Asgari ücret zam süreci, Türkiye'de milyonlarca çalışanın geleceğini belirleyen bir dönemeç olarak hız kazanıyor. Bugün, yani 7 Aralık 2025 Pazar günü, Sözcü Gazetesi Ekonomi Muhabiri Erdoğan Süzer'in Sözcü TV'deki "Aslı Kurtuluş Mutlu ile Sözün Aslı" programında paylaştığı tahminler, tartışmaları alevlendirdi. Süzer, mevcut net asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu bir ortamda, 2026 yılı için zam oranlarının yüzde 20'nin altında kalmayacağını, işveren ve hükümetin yüzde 25'lik bir artışı hedeflediğini vurguladı. Türk-İş'in açıkladığı açlık sınırının 30 bin TL'ye, yoksulluk sınırının ise 100 bin TL'ye dayandığı bir tabloda, Süzer yüzde 40'lık zammı bile "hayal" olarak nitelendirdi ve yüzde 100'lük bir artışın bile yoksulluğu aşamayacağını belirtti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısı 10 Aralık 2025 Çarşamba günü yapılacakken, Türk-İş'in boykot sinyalleri ve Hak-İş'in alternatif rolü, süreci belirsizliğe sürüklüyor. Peki, Süzer'in kalem kalem hesapladığı senaryolar neler, enflasyon baskısı zammı nasıl etkileyecek ve komisyonun nihai kararı ne olacak? Bu kritik tartışmanın tüm detaylarını, rakamlar ve alıntılarla birlikte derinlemesine inceleyelim; çünkü bu zam, sadece maaş artışı değil, milyonlarca ailenin alım gücünü ve ekonomik istikrarı şekillendirecek bir dönüm noktası.

Erdoğan Süzer'in programdaki yorumları, asgari ücret tartışmasını somut rakamlarla renklendirerek başladı. Süzer, AKP iktidarının geçmiş deneyimlerine dayanarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "işçiler yoktur" dedirtmeyeceğini ve zam oranının en az yüzde 20'nin üzerinde olacağını öngördü. İşveren tarafı TİSK ve ekonomi yönetiminin istediği oranın yüzde 25 olduğunu belirten Süzer, bu artışın mevcut ücrete ilave 5 bin 500 TL getireceğini hesapladı. Yüzde 30'luk bir zammı ise "insaf" olarak nitelendirerek, bunun yaklaşık 6 bin 500 TL'lik bir ekleme anlamına geleceğini vurguladı. Süzer'in en çarpıcı alıntısı ise şöyle: _"Yüzde 20 vermezler ama diyelim ki verdiler. Benim şimdiye kadarki deneyimim gösteriyor ki AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan 'işçiler yoktur' dedirtmez. Türk-İş girmezse Hak-İş’i alır."_ Bu ifade, Türk-İş'in komisyona katılım konusundaki tereddütlerini ve olası boykot senaryosunu işaret ediyor; zira sendika, komisyon yapısının adil olmadığını savunarak masadan kalkma sinyali verdi. Süzer, enflasyonun yeni yüzde 30'a yaklaştığını hatırlatarak, bu oranların bile yetersiz kalacağını dile getirdi. Programda, Süzer'in "Asıl olması istenen, işverenin ve ekonomi yönetiminin istediği yüzde 25; ilave 5 bin 500 lira" sözleri, hükümetin ekonomik gerçeklerle yüzleştiğini ima ediyor. Bu yorumlar, Süzer'in yılların ekonomi muhabirliği birikimiyle, zam sürecinin siyasi ve ekonomik dengelerini özetliyor; zira komisyonun 10 Aralık'taki ilk toplantısı, bu tahminleri test edecek.

Asgari ücret tahminleri, Süzer'in kalem kalem hesapladığı senaryolarla netleşiyor ve mevcut 22 bin 104 TL'lik net ücret üzerinden olası artışları gösteriyor. Süzer, yüzde 20'lik bir zammın 26 bin 525 TL'ye çıkaracağını, ancak bu oranın gerçekçi olmadığını belirtti; zira enflasyonun baskısı altında kalıyor. Yüzde 25'lik artış –işveren ve hükümetin hedefi– ücreti 27 bin 630 TL'ye taşırken, ilave 5 bin 500 TL'lik bir ek getirecek. Yüzde 30'luk senaryo ise 28 bin 635 TL'ye ulaşacak ve yaklaşık 6 bin 500 TL'lik bir zam anlamına gelecek; Süzer, buna "insaf" diyerek, enflasyonun yüzde 30'a yaklaştığını hatırlattı. Daha iyimser bir tablo çizen yüzde 35'lik zam, maaşı 29 bin 840 TL'ye çıkarırken, yüzde 40'lık artış ise 30 bin 946 TL'ye ulaşacak –ancak Süzer, bu son ikisini "hayal" olarak nitelendirdi. Süzer'in hesaplamaları şöyle özetlenebilir: _"Belki buna bir 35 ekleyelim, 29.840 lira oluyor. Bir de 40 yazalım, çok görünmeyecek ama 30.946 lira olacak."_ Bu tahminler, Türk-İş'in son açıkladığı açlık sınırının 30 bin TL'ye, yoksulluk sınırının ise 100 bin TL'ye dayandığı bir ortamda yetersiz kalıyor; Süzer, _"Türk-İş'in yaptığı son açıklamada açlık sınırı şu anda 30 bin lira, yoksulluk sınırıysa 100 bin liraya dayandı ve biz yüzde 40’ın bir hayal olduğunu söylüyoruz. Yüzde 100 bile olsa yoksulluk sınırının çok az üstü"_ diye vurguladı. Süzer, yüzde 20, 25, 30'u konuşmanın beklenti olduğunu, ancak asıl ihtiyacın yüzde 100'lük bir zam olduğunu ifade etti. Bu senaryolar, komisyonun nihai kararını etkileyecek; zira enflasyonun yeni yüzde 30'a yaklaştığı bir tabloda, düşük zamlar sokak protestolarını tetikleyebilir.

Zam süreci, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 10 Aralık 2025 Çarşamba günü yapacağı ilk toplantıyla start alacak ve 31 Aralık'a kadar tamamlanması bekleniyor. Komisyon, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında toplanacak; işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını TİSK temsil edecek. Ancak, Türk-İş'in komisyon yapısına yönelik itirazları, boykot riskini artırıyor; Süzer, AKP iktidarının bu durumda Hak-İş'i devreye sokabileceğini ima etti. Süzer'in yorumu, sürecin siyasi boyutunu aydınlatıyor: _"Yüzde 20, 25, 30’u konuşuyoruz çünkü beklenti o yönde. Aslında yüzde 100'ü konuşmak lazım."_ Enflasyon verileri, zammın belirleyicisi; TÜİK'in son açıkladığı rakamlara göre, yıllık enflasyon yüzde 50'leri aşmış durumda, ancak bağımsız ekonomistlere göre gerçek oran yüzde 80-90'larda. Türk-İş'in açlık ve yoksulluk sınırları, komisyonun müzakere masasını şekillendirecek; zira açlık sınırı 30 bin TL'ye ulaşırken, mevcut ücretin alım gücü erimiş durumda. Süzer, işveren ve hükümetin yüzde 25'i hedeflediğini, ancak enflasyon baskısının yüzde 30'a zorlayabileceğini belirtti. Komisyonun nihai kararı, 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek; anlaşma olmazsa, Bakanlık son sözü söyleyecek. Bu süreç, 2025 zam sürecini andırıyor; o yılda yüzde 30'luk refah payıyla uzlaşı sağlanmıştı, ancak bu kez sendika itirazları daha sert.

Enflasyon ve sınır verileri, Süzer'in tahminlerini destekleyen somut gerçekler olarak öne çıkıyor. Türk-İş'in son araştırmasına göre, açlık sınırı 30 bin TL'ye, yoksulluk sınırı ise 100 bin TL'ye dayandı; bu rakamlar, dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak için gereken minimum seviyeyi temsil ediyor. Süzer, enflasyonun yeni yüzde 30'a yaklaştığını belirterek, _"Enflasyon yeni 30’a gelmeye çalışıyor. Böylece 6 bin 500 lira civarı bir artış olacak"_ diye hesap yaptı. TÜİK verilerine göre, Kasım ayı enflasyonu yüzde 3,28 artarken, yıllık oran yüzde 50'yi aştı; bağımsız kaynaklar ise gerçek enflasyonu yüzde 70-80'lerde gösteriyor. Bu baskı, zammın en az yüzde 25-30 olmasını zorunlu kılıyor; zira mevcut ücretin alım gücü, gıda ve kira zamlarıyla erimiş durumda. Süzer, siyasi partilerden gelen zam çağrılarını da not düşerek, sürecin toplumsal bir beklentiyle şekillendiğini vurguladı. Enflasyonun yıl sonu projeksiyonu yüzde 55-60 arasında; bu da komisyonun refah payını artırmasını gerektirecek. Süzer'in analizleri, bu verilerin zammı belirleyeceğini gösteriyor; düşük bir oran, sokak eylemlerini tetikleyebilir.

Süzer'in tahminleri, zam senaryolarını kalem kalem hesaplayarak somutlaştırıyor ve olası sonuçları öngörüyor. Yüzde 20'lik zam, ücreti 26 bin 525 TL'ye çıkarırken, açlık sınırının altında kalacak ve yetersiz görülecek. Yüzde 25'lik artış –işveren ve hükümetin tercihi– 27 bin 630 TL'ye ulaşacak ve ilave 5 bin 500 TL getirecek; Süzer, bunu "asıl istenen" olarak nitelendirdi. Yüzde 30'luk senaryo, 28 bin 635 TL'ye sıçrayacak ve 6 bin 500 TL'lik bir ek anlamına gelecek; enflasyonun baskısıyla gerçekçi görülüyor. Yüzde 35'lik zam 29 bin 840 TL, yüzde 40'lık ise 30 bin 946 TL'ye ulaşacak –ancak Süzer, bu ikisini "hayal" olarak yorumladı. Süzer'in hesapları, _"Yüzde 100 bile olsa yoksulluk sınırının çok az üstü"_ diyerek, gerçek ihtiyacın ne kadar yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu senaryolar, komisyonun müzakerelerini şekillendirecek; Türk-İş'in boykotu, Hak-İş'in devreye girmesiyle dengelenebilir. Süzer, AKP iktidarının sendikaları bölme stratejisini ima ederek, sürecin siyasi bir satranç tahtası olduğunu belirtti. Tahminlerin ortalaması yüzde 25-30; bu da net ücreti 27-28 bin TL bandına taşıyacak ve işverene maliyeti 38-40 bin TL'ye çıkaracak.

Bu tahminlerin ekonomik yansımaları, Türkiye'nin genel tablosunu etkiliyor. Yaklaşık 7 milyon asgari ücretli, aileleriyle birlikte 25 milyonu buluyor; zam, tüketim harcamalarını canlandırabilir, ancak düşük kalırsa sokak protestoları artar. Refah payı, zammın kilit unsuru; 2025'te yüzde 30'luk pay eklenmişti, bu yıl da enflasyon farkı zorunlu kılıyor. İşverenler, TİSK aracılığıyla "Maliyetler artmasın" diyor; zira zam, KOBİ'leri zorlayabilir. Süzer'in yorumları, sürecin toplumsal bir beklentiyle ilerlediğini gösteriyor; siyasi partilerden gelen zam çağrıları, komisyonu baskı altına alacak. Enflasyonun yıl sonu tahmini yüzde 55; bu da zammın en az yüzde 30 olmasını gerektiriyor. Süzer, "Yüzde 20, 25, 30’u konuşuyoruz çünkü beklenti o yönde" diyerek, gerçek ihtiyacın ötesinde bir uzlaşıyı işaret etti.

Tarihsel bağlamda, asgari ücret zamları enflasyonla yarışıyor. 2023'te yüzde 107'lik rekor zam yapılmış, 2024'te yüzde 49'la dengelenmişti; 2025'in yüzde 30'luk artışı, alım gücünü kısmen korudu. Süzer'in tahminleri, bu trendi devam ettiriyor; ancak Türk-İş'in açlık sınırı 30 bin TL'ye ulaşmışken, zamlar yetersiz kalıyor. Komisyon yapısına itirazlar, ILO standartlarını hatırlatıyor; zira işçi temsiliyeti, adaleti sağlıyor. Süzer'in "AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan 'işçiler yoktur' dedirtmez" alıntısı, siyasi iradenin rolünü vurguluyor; Hak-İş'in alternatif konumu, sendika rekabetini alevlendiriyor.

GİV Başkanı Koç Girişimcilik İçin Merkezî Yapı Çağrısı Yaptı
GİV Başkanı Koç Girişimcilik İçin Merkezî Yapı Çağrısı Yaptı
İçeriği Görüntüle

Bu sürecin olası senaryoları, Süzer'in hesaplarıyla örtüşüyor. En iyimser: Yüzde 30 zamla 28 bin 635 TL net ücret, refah payı yüzde 20 olur. Kötümser: Yüzde 25'le 27 bin 630 TL, boykotlar uzlaşmayı zorlaştırır. Orta yol: Yüzde 27-28 arası, enflasyon hedefiyle dengelenir. Milyonlar, 10 Aralık'ı bekliyor; zira bu tarih, yeni yılın kaderini yazacak. Süzer, "Aslında yüzde 100'ü konuşmak lazım" diyerek, gerçek ihtiyacın ne kadar yüksek olduğunu haykırdı.

Sonuç olarak, Erdoğan Süzer'in tahminleri, 2026 asgari ücretini yüzde 25-30 bandında konumlandırıyor; komisyon 10 Aralık'ta start verecek, Türk-İş boykotu belirsizliği artırıyor. Açlık sınırı 30 bin TL, yoksulluk 100 bin TL'ye dayanmışken, zam senaryoları yetersiz görünüyor. Süzer'in "Yüzde 40’ın bir hayal olduğunu söylüyoruz" çığlığı, enflasyonun baskısını yansıtıyor; milyonların gözü kulağı bu süreçte. 1 Ocak, sadece bir tarih değil; umudun testi –zira bu zam, cepleri kadar geleceği de dolduracak.