Washington'un siyasi koridorlarında esen rüzgarlar, bir kez daha NATO'yu ve Avrupa'yı sarsmaya hazırlanıyor. Ukrayna-Rusya savaşının gölgesinde, eski Başkan Donald Trump'ın yeni bir hamlesi, ittifakın dengelerini altüst ederken, küresel enerji piyasalarını da titretiyor. Bu mektup, sadece bir uyarı değil; ticaret savaşlarının, yaptırımların ve diplomatik satranç tahtasının kesiştiği bir manifesto. Trump'ın sözleri, NATO üyelerini petrol borularından vazgeçmeye zorlarken, Türkiye gibi ülkeleri doğrudan hedef alıyor. Peki, bu ultimatomun perde arkasında neler yatıyor ve savaşın kaderi nasıl değişecek?
13 Eylül 2025'te, Donald Trump, Truth Social platformunda paylaştığı bir mesajla NATO ülkelerine ve dünyaya hitap eden bir "mektup" yayınladı. Trump, mevcut Ukrayna-Rusya savaşının kendi politikalarının sonucu olmadığını belirterek, "Bu Trump’ın savaşı değil. Eğer ben başkan olsaydım bu savaş asla başlamazdı" ifadelerini kullandı. ABD lideri, savaşın devam etmesinden Başkan Joe Biden ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi sorumlu tuttu. Trump, "Ben sadece bu savaşı durdurmak ve hem Rus hem de Ukraynalıların hayatlarını kurtarmak için buradayım. Sadece geçen hafta 7.118 kişi hayatını kaybetti. Bu çılgınlık!" dedi. Bu sözler, Trump'ın savaşın sorumluluğunu Biden'a yüklerken, kendi diplomasi vizyonunu öne çıkardığı bir strateji; zira 2024 seçimlerinde "savaşı bitireceğim" vaadi, seçmen tabanını konsolide etmişti.
Trump, NATO ülkelerine yaptığı çağrıda, Rusya’ya ağır yaptırımlar için şu şartları öne sürdü: "Tüm NATO ülkeleri Rusya’dan petrol alımını durdurur ve bunu uygulamaya başlarsa, ben de büyük yaptırımlar için hazırım. Bazı müttefik ülkelerin hâlâ Rusya’dan petrol alıyor olması şoke edici ve bu durum NATO’nun pazarlık gücünü zayıflatıyor." Bu ultimatom, NATO'nun kolektif gücünü test ediyor; Trump, ABD'nin tek başına adım atmasını reddederek, müttefikleri köşeye sıkıştırıyor. Mektubun en çarpıcı kısmı ise Çin'e yönelik: Trump, NATO'nun Çin’e %50 ila %100 oranında gümrük vergisi koymasını önerdi ve bu yaptırımların savaş sona erdiğinde kaldırılabileceğini belirtti. "Çin’in Rusya üzerindeki etkisi çok büyük, hatta neredeyse hâkimiyet kurmuş durumda. Uygulanacak sert gümrük vergileri, bu hâkimiyeti kırmada etkili olacaktır" diyen Trump, "Eğer NATO benim önerilerimi uygularsa, savaş çok kısa sürede bitecek ve binlerce hayat kurtulacak. Aksi takdirde hem benim hem de ABD’nin enerjisi ve kaynakları boşa harcanmış olur" diye ekledi. Bu, Trump'ın "America First" doktrinini NATO'ya uyarlaması; Çin'i Rusya'nın "arka planı" olarak framedi.
Mektup, her ne kadar tüm NATO üyelerine hitap etse de, en fazla Türkiye'yi ilgilendiriyor. EPDK'nın Temmuz 2024 verilerine göre, Rusya, Türkiye’ye en fazla ham petrol ithal eden ülke konumunda; toplam ithalatın %70'ini oluşturuyor. EPDK’nın 28 Ağustos 2025 tarihli “Petrol Piyasası Sektör Raporu”na göre, Türkiye'nin ham petrol ithalatı yaklaşık %2,9 artarak 2 milyon 922 bin 327 ton oldu; en fazla ithalat 2 milyon 957 bin 734 tonla Rusya'dan yapıldı. Rusya’yı 411 bin 790 tonla Kazakistan ve 365 bin 410 tonla Irak izledi. Türkiye, Çin ve Hindistan'dan sonra en büyük Rus petrol alıcısı; bu bağımlılık, Trump'ın talebini zorlaştırıyor. Ankara, Rusya petrolünü ucuzluk nedeniyle tercih ediyor; alternatifler pahalı ve sınırlı. Eğer NATO petrol kesintiye giderse, Türkiye'nin enerji faturası %20-30 artabilir; bu, enflasyonu %50'leri aşan ekonomiyi daha da sıkıştırır. Dışişleri Bakanlığı, "Enerji güvenliği ulusal öncelik" diye yanıt verdi; ama Trump'ın baskısı, Türkiye-ABD ilişkilerini gerer.
Trump'ın bu hamlesi, Ukrayna savaşının 3.5'inci yılında yeni bir boyut katıyor. Savaş, Şubat 2022'de başlamış; 2025'e gelindiğinde 500 binden fazla kayıp vermiş, NATO'yu test etmişti. Trump, 2024 seçimlerinde "24 saatte bitiririm" vaadiyle kazanmış; ama diplomatik çabaları Putin'in direnciyle tıkanmıştı. Temmuz 2025'te Alaska'da Putin'le görüşen Trump, ateşkes önerisini reddedilmişti. Bu mektup, o başarısızlığın devamı; Trump, yaptırımları "koşullu" kılarak sorumluluğu NATO'ya yüklüyor. Çin'e tarife önerisi, ABD-Çin ticaret savaşını NATO'ya yayma girişimi; 2018'deki %25 tarifeler, küresel tedarik zincirlerini bozmuştu. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, "Savaş sorunları çözmez, yaptırımlar karmaşıklaştırır" diye yanıt verdi; Pekin, Rusya'ya petrol satışını %20 artırmıştı.
Sosyal medyada fırtına koptu. X'te #TrumpNATO ve #RusyaYaptırımları etiketleri trend oldu; bir kullanıcı, "Trump NATO'yu petrolle tehdit ediyor, Türkiye ne yapacak?" diye yazdı, 15 bin görüntülenme aldı. Muhalifler, "Trump Putin'in kuklası" derken, Trump yanlıları "Savaşı bitirecek hamle" diye savundu. CNN ve NPR haberleri, 1 milyon kez okundu; yorumlar, "Türkiye'nin eli kolu bağlı" ve "Çin'e %100 tarife, küresel kriz" diye doldu. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, "Yaptırımlar adil olmalı" diye destek verdi; NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Konsensüs şart" dedi.
Trump'ın mektubu, 2025'in siyasi manzarasını değiştiriyor. NATO zirvesi Ekim'de; petrol kesintisi gündeme gelebilir, ama Türkiye ve Macaristan direnir. Rusya petrolü, AB'ye %13 gaz, %19 LNG sağlıyor; kesinti, fiyatları %50 artırır. Çin'e tarife, küresel ticareti vurur; ABD-Çin savaşı, NATO'yu böler. Gelecekte, Trump'ın baskısı erken seçimleri tetikler; Türkiye, alternatif kaynak arar (Suudi Arabistan, Azerbaycan). Bu ultimatom, savaşı bitirir mi yoksa uzatır mı? Sofya'dan Sofya'ya, enerji savaşları alevleniyor; Trump'ın hamlesi, yeni bir Titanik mi?