Dünya

Somali'de Çocukların Sessiz Çığlığı

Somali'nin kurak topraklarında, minik kalpler açlıkla boğuşuyor – fırtınalar, savaşlar ve unutulmuş yardımlar birleşince ne oluyor? Bu dehşet verici sırlar ve kahramanların yalvarışı sizi ayağa kaldıracak. Hemen okuyun, değişimi ateşleyin!

Somali'nin kızgın kumlarında, rüzgarın acımasız fısıltıları arasında bir sessizlik hâkim. Bu sessizlik, çölün derinliklerinden yükselen bir ağıt; güneşin altında solan hayallerin, yarım kalmış gülümsemelerin yankısı. Yıllardır süren fırtınaların ortasında, bir ulusun en masumları, en karanlık sınavla yüzleşiyor. Her şafak, yeni bir umut kıvılcımı gibi doğuyor, ama ufukta kara bulutlar birikiyor – kuraklık, sel, çatışma ve yardımın gecikmesiyle dolu bir gökyüzü. Bu, sadece bir hikaye değil; insan ruhunun en kırılgan anlarının nabzı.

Tam burada, Somali'nin geniş ovalarında ve dağlık köylerinde, beş yaşın altındaki çocukların neredeyse yarısı, akut yetersiz beslenme tehdidi altında eziliyor. Temmuz 2026'ya kadar 1,85 milyon çocuk – yani 3,8 milyondan fazla beş yaş altı Somali çocuğunun yüzde 48'i – bu korkunç kaderle yüzleşebilir. Bu rakam, önceki tahminlerden yüzde 9'luk bir artışla 1,7 milyondan sıçramış durumda; açlık seviyeleri ülke genelinde yüzde 30 yükselmiş, güney bölgeleri en ağır darbeyi alıyor. Birleşmiş Milletler'in Gıda Güvenliği Faz Analizi'ne göre, 2025 sonuna dek 4,4 milyon Somalili – nüfusun yüzde 24'ü – yüksek seviyede akut gıda güvensizliği yaşayacak; bunlardan 921 binden fazlası acil müdahale gerektiren dördüncü fazda. Bu, sadece sayılar değil; her biri bir çocuğun soluk teni, bir annenin çaresiz bakışı, bir ailenin parçalanmış geleceği.

Krizin kökleri, doğanın ve insanın birleşik öfkesinde yatıyor. Kuraklık, ani seller ve yetersiz yağışlar, tarlaları çoraklaştırıyor; çatışmalar köyleri harabeye çeviriyor, yüksek gıda fiyatları sofraları boş bırakıyor. Küresel yardım kesintileri, sağlık, beslenme ve su-sanitasyon hizmetlerini baltalıyor; aşı kapsamı yetersiz kalınca difteri gibi hastalıklar patlıyor. Haziran ayından beri 55 binden fazla çocuk, Save the Children tarafından desteklenen beslenme merkezlerinin ve sağlık tesislerinin dörtte birinin kapanmasıyla hayat kurtaran hizmetlerden mahrum kaldı. Güneydeki kırsal alanlar, yükün yüzde 55'ini taşıyor; yüzde 26'sı kırsaldan geliyor, ama yardım konvoyları yolları tıkayan sellerle engelleniyor. Bu döngü, ailelerin direncini eritiyor; çocuklar kliniklere kritik halde ulaşıyor, ama birçokları için artık çok geç.

Etkileri, kalpleri parçalayan bir gerçeklik. Akut yetersiz beslenme oranları hızla kötüleşiyor; çocuklar, uzun vadeli sağlık sorunları ve ölüm riskiyle boğuşuyor. Beslenme merkezlerinin kapanması, minik bedenleri savunmasız bırakıyor – bir damla süt, bir doz vitamin eksikliği, bir neslin geleceğini silip süpürebilir. Somali'de beş yaş altı çocukların yarısından fazlası zaten yetersiz beslenmeyle karşı karşıya; 6,7 milyon insan Ekim-Aralık arasında gıda kıtlığıyla savaşıyor. Kırsal bölgelerde, anneler çamurda ekin ararken çocuklarını aç bırakmamak için dua ediyor; şehirlerde, çatışmalar yardım kamyonlarını uzak tutuyor. Bu, sadece açlık değil; bir halkın yavaş yavaş erimesi, umudun kumlara karışması.

Save the Children, 1951'den beri Somali'de omuz omuza duruyor; 2024'te 17 bölgede 3,2 milyon insana, bunlardan 1,9 milyonu çocuğa sağlık, beslenme, eğitim ve koruma hizmetleri ulaştırdı. Saha ekipleri, mobil kliniklerle köy köy dolaşıyor; hijyen kitleri dağıtıyor, aşı kampanyaları düzenliyor. Ama bu çabalar, kaynak kıtlığında yetersiz kalıyor. Haziran'dan beri kapanan tesisler, binlerce aileyi çaresiz bırakıyor; çocuklar, hastalıklarla daha da zayıflıyor. Ekipler, kendi güvenliklerini riske atarak çalışıyor – çatışma bölgelerinde, sellerin ortasında, gece gündüz.

Save the Children'ın Somali Geçici Ülke Direktörü Binyam Gebru, bu tabloyu yürek burkan bir çaresizlikle resmediyor: "Somali, uzun süredir süren bir krizin içinde debeleniyor; bu kriz, ailelerin direncini ve çocukların refahını yavaş yavaş öğütüyor. Somali genelinde zaten korkunç seviyedeki açlık artıyor, iklim şokları yıkımını sürdürüyor, ama bu yıl durum daha da kötü çünkü devasa fon kesintileri zaten çocuklara ağır darbe vuruyor. Kliniklerimize daha fazla çocuk kritik halde ulaşıyor ve daha az tesis açıkken, birçokları için sığınacak yer kalmayacak. Aşırı açlığı önleyecek fonları sağlamamak bir siyasi tercih ve bu tercih, Somali'deki milyonlarca çocuk için çok geç olmadan tersine çevrilmeli." Gebru'nun sözleri, sahadaki kahramanların yankısı; onlar, kendi ailelerini unutup, komşu çocukları kurtarmak için yola çıkıyor.

Bu felaketin derinliğinde, kişisel hikayeler yatıyor: Bir anne, sel sularında kaybolan tarlasının yasını tutarken, kollarındaki bebeğin göğsünü ovuşturuyor; bir baba, çatışma sesleri arasında yardım kuyruğunda saatlerce bekliyor. Topluluklar, kendi aralarında ekmek paylaşıyor, hikâyelerle moral veriyor – ama bu direnç, kırılgan. Güneydeki kamplarda, çocuklar çamurda oynarken ellerini dezenfekte etmeyi öğreniyor; ama kış yaklaşıyor, yağışlar yetersiz kalırsa açlık dalgası katlanacak. IPC analizine göre, Ekim-Aralık 2025'te gıda güvensizliği kötüleşecek; Deyr mevsimi yağmurları normalin altında kalırsa, kırsal alanlar çökecek.

Öncelikler net: Acil fonlar, beslenme ve sağlık hizmetlerini restore etmeli, genişletmeli. Su ve sanitasyon altyapısı güçlenmeli, aşı programları hızlanmalı. Orta vadede, iklim dayanıklılığı projeleri, çatışma çözümüne diplomatik baskı şart – yoksa 2026 ortasına dek 1,85 milyon çocuk, geri dönüşü olmayan bir yola girecek. Save the Children, uluslararası topluma ve bağışçılara yalvarıyor: Kaynakları harekete geçirin, hayatları kurtarın. Bu, siyasi bir seçim; sessizlik, suç ortağı.

Uluslararası toplum, bu çağrıya kulak vermeli: Fonlar akmalı, erişim engelleri kalkmalı, ortaklıklar güçlenmeli. Saha gönüllüleri, krizin yüzü – yorgun gözlerindeki ateş, ilham kaynağı. Gebru'nun uyarısı yankılanıyor: Fon kesintileri, çocukları ölüme terk ediyor. Bu kış, felaketi önlemek için son fırsat; yoksa ovalar, daha fazla gözyaşıyla sulanacak.

Ama umut, tamamen sönmüş değil. Save the Children'ın çabaları, her aşıyla, her lokmayla bir zafer. Kamplarda çocuklar gülüyor, anneler plan yapıyor – yarın için. Bu direnç, bir fırtına; söndürmek yerine beslenmeli. Dünya, izlememeli; katılmalı. Somali'nin çocukları, sadece bir coğrafya değil; insanlık aynası. Ve bu aynada, empati kazansın. Kriz kapıda, ama kurtuluş mümkün – yeter ki eller uzansın.

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3348434846257114"> #auto-ads