Dünya

Myanmar'da Rohingya Geri Dönüşünün Karanlık Gölgesi

Myanmar'ın gizli yaralarında, unutulmuş bir halkın kaderi pamuk ipliğine bağlı – geri dönüş mü, yoksa yeni bir kâbus mu? Tehlikeli sırlar, kahramanca uyarılar ve acil bir çağrı sizi sarsacak. Derinlere inin, bu hikaye vicdanınızı uyandıracak!

Myanmar'ın sisli ormanlarında, nehirlerin fısıltılı akışında bir gölge dolaşıyor. Bu gölge, yılların acısının birikimi; rüzgarın taşıdığı feryatlar, dağların arasında yankılanan hayallerin kalıntısı. Bir ulusun yaralı ruhu, unutulmuş bir çatışmanın ortasında, en karanlık sırlarla boğuşuyor. Her gün doğuşu, yeni bir umut fısıltısı getiriyor gibi görünse de, ufukta fırtınalar birikiyor. Bu, sadece bir hikaye değil; insanlık tarihinin en derin yaralarından birinin nabzı.

Tam burada, kuzey Rakhine eyaletinin tozlu köylerinde, Rohingya halkının kaderi bir dönüm noktasında asılı kalmış. Bangladeş'teki Cox's Bazar mülteci kamplarından geri dönüş planları, mevcut koşullar altında tam bir felaket olarak nitelendiriliyor. Norveç Mülteci Konseyi (NRC), bu eyaletteki saha değerlendirmelerine dayanarak, güvenlik, temel hizmetler ve yasal koruma eksikliklerini vurguluyor. 2017'deki şiddet dalgasından bu yana, 1 milyondan fazla Rohingya Bangladeş'e kaçmıştı; şimdi, geri dönüş vaadi, bir umut ışığı gibi parlıyor ama gerçekte bir tuzak. NRC'nin raporuna göre, kuzey Rakhine'de 600 binden fazla Rohingya hâlâ yaşıyor, ama onlar için günlük hayat bir hayatta kalma mücadelesi: Hareket kısıtlamaları, ayrımcı politikalar ve sürekli şiddet tehdidi altında.

Bu koşullar, geri dönüşü imkânsız kılıyor. NRC'nin saha ekipleri, Maungdaw, Buthidaung ve Rathedaung ilçelerinde kapsamlı bir değerlendirme yaptı; bulgular dehşet verici. Güvenlik en büyük engel: Bölgede Myanmar ordusunun (Tatmadaw) varlığı, sivil idarenin yokluğu ve Arakan Ordusu (AA) ile çatışmalar, sivilleri her an tehlikeye atıyor. 2023'te başlayan çatışmalar, binlerce insanı yerinden etti; okullar, hastaneler ve pazarlar hedef alındı. Rohingya'lar, her iki tarafın arasında sıkışmış, misilleme korkusuyla susmak zorunda. NRC, "Geri dönüş, mevcut güvenlik boşluğu altında intihar olur" diyor; çünkü ne Myanmar ne de Bangladeş, uluslararası standartlarda koruma sağlayamıyor.

Temel hizmetler ise çökmüş durumda. Su ve sanitasyon sistemleri yetersiz; kişi başına düşen su miktarı WHO standartlarının altında, kirli kaynaklar hastalıkları tetikliyor. Sağlık hizmetleri sınırlı: En yakın hastane saatler uzaklıkta, aşılar ve ilaçlar kıt. Eğitim ise bir lüks; kız çocukları için okula gitmek riskli, öğretmenler yetersiz. NRC'nin verilerine göre, kuzey Rakhine'de 200 binden fazla çocuk okula erişemiyor, yetersiz beslenme oranı yüzde 30'u aşıyor. Geri dönenler için, bu altyapı eksikliği ölümcül: Yeni gelenler, zaten kırılgan sistemi daha da zorlayacak, salgınlar ve açlık dalgası tetikleyecek.

Yasal ve sosyal koruma ise hayalet gibi. Vatandaşlık hakları yok; Rohingya'lar "yabancı" olarak damgalanmış, hareket özgürlüğü kısıtlı. Köyler arası geçiş için izin gerekiyor, ama bu izinler nadiren veriliyor. NRC, 1982 Vatandaşlık Yasası'nın ayrımcılığını eleştiriyor: Rohingya'lar, Myanmar vatandaşı olamıyor, bu da mülkiyet haklarını, oy kullanmayı ve temel hizmetlere erişimi engelliyor. Geri dönüşte, bu statü belirsizliği, zorla asimilasyon veya yeniden şiddet riskini artırıyor. Bangladeş'teki kamplarda bile, Rohingya'lar belgelendirme sorunu yaşıyor; geri dönüş, kimliksiz bir hayata mahkûm etmek demek.

NRC'nin Ülke Direktörü Chris Melzer, bu tabloyu şöyle çiziyor: "Kuzey Rakhine'de Rohingya toplulukları, yedi yıldır süren kısıtlamalar altında eziliyor. Geri dönüş, bu koşullarda felaket olur; insanlar güvende olmadan, temel ihtiyaçları karşılanmadan ve hakları tanınmadan dönemez. Uluslararası toplum, Myanmar'ı sorumlu tutmalı, Bangladeş'i desteklemeli." Melzer'ın sözleri, sahadaki çalışanların yorgun sesi; onlar, kendi güvenliklerini riske atarak, köy köy dolaşıp ihtiyaçları kaydediyor. NRC, Ağustos-Eylül 2024'te yaptığı 100'den fazla görüşmeyle raporu hazırladı; Rohingya liderleri, STK'lar ve yetkililerle konuşmalar, korku dolu tanıklıklarla dolu.

Tarihsel bağlam da unutulmamalı. 2017'de, ordu operasyonları 24 binden fazla evi yaktı, binlerce Rohingya öldü; BM bunu "soykırım niyetli" olarak nitelendirdi. O zamandan beri, AA ile çatışmalar arttı; 2024'te kuzey Rakhine'de 100 binden fazla kişi yerinden edildi. NRC, bu döngüyü kırmak için önerilerde bulunuyor: Myanmar, vatandaşlık reformu yapmalı, güvenlik garantileri sağlamalı. Bangladeş, geri dönüşü aceleye getirmemeli; uluslararası gözetim şart. BM ve ASEAN, arabuluculuk rolünü güçlendirmeli; fonlar, Rakhine'de altyapıyı güçlendirmeli.

Ama engeller devasa: Finansman kıtlığı, erişim kısıtlamaları, siyasi irade eksikliği. NRC, acil çağrı yapıyor: Geri dönüş öncesi, bağımsız değerlendirme yapılmalı; Rohingya'ların rızası alınmalı. Yoksa, Cox's Bazar'daki 1 milyon mülteci, yeni bir trajediye sürüklenir. Kamplarda, aileler çadırlarda bekliyor; çocuklar, Myanmar hayalini kurarken korkuyla büyüyor. Kuzey Rakhine'de, köylüler tarlalarını ekerken tetikte; her ses, bir tehdit.

Bu krizin kalbindeki hikayeler, vicdanları sızlatıyor: Bir baba, kızının eğitim hayalini anlatırken gözyaşı döküyor; bir anne, su kuyrusunda saatlerce beklerken dua ediyor. Topluluklar, kendi aralarında dayanışma kuruyor – yemek paylaşımı, hikaye anlatımıyla moral. Ama bu direnç, kırılgan; dış müdahale olmadan sönüyor. NRC, öncelikleri sıralıyor: Güvenlik protokolleri, hizmet altyapısı, yasal reformlar. Orta vadede, ekonomik fırsatlar, sosyal uyum programları şart.

Uluslararası toplum, bu yalvarışı duymalı: Fonlar akmalı, diplomatik baskı artmalı, erişim açılmalı. Melzer'ın uyarısı yankılanıyor: Aceleci geri dönüş, yeni bir insanlık krizi doğurur. NRC gönüllüleri, çatışma bölgelerinde çalışıyor; onların kararlılığı, umut kıvılcımı. Bu, sadece Rohingya meselesi değil; küresel vicdan sınavı.

Umut, sönmüş değil; NRC'nin çabaları, her raporuyla bir adım. Köylerde çocuklar gülüyor, aileler plan yapıyor – barış için. Bu direnç, bir meşale; söndürmek yerine yakmalı. Dünya, izlememeli; değiştirmeli. Kuzey Rakhine, unutulmamalı – çünkü unutmak, suçtur. Bu hikaye, son bulmalı; adaletle.

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3348434846257114"> #auto-ads