Bu akşam ekranlarda büyük ses getirecek bir başlangıç yaşandı: Duayen gazeteci Uğur Dündar, yıllar sonra yeniden yayın dönemine giren Arena programıyla izleyiciyle buluştu. Programın ilk konuğu CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik oldu; gündemdeki tartışmalı gelişmeler hakkında çarpıcı açıklamalar peş peşe geldi.
Programın açılışı “gerçeklerin er meydanı” sloganıyla yapıldı; Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde, Gökmen Ulu ve Cem Özkeskin’in soruşturma dosyalarıyla desteklenen Arena, bugün itibarıyla izleyiciyle buluştu. Özgür Çelik, olağanüstü kongre süreci ve Ankara’dan gelen baskılarla örülü “mutlak butlan” tartışmasını ilk ağızdan aktardı.
Çelik anlatmaya şunlarla başladı: Kurultay zamanında Ankara’da bulunduğunu, Bursa İl Başkanı’nın toplantı odasına girerken ve çıkarken yüzündeki değişimi fark ettiğini, ardından sabahın erken saatlerinde Bursa’ya gidip “Sayın Savcım, beni bunun için mi çağırdınız?” dediğini. Bu ve benzeri olaylarla birlikte “mutlak butlan” tartışmasının fitilinin ateşlendiğini belirtti.
“Bize kumda oynasın diyorlar, biz okyanusa açılmayı seçtik.” CHP İstanbul için yöneltilen sınırlandırma çabalarına dair bu güçlü ifade, Çelik’e göre partinin yalnızca yerelde birtakım ilçeleri kazanarak idare edilmesinden öte, geniş halk desteğini kazanması gereken bir refleksin göstergesi.
Peki ama bu “üç düğme” ne demek? Çelik’in anlattığına göre bu düğmeler sırasıyla:
-
Finansman baskısı – belediyelerin zor durumda bırakılması; SGK borçlandırmalarıyla CHP’li belediyelere mali yük bindirilmesi,
-
Yargı müdahalesi – kurum yönetimine dışarıdan müdahalelerin artması,
-
Kurumsal kimliğe saldırı – partinin hem iç kamuoyu hem de resmi süreçler içinde bölünmesi veya kavgalı gösterilmeye çalışılması.
Hizmet ve halkla bağ kopmadan devam eden çalışmalardan da bahsetti Çelik: Gençlere sosyal destek, ulaşım yardımı, öğrencilere Kız Kardeş Yurtdışı anlamında eğitim ve burs destekleri, büyükşehir belediyesi olarak kent lokantalarının açılması, iş imkânlarının yaratılması gibi somut projeler… Hepsini “bu şartlarda hizmete devam ediyoruz” vurgusuyla aktardı.
Politik geleceğe dair ipuçları da keskin: Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı noktasında halkın belirleyiciliği, ön seçim tartışmalarının ötesine geçilmesi, CHP içindeki demokratik mekanizmaların işletilmesi gerektiği mesajları net biçimde verildi.
Geçmişten Bu Güne Köprü:
Arena programı Türkiye televizyonlarının klasikleri arasında yer alır; Uğur Dündar’ın sesi, araştırma odaklı haberciliği, gündeme damga vuran röportaj ve tartışmalarıyla bilinir. Bu formatın yeniden sahneye dönmesi, medya-siyaset ilişkilerinde yeniden daha sorgulayıcı bir dönemin işareti. CHP İstanbul’da yaşanan olağanüstü kongre, “mutlak butlan” gibi terimler ise partide hem hukuki hem siyasal çerçevede hâlâ çözülmemiş düğümlere işaret ediyor.
Şimdi Ne Bekleniyor:
-
Mutlak butlan davasına dair resmi süreçler: Mahkeme kararları, itirazlar ve hukuki dayanaklar halkı meraklandıran başlıklar olacak.
-
Parti içi dinamikler: İl yönetimleri, ilçe başkanları, üyeler arasında yeni bir konsolidasyon mu yaşanacak? Çelik’in iç harmoniyi sağlaması gerekiyor.
-
Yerel projelerin görünürlüğü: Özellikle İstanbul ve ilçelerinde halkın somut hizmetlere yönelik beklentileri yüksek; ulaşım, eğitim ve sosyal projelerde verilerin ve net adımların paylaşılması önemli olacak.
-
Medya ve kamuoyu tepkisi: Arena gibi güçlü bir programın yeniden yükselişi, konuşulanların toplum nezdinde tartışılmasını sağlayacak; sızan ya da kulislere düşen bilgiler daha dikkatle izlenecek.
Ekran klasikleri geri dönüyor ve Arena, ilk bölümüyle sadece gündemi yakalamıyor, CHP İstanbul’un “iç dönüşüm” iddiasını da sahneye taşıyor. Özgür Çelik’in sözleri, Türkiye siyasetinde ayakta kalma değil; değişme, meydan okuma ve yeni sınavlar sürecinin de habercisi.