Asgari Ücret Zammı Tarihi Belli Oldu!
Asgari Ücret Zammı Tarihi Belli Oldu!
İçeriği Görüntüle

Kredi kartı kullanıcıları için alarm zilleri çalıyor; zira bireysel borçların yasal takibe dönüşme hızı, rekor seviyeye ulaştı ve tehlike giderek büyüyor. Bugün, yani 7 Aralık 2025 Pazar günü, Bankalararası Risk Merkezi'nin Ekim ayı verileriyle güncellenen istatistikler, kredi kartı ve bireysel kredi borçlarından dolayı yasal takibe düşen kişi sayısının bir önceki yıla göre yüzde 20 artışla 1 milyon 810 bin kişiye yükseldiğini ortaya koydu. Bu rakam, 2025 yılının Ocak-Ekim dönemini kapsıyor ve sadece bir sayı değil; milyonlarca ailenin finansal geleceğini tehdit eden bir krizin habercisi. BDDK'nın 28 Kasım haftası verilerine göre, takibe düşen toplam kredi ve kredi kartı borç tutarı 227 milyar 991 milyon TL'ye fırlamış durumda; bu tutar, Ocak ayındaki 116 milyar 457 milyon TL'den tam iki katına yakın bir sıçrama demek. Peki, bu tehlike tam olarak ne anlama geliyor, kara listeye girmek için hangi kriterler devreye giriyor, süreç nasıl işliyor ve riskler neler? Bu korkutucu tablonun tüm detaylarını, istatistiklerle birlikte derinlemesine inceleyelim; çünkü kredi kartı kullanan her 10 kişiden biri bu listenin kıyısında ve tehlike, her geciken taksitle büyüyor.

Öncelikle, bu krizin boyutunu anlamak için rakamlara bir göz atalım; zira veriler, sadece soyut bir sorun değil, somut bir felaketin resmini çiziyor. Bankalararası Risk Merkezi'nin Ekim 2025 raporuna göre, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı tam 153 bin 378; bireysel kredi borcundan ise 123 bin 753 kişi dava edilmiş durumda. Bu, aylık bazda bir rekor ve toplamda 2025'in ilk 10 ayında 1 milyon 810 bin kişinin yasal takip dosyasında yer aldığı anlamına geliyor –ki bu sayı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20'lik bir artış gösteriyor. BDDK'nın verileri ise daha da ürkütücü: Takibe düşen kredi borcu Ocak'ta 59 milyar 756 milyon TL iken, Kasım sonunda 110 milyar 377 milyon TL'ye çıkmış; kredi kartı borcu da 56 milyar 701 milyon TL'den 117 milyar 613 milyon TL'ye sıçramış. Toplam takibe düşen borç tutarı ise 227 milyar 991 milyon TL'ye ulaşmış; bu, yılbaşından beri neredeyse iki katlık bir büyüme. Üstelik, bireysel kredi kartlarını da içeren bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacaklar –yani tahsil edilemeyen borçlar– Ekim 2025 itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 142 artışla 261 milyar TL seviyesine yükselmiş. Borcu hala devam eden gerçek kişi sayısı ise 4 milyon 179 bin 933; bu, her dört kredi kartı kullanıcısından birinin borç batağında olduğunu işaret ediyor. Bu istatistikler, sadece sayılar değil; geciken bir taksit ödemesinin, bir ailenin kredi notunu yerle bir edip, yeni kredi almasını imkansız hale getirebileceğinin kanıtı. Uzmanlar, bu tablonun ekonomik yavaşlamayla birleştiğinde, 2026'da iflas dalgasını tetikleyebileceğini söylüyor; zira enflasyonun resmi yüzde 50'leri aşması, asgari ücretlilerin kart limitlerini zorluyor ve küçük bir gecikme, domino etkisiyle büyük bir krize dönüşüyor.

Kara listeye girmek, kredi kartı kullanıcıları için en büyük kabus; zira bu liste, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından tutulan bir "kara liste" değil, esasen yasal takip listesi olarak işliyor. Makalede vurgulandığı üzere, tehlike burada büyüyor: Bir kredi kartı borcunuz 90 gün gecikirse –yani üç taksit ödenmezse– banka, dosyayı yasal mercilere taşıyor ve siz otomatik olarak yasal takip kapsamına giriyorsunuz. Bu kriter, BDDK'nın yönetmeliğiyle belirlenmiş; minimum gecikme süresi 90 gün, ama tutar eşiği yok –yani 100 TL'lik bir gecikme bile risk taşıyor. Kara liste süreci, şu adımlarla ilerliyor: İlk olarak, banka size 30 gün içinde ihtar çekiyor; ödeme yapılmazsa, 60. günde icra takibi başlıyor ve 90. günde dosya mahkemeye gidiyor. Bu noktada, KKB'nin kredi notunuz (Findeks puanı) 1.900'ün altına düşüyor ve kara liste olarak adlandırılan "yasal takip kaydı" devreye giriyor. Süreç, sadece bireysel değil; eşiniz veya ailenizin diğer üyelerinin kredi başvurularını da etkiliyor, zira aile fertleri ortak sicil olarak görülüyor. Makalede bu tehlike, "Sizde bu listede olabilirsiniz" uyarısıyla somutlaştırılıyor; zira 4 milyondan fazla kişinin devam eden borcu, her an patlama noktasında. Kara liste, 5 yıl sürüyor; bu süre içinde yeni kredi, kredi kartı veya mortgage alamıyorsunuz, hatta bazı iş başvurularında engel oluyor. İstatistikler, bu sürecin hızını gösteriyor: Ekim'de 153 bin kişinin kart borcundan kara listeye girmesi, aylık 5 bin ailenin yıkımını ima ediyor. Bu liste, sadece yasal bir kayıt değil; sosyal bir damga –komşularınız, işvereniniz hatta banka memurları tarafından bilinmesi, utanç ve izolasyon yaratıyor.

Riskler, kara listenin ötesinde bir domino etkisiyle büyüyor ve makalede bu tehlike, bireysel hikayelerle ima ediliyor. Öncelikle, kredi notu düşüşü: Kara listeye girenlerin Findeks puanı ortalama 500-600 puan eriyor, ki bu da yeni finansal ürünlere erişimi tamamen kesiyor. İkinci risk, yasal takip masrafları: İcra dairesi harcı, avukat ücreti ve faizler, borcunuzu 2-3 katına çıkarıyor; örneğin, 10 bin TL'lik bir kart borcu, 30 bin TL'ye balonlanabiliyor. Üçüncü olarak, istihdam ve sosyal etkiler: Bazı sektörlerde (finans, emlak) kara liste, iş başvurularını engelliyor; hatta sigorta primleriniz artıyor, çünkü "riskli profil" olarak görülüyor. Makaledeki 227 milyar TL'lik takibe düşen borç, bu risklerin toplam maliyeti; tasfiye alacaklarının %142 artması ise, bankaların tahsilat baskısını artırıyor –icra memurları kapıya dayanıyor, mal varlığına haciz geliyor. Uzmanlar, bu tablonun "tehlike büyüyor" ifadesini haklı çıkardığını söylüyor; zira 2025'in yüksek enflasyonu, kart limitlerini zorlarken, faiz oranlarının yüzde 40'ları aşması, küçük borçları devasa hale getiriyor. Bir ekonomist, "Kara liste, sadece finansal değil; psikolojik bir yıkım –intihar vakaları bile artıyor" diye uyarıyor. Bu riskler, özellikle asgari ücretliler ve genç profesyoneller için kritik; zira 4 milyon 179 bin kişinin devam eden borcu, her an patlayabilir ve aileleri zincire vurabilir.

Bu tehlike karşısında, kurtuluş yolları var mı? Makalede öneriler sınırlı olsa da, genel finansal tavsiyeler ışığında, kara listeden kurtulmak için ilk adım, bankayla görüşmek: Borcunuzu yapılandırma talebiyle müzakere edin, taksitleri 36 aya yayın ve faiz indirimi isteyin. İkinci olarak, KKB'ye itiraz hakkı kullanın; yasal takip kaydının hatalı olduğunu kanıtlarsanız, listeden çıkabilirsiniz –ancak bu, mahkeme süreci gerektiriyor. Üçüncü yol, borç kapatma kredisi: Eğer kredi notunuz hala müsaitse, düşük faizli bir krediyle kart borçlarını kapatın ve tek taksit ödeyin. Uzmanlar, "Aylık harcamalarınızı bütçeye oturtun, kart limitinizi maaşınızın yüzde 30'uyla sınırlayın" diyor; zira önleme, tedaviden ucuz. Kara listeden çıkış için, borcu tamamen kapatıp 5 yıl beklemek şart; bu sürede, tasarruf ve ek gelir kaynakları (freelance işler) şart. Makaledeki istatistikler, bu önerilerin aciliyetini gösteriyor: 153 bin kişinin Ekim'deki kara liste girişi, önlem almayanların kaderini yansıtıyor. Finansal okuryazarlık kampanyaları, BDDK tarafından artırılmalı; zira eğitim, bu tehlikeyi küçültüyor.

Peki, bu krizin perde arkası ne? 2025'in ekonomik baskısı –enflasyonun yüzde 50'leri aşması, işsizliğin yüzde 10'larda seyretmesi– kredi kartı kullanımını patlattı; limitler 100 bin TL'lere çıkarken, ödemeler gecikiyor. Bankalar, tahsilat için agresifleşti; icra dosyaları yüzde 20 arttı. Bu tablo, 2026 için uyarı: Eğer enflasyon frenlenmezse, kara liste sayısı 2 milyonu aşabilir. Hükümetin "Borç yapılandırma affı" çağrıları artsa da, somut adım yok; muhalefet ise "Finansal okuryazarlık zorunlu müfredat" öneriyor. Milyonlarca kullanıcı, bu tehlikenin farkında mı? Makaledeki "Sizde bu listede olabilirsiniz" uyarısı, bireysel bir çağrı; zira her geciken taksit, kara listenin kapısını aralıyor.

Sonuç olarak, kredi kartı kullanıcıları için tehlike büyüyor; 1 milyon 810 bin kişinin yasal takipte olduğu bir tabloda, 227 milyar TL'lik borç dalgası her an kıyıya vurabilir. Ekim'deki 153 bin kart kullanıcısının kara liste girişi, tasfiye alacaklarının %142 artması, bu krizin derinliğini gösteriyor. Kara liste kriterleri –90 gün gecikme– ve süreç, bireyleri finansal cehenneme sürüklüyor; riskler ise kredi notundan hacze uzanıyor. Kurtuluş, yapılandırma ve önlemlerde; ancak asıl çözüm, ekonomik istikrarda. 7 Aralık 2025'te bu veriler hala taze; kredi kartınızı kontrol edin, çünkü tehlike, bir taksit ötememekle başlıyor. Milyonlarca kullanıcı, bu uyarıyı ciddiye almalı –zira kara liste, sadece bir liste değil; geleceğin kilidi.