Timur Soykan ve Barış Pehlivan’a Hapis Şoku
Timur Soykan ve Barış Pehlivan’a Hapis Şoku
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin kalbi Ankara'da, siyasi fırtınaların ortasında bir devrim rüzgarı esiyor. CHP'nin kritik kurultay davası öncesi düzenlenen "Büyük Ankara" mitingi, sadece bir toplanma değil, vesayete, kayyuma ve darbeye karşı milyonların haykırışı. Tandoğan Meydanı'nda toplanan kalabalık, Özgür Özel'in önderliğinde adeta bir volkan gibi patladı. Peki, bu ateşin arkasında yatan öfke nedir ve ülke bu meydanlardan nasıl bir geleceğe uyanacak? Sırlar bir bir açığa çıkıyor, zira bu miting, sessizliğin sonu ve isyanın başlangıcı.

Tandoğan Meydanı, nam-ı diğer Anadolu Meydanı, 14 Eylül 2025 Pazar günü saat 17.00'de adeta bir deniz gibi doldu taştı. Türk bayrakları dalgalanan ellerde, sloganlar gökyüzünü deldi; CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in gelişiyle coşku zirveye ulaştı. "Vesayete karşı, demokrasi için! Kayyuma ve darbeye karşı, halkın iradesi için!" sloganı, meydanı inletirken, partinin 81 il başkanı da tribünlerde yerini aldı. Bu, sadece bir parti etkinliği değildi; CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin şaibe iddialarıyla açılan davanın, ertesi gün 15 Eylül'de görülecek duruşmasından tam bir gün önce, adeta bir ön uyarıydı. Özel, kürsüye çıkmadan önce kalabalığa seslendi: "Yüz binler 'İstifa' diyorsa, sandıktan kaçamazsın!" Bu sözler, meydandaki on binleri –hatta bazı tahminlere göre yüz binleri– ayağa kaldırdı, zira 2023 kurultayındaki tartışmalı oylama, Özgür Özel'in genel başkanlığını hedef alan bir "mutlak butlan" talebiyle mahkemeye taşınmıştı.

Mitingin ateşini yakan ise, CHP Gençlik Kolları'nın Güvenpark'ta başlayan yürüyüşüydü. Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın, Parti Meclisi üyesi Berkay Gezgin ve yüzlerce genç, ellerinde pankartlarla sokaklara döküldü. "Vesayet değil siyaset" yazılı afişler, "Eğitimle yüksel, devrimle özgürleş" sloganları, CHP'li tutuklu belediye başkanlarının fotoğraflarını taşıyan "Yok öyle umutları yitirip savrulmak. Unutma aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak" pankartı... Ve en çarpıcısı, Özgür Özel, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in resimleri altında "Yaşamak direnmektir" yazan dev afiş. Bu görüntü, gençlerin öfkesini somutlaştırıyordu; zira İmamoğlu'nun hâlâ Silivri'de tutulması, İstanbul seçimlerinin tekrarı tartışmaları ve kayyum atamaları, muhalefetin en derin yarasıydı. Yürüyüş, Güvenpark'tan Tandoğan'a doğru ilerlerken, kalabalık büyüdü: "Cumhurbaşkanı İmamoğlu", "Hak hukuk adalet", "İsyan devrim özgürlük", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz", "Kayyumlar gidecek, biz kalacağız!" sloganları, Ankara'nın caddelerini inletiyordu.

Yürüyüşün en dramatik anı, polis barikatıyla karşılaştıkları noktaydı. Jandarma ve polis, Tandoğan'a girişi engellemek için demir bariyerler kurmuş, kalabalığı durdurmaya çalışmıştı. Ancak CHP Gençlik Kolları üyeleri, barikatı adeta bir kale gibi aştı; ellerinde bayraklar, omuz omuza vererek bariyerleri yıktılar. Bu an, sosyal medyada anında yayıldı – videolar, "Gençler barikatı yıktı, demokrasi kazanıyor!" başlıklarıyla binlerce kez paylaşıldı. Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) ve DİSK Genel-İş Sendikası üyeleri de yürüyüşe destek verdi; HKP'liler, "Cumhuriyet'in bekçileri biziz" diye haykırırken, sendikacılar emekçilerin sesini yükseltti: "Asgari ücret açlık sınırı altında, kayyumlar değil halk yönetecek!" Polis müdahalesi sertleşse de, kalabalık dağılmadı; aksine, bu direniş mitingin ruhunu ateşledi. Gözlemcilere göre, barikat olayı, 2017 Anayasa referandumundaki "mühürsüz oylar" skandalını andırıyordu – o dönem de muhalefet sokaklara dökülmüş, ama irade gaspı önlenememişti.

Özgür Özel, kürsüde meydanı selamlarken, sesi titreyerek başladı: "Meydan Tandoğan, bu tarafta meydanlara sığmayanları görüyor musunuz? Onlara da yürekten bir alkış!" Tertip komitesine dönerek, "Yurttaş sesleniyor, hakkımızı alacağız dediniz, sesinizi duyanları, 100 binler olanları, bu meydanları dolduranları görüyor musunuz? Bu komite 2025 yılının büyük mücadelesinin ilk fişeğini ateşleyen komitedir" dedi. Konuşma, ekonomik çöküşe kaydı: "Millet burada, işçi burada, emekli burada, esnaf burada, memur burada. Ve bu meydandan Türkiye’ye sesleniyoruz: Böyle olursa, Tandoğan’lar dolarsa, şehirlerde miting meydanları dolarsa, 10 binler 100 binlere, 100 binler milyonlara çıkarsa, hakkınızı yiyenler orada oturamayacaklar." TÜİK'in enflasyon verilerini eleştirerek, "Yüzde 50'si cebinizden para çalmıyormuş gibi, 'Hedeflediğimiz enflasyona göre zam verelim' diyorlar. Beceri sizlik değil, Tandoğan ödesin!" diye haykırdı. Avrupa Birliği'nde asgari ücretlilerin milli gelirden yüzde 60-70 pay alırken, Türkiye'de bunun sadece yüzde 25 olduğunu vurguladı: "Almanlar'da ücretlilerin yüzde 6'sı asgari ücretle geçiniyor, bizde çoğunluk!"

Bu miting, CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" serisinin bir halkasıydı. Hatırlayın, 2023 yerel seçimlerinde CHP'nin büyük zaferi –İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirleri kazanması– iktidarı sarsmıştı. Ama hemen ardından gelen kayyum atamaları, İmamoğlu'nun tutuklanması ve kurultay iptal davaları, muhalefeti köşeye sıkıştırmıştı. 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultay'da Özgür Özel'in genel başkan seçilmesi, 900'den fazla delegenin imzasıyla 21 Eylül'de planlanan olağanüstü kurultay başvurusuyla taçlanmıştı. Ancak dava, "mutlak butlan" talebiyle Özel'in koltuğunu sallıyordu. Tandoğan, bu zincirin bir parçası: 10 Eylül'de duyurulan miting, Adnan Beker'in "Vesayet değil siyaset! Kayyıma, darbeye HAYIR" çağrısıyla başlamıştı. Murat Emir ve Mustafa Sarıgül gibi milletvekilleri, Etimesgut ve Bahçelievler'de sokak sokak dolaşarak davet etmiş, Hüseyin Can Güner ise "Genel Başkanımız Özgür Özel’in ‘Vesayet değil, siyaset’ diyerek Pazar günü gerçekleştireceği Tandoğan Mitingi’ne yurttaşlarımızı davet ettik" demişti. Halk TV anketlerine göre, Ankara'da çevreciler ve gençlerin yüzde 70'i mitingi destekliyordu; X'te #TandoganMitingi etiketi, saatler içinde trend olmuştu.

Barikatların yıkılması, sadece bir an değildi; bir simgeydi. 2013 Gezi Parkı direnişinde gençlerin TOMA'lara karşı dik duruşu gibi, 2017 referandumunda sandık nöbetleri gibi, bu olay da tarih yazıyordu. HKP ve DİSK'in desteği, muhalefetin genişlemesini gösteriyordu: Emekçiler, "Sendikalar sarı değil, kırmızı olsun!" diye bağırırken, sol partiler "Cumhuriyet'in ilerici mirasını koruyacağız" mesajı verdi. Özel, konuşmasında cumhuriyetin "ilerleyici, devrimci ve aydınlık mirasını" anımsatarak, "Bu meydanlar dolar, değişim gelir. Kayyumlar gidecek, biz kalacağız!" diye noktaladı. 2025'in bu Eylül günü, Tandoğan'da esen rüzgar, 2026 genel seçimlerine bir işaret fişeğiydi; zira anketler, CHP'nin yüzde 30,9'la AKP'nin ensesinde olduğunu gösteriyordu.

Tandoğan'ın yankıları, ülke çapında hissediliyor. İzmir'de, İstanbul’da benzer yürüyüşler planlanıyor; gençler, "Eğitimle yüksel, devrimle özgürleş" sloganıyla üniversiteleri dolaşıyor. Barikat olayı, polis şiddetini bir kez daha gündeme getirdi – videolarda, gençlerin "Hak hukuk adalet" diye bağırırken biber gazına maruz kalması, uluslararası medyada yer aldı. Gelecekte, bu direniş kitlesel bir harekete dönüşebilir; kurultay davası Özel lehine biterse, CHP ideolojik netlik kazanır ve sandıkta deprem yaratır. Ama kaybederse? O zaman Tandoğan, yeni bir Gezi'nin başlangıcı olur. Özgür Özel'in sözleri yankılanıyor: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" Bu miting, bir son değil; milyonların uyanışının ilk adımı. Ankara'nın meydanları dolarken, Türkiye nefesini tuttu – peki ya sen, bu isyana katılmaya hazır mısın?