İzmir’de uzun süredir gündemde olan kooperatif davasında mahkeme, beklenen ara kararını açıkladı. Tutuklu bulunan 11 sanıktan 5’i serbest bırakılırken, kamuoyunun yakından takip ettiği bazı isimlerin tutukluluklarının devamına hükmedildi. Bu karar hem davanın gidişatını hem de kamuoyundaki tartışmaları yeni bir boyuta taşıdı.
Soruşturma, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı şirketler üzerinden yürütülen ihaleler, kooperatiflerin yönetim süreçleri ve usulsüzlük iddialarıyla başlamıştı. Yüzlerce kişi hakkında işlem yapılmış, özellikle konut sahibi olma umuduyla kooperatiflere giren vatandaşların mağduriyetleri kamuoyuna yansımıştı. Dairelerini teslim alamayan, maket üzerinden satışla kandırıldığını söyleyen mağdurlar yıllardır seslerini duyurmaya çalışıyordu.
Dava kapsamında sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kamu zararına yol açma gibi suçlamalar yöneltildi. Belediye şirketlerinde görev yapan bazı isimlerin yanı sıra inşaat sektöründe faaliyet gösteren kişiler de dosyada yer aldı. Mağdurlar ise yatırdıkları paraların karşılığını alamadıklarını, projelerin sürekli ertelendiğini ve inşaatların tamamlanmadığını belirterek davaya müdahil oldular.
Duruşmada sanıklar, üzerlerine atılan suçları reddetti ve tahliye talebinde bulundu. Tutuklu sanıklardan bazıları uzun süredir içeride olduklarını, işlerini kaybettiklerini ve ailelerinin mağdur olduğunu ifade etti. Mağdurlar ise yatırımlarının boşa gittiğini ve yıllardır evlerine kavuşamadıklarını dile getirdi. Savcı, beyanların ardından görüşünü sundu ve mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Mahkeme, beş sanığın tahliyesine karar verirken, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Bunun yanında tutuksuz sanıklar üzerindeki adli kontrol hükümleri kaldırıldı. Duruşmaya katılmayan bazı isimler için zorla getirilme kararı verildi. Davanın bir sonraki duruşması ekim ayında yapılacak.
Tahliye edilen sanıkların özgürlüklerine kavuşması, davanın geri kalan kısmının tutuksuz devam edebileceğini gösteriyor. Ancak tutuklulukları devam edenler açısından suçlamaların ciddiyeti ve delil durumunun hâlâ kuvvetli olduğu mahkeme tarafından ortaya konmuş oldu. Özellikle kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin tutuklu kalması, davanın siyasi ve toplumsal boyutunu daha da öne çıkardı.
Bundan sonraki aşamada bilirkişi raporları, Sayıştay denetimleri ve mağdur beyanlarının dosyaya eklenmesi bekleniyor. Bu belgeler, davanın gidişatını ve verilecek kararları doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Mahkeme ayrıca kamu zararının boyutunu, kooperatiflerin finansal işleyişini ve mağdurların zararlarının nasıl giderileceğini değerlendirecek.
Verilen ara karar, davanın sadece sanıkların bireysel sorumlulukları açısından değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin şeffaflık ve hesap verebilirliği açısından da önemli bir sınav olduğunu ortaya koydu. Tahliye edilenler kamuoyunda farklı yankılar uyandırırken, tutuklulukları sürenler üzerinden dava politik ve toplumsal düzlemde tartışılmaya devam edecek. Sonraki duruşmalarda yeni savunmalar, belgeler ve tanık ifadeleriyle birlikte sürecin daha da hareketleneceği öngörülüyor.
