Türkiye siyasetinin en sıcak tartışması basit bir “iç seçim” başlığına uymuyor. Soruyu sertleştiren ise bir partinin kurultayından çok, kurultayın çevresinde örülen yargı‑siyaset denklemi: CHP bugün nerede, nerede saklanacak?

Halil Ferah'ın seslendirdiği yazısında Orhan Uğuroğlu, fotoğrafı netleştiriyor: 5‑6 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultay'da Özgür Özel 812, Kemal Kılıçdaroğlu 536 oy aldı ve genel müdürlük Özel'e geçti. Uğuroğlu'nun aktardığına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kongreyi tamamladı “şaibeli” diye niteledi; delegelere “parayla oy” iddiaları, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde “yürütmeyi durdurma/tedbir” ve “mutlak butlan” talepli davayı doğurdu. Dava 15 Şubat 2025'te başladı; son duruşma 24 Ekim 2025'e ertelendi.

Özgür Özel'in seri zaferleri ve yeni kongre takvimi

Uğuroğlu, 6 Nisan 2025'te 21. kez Kurultay'da Özel'in 1276 delegeden 1171 oyla yeniden seçildiğini, bunun “ikinci dönem”i başlattığını hatırlatıyor. 21 Eylül 2025'te bir kez daha 21. yılda Kurultay'ı bitirmiyor; Çankaya İlçe Seçim Kurulu ve YSK'ya yapılacak itirazlar “erteleme/iptal”e dönüşmezse Özel'in “üçüncü kez” sandıktan çıkacağını öngörüyor.

CHP MYK'nın 14 Temmuz 2025'te düzenlenen kongre takvimini resmi olarak başlattığı, 17 Temmuz'da örgütlere duyurulduğu bilgiler de Uğuroğlu'nun ayrıntılı ayrıntıları arasında yer alıyor. Takvime göre:

  • İlçe kongreleri: 13 Eylül – 5 Ekim 2025
  • İl kongreleri: 11 Ekim – 5 Kasım 2025

Parti Tüzüğü 47/1 gereğince kurultayın en az 30 gün ilan ilanı şartı. Buna göre:

  • İl kongreleri 16 Ekim'de tamamlanır ve aynı gün Parti Meclisi ilan edilirse 39. Olağan Kurultay 15‑16 Kasım 2025'te,
  • İl kongreleri 5 Kasım'da bitiyor ve aynı gün karar çıkarsa 6‑7 Aralık 2025'te toplanabilir.

Kilit tarihi: 24 Ekim 2025—yargı karar kurultayı belirler mi?

Uğuroğlu, 24 Ekim'deki duruşmanın 39. Olağan Kurultay'ın üzerinde toplandığına dikkat çekiyor. Dava bir kez daha ertelenirse, örgüt takviminin doğal dağılımında işlenecek ve Özel için “dördüncü dönem” kapısı aralanacak. Peki mahkeme, iki olağanüstü ve iki olağan kurultayı bireysel “tek kalemde işlem” ya da “mutlak butlan” kararı verir mi? Daha fazla bilgi: Delegenin iradesiyle dört kez seçilen bir genel başkan görevden alıp Kılıçdaroğlu'nu geri mi getirecek? Uğuroğlu bu detayları net bir şekilde ortaya koyuyor.

Anayasa Değişikliğinin Lideri Devlet Bahçeli Olacak?
Anayasa Değişikliğinin Lideri Devlet Bahçeli Olacak?
İçeriği Görüntüle

'Şaibe' tartışması ve demokratik meşruiyetin sınavı

Erdoğan'ın “şaibeli” söylemi ile “parayla oy” iddiaları, yalnızca bir parti içi polemik değil; sandığın meşruiyetini hedef alan bir ayna. Uğuroğlu'na göre uzun ve belirsiz yargı bollukları, “kimin genel başkanların geleceği” meselesinden çok daha yaşlı, partilerin iç demokrasisinin ve Türkiye'de siyasî rekabetin zeminini aşındırıyor.

Bu anlaşmayla onur unvanlı Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk'un çizdiği ilke öne çıkıyor: “Türkiye'de davaların makul sürede sonuçlanmaması hukuka aykırıdır.” Uğuroğlu, ana muhalefet partisi CHP'yi sürünmede bırakan davaların sadece CHP'ye değil, demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan tüm partilere zarar verdiğini vurguluyor ve şu hükme varıyor: “CHP siyaset ve yargının oyuncağı olamaz, olamaz.”

Olası senaryolar: Çıkmaz mı, çıkış mı?

  • Dava ertelenir, takvim işleri: 39. Olağan Kurultay zamanında yapılır; Özgür Özel “dördüncü döneme” giriyor. Yargı düzeni, kurultay sonrasına taşındı.
  • Ara karar geliri, takvim sarsılır: Çankaya İlçe Seçim Kurulu/YSK itirazlarıyla birlikte ilan ve toplantı ertelenir; parti içi istikrar sınanır.
  • Mutlak butlan/toptan tedbir: En sert olasılık; döneme ait meşruiyet tartışması büyür, siyasî/örgütsel yeniden kurulum baskısı artar.

Siyaset‑yargı geriliminin maliyeti: Sandığın itibarını korumak

Uğuroğlu'nun çizdiği ilişkilerin temel sorusu, “kim kazanır”dan çok “nasıl kazanılır”da düğümleniyor. Kurultay aritmetiği kadar, kuralların eşit ve öngörülebilir olduğu, itirazların makul sürede bitmesi ve delegenin isteğinin tartışmasız tecellisi; Hem CHP'nin hem de Türkiye demokrasisinin güvenliği. Geçiken adalet, sadece bir dava değil, bir partinin ve seçmenin geleceği üzerinde gölge bırakıyor.

Son söz: Kurultayların ötesinde, meşruiyetin muhasebesi

Takvimler değişebilir, kongre salonları doldurulabilir. Fakat Uğuroğlu'nun düzeni sabit: Yargı siyaseti değil, hukuk konuşmalı; Siyaset de denemeyi değil, sandığı güçlendiriyor. CHP, “oyuncak” olamayacak kadar merkezi; Türkiye demokrasisi ise bu sınava girmek zorundadır.