TBMM Kantininde Taciz Skandalı: Kadın Milletvekillerinin Protestosu Polisle Çatıştı
TBMM Kantininde Taciz Skandalı: Kadın Milletvekillerinin Protestosu Polisle Çatıştı
İçeriği Görüntüle

Siyasî partilerin en kırılgan anları, kongre eşiğidir. Tam da orada; tüzüğün yoruma açık hükümleri, kayıt‑delege tartışmaları, “olağanüstü” çağrılar ve itirazlar birbirine dolanır. Tarih bize şunu söylüyor: Kurallar net değilse, “kimin haklı” olduğundan çok “kimin güçlü” olduğuna bakılan bir ara rejim doğar.

1987’den arşiv notu: “Çifte genel merkez” nasıl mümkün oldu?

  • Erken dönem bir sosyal demokrat partide (DSP) Genel Merkez ile kurucu kadrolar arasındaki gerilim, art arda kongre çağrılarına dönüştü.
  • Bir taraf, tüzüksel meşruiyet iddiasını öne çıkarırken; diğer taraf, sahadaki örgüt gücünü mobilize etti.
  • Sonuç: Mahkeme süreçleri yıllara yayıldı; aynı anda “iki genel başkan, iki genel merkez” görüntüsü ortaya çıktı.
  • Bu epizotun öğrettiği kritik ders: Siyasi Partiler Kanunu ve parti tüzükleri, kongre mühendisliğini caydıracak kadar net ve yaptırıma bağlı değilse, nihai hakem “güç gösterisi” olur.

Bugüne düşen gölge: Kongre mühendisliği ve gri alanlar

  • Delege sicili, üye listeleri ve olağanüstü kongre imza prosedürlerindeki belirsizlik, birden çok “meşruiyet anlatısı” üretir.
  • Aynı takvimde farklı fraksiyonların “toplantı‑karar” üretmesi, sahada çift başlılık algısını besler.
  • Yargısal takvim, siyasî taktiklerin parçasına dönüşür: Erteleme ve ara kararlar, fiilî üstünlüğü olan tarafa alan açabilir.

Hukukta ne eksik? Siyasi Partiler Kanunu için 8 öneri

  1. Üye ve delege sicilinin anlık e‑devlet entegrasyonu
    • Tekil kimlik doğrulama, geriye dönük kayıt manipülasyonunu zorlaştırır.
  2. Olağanüstü kongre imzalarında noterlere ek “dijital imza + yüz doğrulama”
    • Toplu imza toplanması iddialarını asgariye indirir; anında doğrulama sağlar.
  3. Tek dosya ilkesi ve hızlandırılmış yargı
    • Aynı konuda mükerrer başvuruları “birleştirme” ve 30‑45 gün içinde kesin karar.
  4. Ara kararın iletişimi
    • Erteleme/ara karar gerektiriyorsa; taraflara ve kamuya, gerekçeli kısa karar ve takvim zorunluluğu.
  5. Geçici yönetim (kayyım değil, “teknik sekretarya”)
    • Çift başlılık riskinde, sadece takvim ve lojistik yöneten tarafsız bir idari birim.
  6. Delege listesi şeffaflığı
    • Kongreden 60 gün önce kilitlenmiş, itiraza açık, herkese kapalı devre görülebilir liste.
  7. Tüzük standardizasyonu
    • Partilerin tüzüklerinde zorunlu asgari hükümler seti: delege seçimi, iptal süreçleri, imza nisabı.
  8. Yaptırımın caydırıcılığı
    • Usulsüz kongre/karar üreten taraflara “bir sonraki kongrede adaylık/temsil” sınırlaması gibi ölçülü yaptırımlar.

Kitle psikolojisi: Meşruiyet nasıl kaybedilir, nasıl geri kazanılır?

  • “Kim haklı?” sorusunun yerini “Kim örgüte nefes aldırıyor?” sorusu aldığında, meşruiyet krizi derinleşir.
  • Şeffaf takvim, açık prosedür ve bağımsız denetim duyuruları, sahadaki tansiyonu düşürür.
  • Çatışmacı dil kısa vadede tabanı konsolide etse de, orta vadede “parti içi yorgunluk” üretir; tarafların “sonra birlikte çalışacağız” hissi yoksa, kopuş hızlanır.

Saha örgütleri için pratik kontrol listesi

  • Delege listesi: İlan tarihi, itiraz penceresi ve kesinleşme tutanağı yayımlandı mı?
  • İmza toplama: Tüm imzalarda kimlik ve tarih tutarlılığı var mı; geri çekilen imzalar kayıtlı mı?
  • Toplantı çağrısı: Yasal süreler ve tebligat kanıtları arşivlendi mi?
  • Oylama yöntemi: Sandık sayısı, müşahit listesi ve sayım tutanakları önceden ilan edildi mi?
  • Çapraz gözlem: Bağımsız gözlemci daveti yapıldı mı; rapor kamuya açıklandı mı?

“Ben geliyorum” anının anatomisi

“Ben geliyorum” diyen her çıkış, düzeni sarsar; ama kuralsızsa, düzeni yenilemez. Kişisel karizma, örgütsel prosedürle buluştuğunda sürdürülebilir olur. Aksi halde, bir anlık ivme, uzun süreli dava dosyalarına ve yorgun bir teşkilata dönüşür.

Sonuç: Güce değil, kurala yaslanan kazanır

  • Tarih, “çifte genel merkez” gibi görüntülerin aslında hukuk boşluğunun ürünü olduğunu gösteriyor.
  • Bugün de kalıcı çıkış, güç denemeleriyle değil; açık kurallar, hızlı ve adil hakemlik ve şeffaf denetimle mümkün.
  • Kitle, kimin daha yüksek sesle konuştuğuna değil; kimin herkes için aynı kuralı savunduğuna bakar. O yüzden cevap basit: Güce değil, kurala yaslanan kazanır.