınmacılarla ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Daha önce defalarca takipsizlik kararı verilmiş olmasına rağmen, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamasının ardından yeniden soruşturma açıldı ve Bolu 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Duruşma öncesinde hakim değişikliği yaşandı. Yeni hakim, duruşmaya birkaç gün kala savcılığa, Özcan hakkında tutuklama ve adli kontrol tedbirlerinin gerekip gerekmediğini sordu. Savcılık adli kontrol gerekmediğini bildirirken mahkeme gerekçe göstermeksizin Özcan’a yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararı verdi.
Özcan, sosyal medya hesabından karara tepki göstererek gerekçesiz olduğunu belirtti ve “Bu ne garip bir sığınmacı sevgisidir anlamak mümkün değil” dedi. Özcan, geçmişte Bolu’da Suriyeli sığınmacıların gitmesi için aldığı kararlar nedeniyle aldığı şikayetlere karşı takipsizlik kararı verildiğini hatırlattı.
Adli kontrol ve yurt dışı yasağı kararları, siyasi ve hukuki gerilimi artırırken kamuoyunda geniş yankı buldu. Bu gelişme, Özcan hakkında süren davanın önümüzdeki süreçte de dikkatle takip edileceğinin göstergesi.
Türkiye’de siyaset ve hukuk arasındaki bu karmaşık durum, hem yerel hem ulusal gündemde tartışmalara yol açmaya devam ediyor.