Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın rezervleri, eylül ayında yaşanan siyasi gelişmeler ve piyasa dalgalanmaları karşısında beklenenden çok daha dirençli bir performans sergiledi. CHP İstanbul il yönetiminin kayyum kararıyla görevden alınmasının ardından yaşanan piyasa şokuna rağmen, TCMB'nin güçlü altın varlıkları sayesinde rezervlerdeki erime sınırlı kaldı.

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2 Eylül tarihinde aldığı karar, Ekim 2023'te yapılan CHP İstanbul İl Kongresi'ni iptal ederek Özgür Çelik'in yerine Gürsel Tekin'i kayyum olarak atamıştı. Bu siyasi gelişme, piyasalarda güven bunalımına yol açarak Türk lirası cinsinden varlıklarda büyük bir satış dalgası yaratmıştı.

Merkez Bankası'nın derhal harekete geçmesi kaçınılmaz olmuştu. Dolar kurundaki yükselişi sınırlamak için eylülün ilk iki haftasında yapılan yaklaşık 10 milyar dolarlık döviz satışı, rezervlerin ciddi şekilde azalması beklentisi yaratmıştı. Ancak gelişmeler hiç de öngörüldüğü gibi olmadı.

Reuters'ın hesaplamalarına başvurduğu bankacılara göre, eylülün ilk haftasında yaklaşık 5.5 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirilmişti. Piyasa analistleri bu satışın rezervlerde büyük bir çöküşe neden olacağını öngörürken, tam tersine bir gelişme yaşandı. Altın fiyatlarındaki artışın desteğiyle döviz rezervleri 180 milyar dolara ulaşarak rekor seviyeye çıktı.

Eylülün ikinci haftasında ise durum daha da netleşti. Rezervler sadece 2 milyar dolar düşerek 177.9 milyar dolara geriledi. Bu rakam, yaşanan siyasi türbülans ve yoğun döviz satışları göz önüne alındığında oldukça başarılı bir performans sergiledi.

En çarpıcı gelişme altın rezervlerinde yaşandı. Bu iki haftada altın rezervleri yaklaşık 6 milyar dolar artarak 93.4 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde döviz rezervleri yaklaşık 6.5 milyar dolar azalarak 84.5 milyar dolara gerilemiş olsa da, altındaki artış bu kaybı neredeyse tamamen telafi etmişti.

Ons altının bu dönemde yaklaşık yüzde 0.56 arttığı göz önüne alındığında, değerli metaldeki fiyat artışının rezervleri nasıl desteklediği daha net anlaşılıyor. Merkez Bankası'nın stratejik altın birikimi, kritik anlarda kuruma büyük avantaj sağlamış durumda.

690 Mağazalı Tekstil Devi Rekor Fiyata Satılıyor
690 Mağazalı Tekstil Devi Rekor Fiyata Satılıyor
İçeriği Görüntüle

Sonuç olarak toplam rezervler sadece 500 milyon dolarlık sınırlı bir düşüş göstermiş oldu. Bu rakam, yaşanan siyasi krizin şiddetiyle kıyaslandığında oldukça mütevazı kalıyor. Piyasa uzmanları, böylesine büyük bir siyasi şoktan sonra rezervlerin bu denli korunabilmesini TCMB'nin başarılı rezerv yönetim stratejisine bağlıyor.

Henüz resmi olarak yayınlanmamış olsa da bankacıların hesaplamalarına göre 19 Eylül haftasında TCMB'nin toplam rezervleri yaklaşık 1 milyar dolar daha artarak 179 milyar dolara yükseldi. Bu gelişme, Merkez Bankası'nın altın stratejisinin ne denli etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Küresel piyasalarda merkez bankalarının altın talebinin arttığı bu dönemde, TCMB'nin önceden almış olduğu stratejik kararların meyvelerini topladığı görülüyor. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, merkez bankaları 2024 yılında altın alımlarını sürdürüyor ve Türkiye bu trendin önemli aktörlerinden biri konumunda bulunuyor.

Ekonomi uzmanları, gelecek dönemde de altın rezervlerinin TCMB için kritik bir tampon görevi görebileceğini belirtiyor. Özellikle jeopolitik belirsizliklerin arttığı küresel ortamda, altın varlıklarının rezerv yönetimindeki önemi daha da artmış durumda.

Bu gelişme, aynı zamanda Türkiye'nin para politikası yönetiminde yaşanan dönüşümün de önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. TCMB'nin rezerv çeşitlendirme stratejisinin, kriz anlarında ne denli değerli olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.