ABD Merkez Bankası'nın son politika toplantısı, ekonomi dünyasında yeni bir dönemin kapılarını araladı. Piyasalar bu kararı merakla beklerken, alınan önlemlerin etkileri adım adım ortaya çıkıyor ve yatırımcıların stratejilerini yeniden şekillendiriyor.
Karar kapsamında, politika faizi 25 baz puan indirilerek yüzde 3,75 ila 4,00 aralığına çekildi. Bu hamle, 10'a karşı 2 oyla kabul edildi ve iki politika yapıcısının muhalefeti dikkat çekti. Vali Stephen Miran, borçlanma maliyetlerinde daha derin bir indirim yapılmasını savunurken, Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid, enflasyonun devam ettiği bir ortamda herhangi bir indirimin yapılmamasını tercih etti. Bu farklı görüşler, karar alma sürecindeki çeşitliliği öne çıkarıyor.
Piyasalardaki anlık tepkiler de göz dolduruyor. Ons altın fiyatı karar öncesinde 3 bin 994 dolar seviyesindeyken, açıklama sonrası 3 bin 950 dolara gerileyerek 44 dolarlık bir kayıp yaşadı. Euro/dolar paritesi ise 1,1647'den 1,1646'ya hafif bir düşüş gösterdi. Dolar endeksi 98,79'dan 98,80'e yükseldi, Dolar/TL kuru 41,91'den 41,89'a indi. Gram altın ise 5 bin 379 liradan 5 bin 315 liraya inerek 64 liralık bir değer kaybı kaydetti. Bu hareketler, kararın küresel etkilerini net bir şekilde yansıtıyor.
Bilanço küçültme politikasında da önemli bir değişiklik var. Merkez bankası, 1 Aralık itibarıyla toplam varlık tutarını aylık bazda sabit tutma kararı aldı. Vadesi dolan ipotek teminatlı menkul kıymetlerden elde edilen gelirler, Hazine bonolarına yeniden yatırılacak ve portföy yapısı buna göre düzenlenecek. Bu adım, yatırımcılar tarafından iş piyasasındaki yavaşlamayı yumuşatmak amacıyla atılmış bir önlem olarak değerlendiriliyor. ABD hisse senedi endeksleri karar sonrası küçük kazanımlarını korurken, Hazine tahvili getirileri yükseldi ve fiyatlar ters yönde hareket etti.

Fed politika yapıcıları, hükümet kapanışının karar süreçlerinde yarattığı sınırlamaları açıkça kabul etti. İşsizlik oranına ilişkin görüşler, son resmi istihdam verilerinin yayımlandığı Ağustos ayına dayandırıldı. Mevcut göstergeler, ekonominin ılımlı bir hızda büyümeye devam ettiğini işaret ediyor. Yeni ithalat vergileri nedeniyle enflasyon başlangıçta beklenenden daha az artsa da, Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi Ağustos ayında yaklaşık yüzde 2,7'ye yükseldi. Fed'in yüzde 2'lik enflasyon hedefini PCE endeksiyle belirlediği düşünüldüğünde, yıl sonu için yüzde 3'e ulaşma beklentisi var.
Fiyat artışlarının zamanla hafiflemesi öngörülürken, iş piyasasının gücüne dair endişeler artıyor. Yeni politika açıklamasında, son aylarda istihdama yönelik aşağı yönlü risklerin yükseldiği vurgulandı. Bu muhalefet oyları, 1990'dan beri politika yapıcıların aynı toplantıda hem daha gevşek hem de daha sıkı para politikası lehine oy kullandığı üçüncü örnek oldu. Yatırımcılar, Aralık ayındaki son toplantıda 25 baz puanlık bir indirim daha yapılmasını ve ardından Mart ayında bir başka indirim beklentisini güçlü bir şekilde destekliyor.
Goldman Sachs Varlık Yönetimi'nde çok varlıklı çözümlerden sorumlu küresel eş-CIO'su Alexandra Wilson-Elizondo, tek bir yumuşak enflasyon verisinin, sabit beklentilerin ve işgücü talebindeki azalmanın temkinli bir gevşeme eğilimini desteklediğini belirtti. Koşulların devam etmesi halinde Aralık toplantısında başka bir 25 baz puanlık indirimin olası göründüğünü ekledi. Bu görüş, piyasaların geleceğe dair umutlarını pekiştiriyor.
Genel olarak, bu karar Fed'in veri sınırlamaları karşısında bile dengeli bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor. Ekonomi uzmanları, bu hamlenin iş piyasasını desteklerken enflasyonu kontrol altında tutma potansiyelini tartışıyor. Gelecek aylardaki gelişmeler, bu politikanın etkilerini daha net ortaya koyacak ve yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratacak.
            
            
                            
                            
                            



