Siyasi arenada rüzgarlar hiç durmuyor. Her geçen gün yeni bir tartışma, yeni bir iddia gündemi meşgul ederken, halkın gerçek sesi anketlerde gizleniyor. Özellikle cumhurbaşkanlığı yarışı, her zaman en büyük heyecanı taşıyan konu. Hatırlayın, geçtiğimiz aylarda yapılan çeşitli kamuoyu yoklamaları, muhalefet figürlerinin yükselişini müjdeliyordu. Örneğin, mayıs ayında ortaya çıkan veriler, İstanbul'un popüler belediye başkanının ulusal çapta nasıl bir ivme kazandığını gösteriyordu. Halkın yoksulluk, ekonomi ve terör gibi konulardaki memnuniyetsizliği, oy tercihlerini doğrudan etkiliyor. Bu eğilimler, iktidar kanadında bile endişe yaratmış olacak ki, parti içi toplantılarda strateji değişiklikleri konuşulmaya başlandı. Ama asıl soru şu: Bu eğilimler, gerçekten bir dönüm noktasına mı işaret ediyor, yoksa sadece geçici dalgalanmalar mı?
Ekonomi cephesinde yaşanan dalgalanmalar, anket sonuçlarını daha da kritik hale getiriyor. Asgari ücret zamları, enflasyon rakamları ve işsizlik oranları, seçmenin kararını şekillendiriyor. Ocak ayından beri yapılan yoklamalarda, AKP seçmenlerinin bile bir kısmının memnuniyetsizliğini dile getirdiği görülüyor. MHP tabanında ise benzer sıkıntılar var; terörle mücadele konusundaki başarılar bile yeterli desteği toplamıyor gibi. Muhalefet tarafında ise CHP'nin yükselişi dikkat çekici. Balıkesir gibi bölgelerde yapılan yerel anketler, Erdoğan'ın karşısında birden fazla ismin kazanabileceğini öne sürüyor. Bu durum, ittifaklardaki gerilimleri de artırıyor. AKP ve MHP arasındaki görüşme trafiği, kulislerde "açılım gerilimi" olarak anılıyor. Bahçeli ile Erdoğan'ın son toplantıları, sanki bir krizin habercisi gibi. Peki, bu gerilimler anketlere nasıl yansıyor? Halk, gerçekten değişim istiyor mu?
Geçtiğimiz temmuz ayında yayınlanan bir araştırma, partiler arası farkın giderek açıldığını ortaya koymuştu. CHP ile AKP arasındaki makas, her ay biraz daha genişliyor. Videolarda konuşan uzmanlar, bu farkın ekonomi politikalarından kaynaklandığını vurguluyor. Bir yorumcu, "Yoksulluk arttıkça AKP'nin oyu azalıyor" diyerek durumu özetlemişti. Hatta Erdoğan'ın kendi memleketinde bile zorlandığı veriler, ağustos ayı yoklamalarında gündeme geldi. ORC gibi şirketlerin raporları, 12 ilde yapılan sorgulamalarda benzer sonuçlar verdi. İmamoğlu ve Yavaş gibi isimler, Erdoğan'ı geride bırakıyor görünüyor. Bu eğilim, mart ayından beri devam ediyor; videolarda İmamoğlu'nun fark attığı belirtilirken, Bahçeli'yi üzecek sonuçlar diye nitelendiriliyor. Halk TV'deki tartışmalarda, "Erdoğan'ı şoke edecek anket" başlığı altında bu veriler masaya yatırılıyor. Konuşmacılar, İmamoğlu'nun hızlı yükselişini "devrim niteliğinde" olarak tanımlıyor.
Sosyal medyada da bu konu patlama yapmış durumda. Kullanıcılar, eski anketleri paylaşarak yorumlar yapıyor. Bir kullanıcı, "Erdoğan rekor fark bekliyorum diyor ama anketler tam tersini gösteriyor" diye yazmış. Başka bir paylaşımda, Mansur Yavaş'ın Erdoğan'a fark attığı vurgulanmış. Vikipedi gibi kaynaklarda bile, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi için anayasal sınırlamalar tartışılıyor; Erdoğan'ın adaylığı soru işareti. Bu tartışmalar, halkı daha da meraklandırıyor. Nisan ayındaki KONDA verileri, İmamoğlu'nun Erdoğan'ı geride bıraktığını göstermişti. Videolarda Ekrem Açıkel, bu verileri paylaşırken dikkat çeken noktaları vurguluyor: Seçmenlerin yüzde 95'i asgari ücret artışını yeterli bulmuyor, bu da oy kaymalarına yol açıyor.
Tüm bu veriler, siyasi stratejileri yeniden şekillendiriyor. İktidar, erken seçim ihtimalini masaya yatırırken, muhalefet güven tazeliyor. Ağustos ayının başlarında yapılan HBS Araştırma, 3.200 katılımcıyla benzer sonuçlar verdi. İmamoğlu, Erdoğan'ı büyük farkla geride bırakıyor. Ocak ayındaki yeni yıl anketleri ise dört olası senaryoda Erdoğan'ın zorlandığını gösteriyordu. AKP seçmenlerinin yüzde 77'si bile bazı politikaları sorguluyor. Bu eğilimler, haziran ayındaki KONDA sonuçlarında da devam etti; İmamoğlu fark atıyor, Bahçeli üzülüyor diye başlık atılmış videolarda.
Ama asıl heyecan verici kısım burada başlıyor. En son yapılan "Türkiye Gündem Araştırması" adlı yoklama, her şeyi değiştirebilir. Özdemir Araştırma tarafından 7-11 Ağustos 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu çalışma, hipotetik bir cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan'ı karşı karşıya getiriyor. Sonuçlar, muhalefet için umut ışığı yakarken, iktidarı alarma geçiriyor. İmamoğlu'nun yükselişi, rekor bir seviyeye ulaşmış durumda.
Şimdi derin bir nefes alın, çünkü detaylar inanılmaz. Anket, İmamoğlu'na yüzde 45.1 destek verirken, Erdoğan yüzde 37.5'te kalıyor. Aradaki fark tam 7.6 puan – bu, son yılların en büyük farkı! Yüzde 14.4'lük kesim oy kullanmayacağını söylerken, yüzde 3'ü tercih belirtmemiş. Bu rakamlar, Erdoğan'ın planlarını kökünden değiştirebilir; erken seçim stratejileri, ittifak görüşmeleri ve hatta anayasa değişiklikleri gündeme gelebilir. Halkın bu yöndeki eğilimi, siyasi deprem yaratacak nitelikte. Gelecek aylarda neler olacak, hep birlikte göreceğiz – ama bir şey kesin: Bu anket, Türkiye'nin kaderini yeniden yazabilir!