Son dönemde kamu kurumlarında yaşanan tartışmalı atamalar ve disiplin süreçleri, geniş kesimler tarafından yakından izleniyor. Özellikle sosyal hizmet alanında görev yapan personelin istihdam şekilleri, liyakat tartışmalarını yeniden alevlendirmiş durumda. Bu bağlamda, bir bakanlıkta ortaya çıkan iddialar, yeni soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

Olayların kökeni, Şubat 2025'te alınan bir karara dayanıyor. Yedi yıl aradan sonra, bakanlık yaklaşık 100 kişiyi ek ders karşılığı personel olarak işe aldı. Bu alım, o dönemde büyük şaşkınlık yaratmıştı. Ardından 27 Şubat 2025'te Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile bu kişiler, KPSS şartı aranmaksızın sosyal hizmet personeli unvanıyla memur kadrosuna geçirildi.

Bu süreçte dikkat çeken isimlerden biri, Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu'nun yeğeni Fethullah Efe Polat oldu. Polat, kararın yayımlanmasından kısa süre önce Bursa Nilüfer Sosyal Hizmet Merkezi'nde ek ders karşılığı görevlendirilenler arasındaydı. 15 Mayıs 2025'te ise aynı merkezde memur olarak göreve başladı. Tarıkdaroğlu, yeğeninin başvurusundan haberi olmadığını, kararın çıkmasının tesadüf olduğunu ve sözleşmesinin uzatılmamasını isteyeceğini belirtti.

Skandalın bir diğer boyutu, 11 Aralık 2025'te ortaya çıktı. B.G. adlı kadın, eski iş arkadaşı olan Polat'ın kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla şikayetçi oldu. İfadesinde, işten ayrılış nedeniyle Bursa'da bir lokantada yemek yediklerini, ardından Polat'ın aracı stadyum yakınında durdurarak darp edip cinsel saldırıda bulunduğunu anlattı. Olay sonrası yıkandığı ancak kıyafetlerini yıkamadığı için bunları delil olarak polise teslim etti.

Polat, nitelikli cinsel istismar suçlamasıyla 13 Aralık 2025'te tutuklandı. 15 Aralık'tan itibaren işe gelmediği için bakanlık idari inceleme başlattı. Tutukluluk döneminde, 19 Aralık 2025'te Personel Genel Müdürlüğü, 81 il müdürlüğüne "Disiplin ve Ceza İşlemlerinde Dikkat Edilecek Hususlar" başlıklı yazı gönderdi. Yazının 3. maddesi, disiplin incelemeleri için görevlendirme onaylarının il müdürlüğü makamından alınmasını öngörüyordu.

Muharrem İnce Yalova'dan Şok İddialar: Tarikatlar ve Güvenlik Tehlikesi!
Muharrem İnce Yalova'dan Şok İddialar: Tarikatlar ve Güvenlik Tehlikesi!
İçeriği Görüntüle

Beş gün sonra, 24 Aralık 2025'te yeni bir yazı ile bu madde güncellendi ve valilik makamından da onay alınabileceği belirtildi. Bu zamanlamanın, Polat'ın incelemesiyle bağlantılı olabileceği tartışmaları yarattı.

B.G.'nin şikayetinden vazgeçmesi üzerine Polat kısa sürede tahliye edildi. Tahliye sonrası, Bursa Nilüfer Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ndeki görevine dönmek istediği ancak şimdilik kuruma gelmemesinin söylendiği öğrenildi.

Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu'nun geçmişi de gündeme geldi. 2018'de AKP'den Erzurum milletvekili aday adayı olan Tarıkdaroğlu'nun, geçmişte Fethullah Gülen'i öven paylaşımları bulunduğu biliniyor. Bu durumun kariyerini etkilemediği belirtiliyor.

Torpil iddiaları bununla sınırlı kalmadı. Personel Genel Müdürlüğü'nde görevli bir daire başkanının kızının da benzer şekilde ek dersli olarak alınıp memur yapıldığı öne sürüldü. Bu kişinin, ilgili karar yazışmalarını yapan bürokrat olması dikkat çekti.

Tüm bu gelişmeler, bakanlığın personel politikalarını ve disiplin süreçlerini mercek altına aldı. Sınavsız memur alımlarının zamanlaması, yeğen ilişkisi ve cinsel istismar suçlamasının birleşmesi, kamuoyunda torpil ve kollama tartışmalarını yoğunlaştırdı.

İdari inceleme devam ederken, Polat'ın görevine dönüş isteği ve tahliye süreci, yeni soru işaretleri doğurdu. Bakanlık içindeki yazışmaların manidar zamanlaması, devletin kurumlarının nasıl işlediği konusunda eleştirileri artırdı.

Skandal zinciri, sosyal hizmet alanında güvenilirlik tartışmalarını da beraberinde getirdi. Ek ders karşılığı istihdamın yeniden başlatılması ve ardından gelen kadro düzenlemesi, liyakat ilkesi açısından sorgulanıyor.

Polat'ın tutuklanma ve tahliye süreci, delillerin durumuyla birlikte yakından takip ediliyor. Kıyafetlerin polise teslim edilmesi gibi detaylar, adli sürecin seyrini etkileyebilecek unsurlar olarak öne çıkıyor.

Bakanlıkta yaşanan bu olaylar, benzer torpil iddialarının önlenmesi için yeni düzenlemeleri gündeme getirebilir. Kamu personel rejiminde KPSS zorunluluğunun istisnaları, sıkça tartışılan bir konu haline geldi.

Sonuç olarak, torpil ve cinsel istismar iddialarının iç içe geçtiği bu skandal, bakanlığı derinden sarsmaya devam ediyor. Önümüzdeki dönemde idari ve adli süreçlerin nasıl sonuçlanacağı, geniş kesimler tarafından merakla bekleniyor. Bu tür olaylar, kamu kurumlarında şeffaflık ve adalet taleplerini daha da güçlendiriyor.