Türkiye'nin siyasi nabzını tutan anketler, her seferinde beklenmedik sürprizlerle gündemi altüst etmeyi başarıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son açıklamasında CHP'yi "ikinci parti" olarak nitelendirmesi, muhalefet cephesinde büyük yankı uyandırmıştı. Bu sözlerin üzerinden günler geçmeden, Gündemar Araştırma Şirketi'nin Ekim 2025 dönemine ilişkin kamuoyu araştırması yayınlandı ve adeta bir bomba etkisi yarattı. Anket, sadece mevcut oy oranlarını değil, olası bir cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur senaryolarını da masaya yatırarak, iktidar ve muhalefet arasındaki güç dengelerini yeniden sorgulattı. Peki, bu veriler ne anlama geliyor? Hangi partiler yükseliyor, kimler geriliyor ve Erdoğan'ın karşısındaki rakipler ne kadar güçlü? Gelin, bu çarpıcı sonuçları adım adım inceleyelim.

Anketin temel sorusu, her zamanki gibi geleceğe dair bir öngörü üzerine kuruluydu: "Bu pazar milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?" Bu soru, seçmenlerin güncel eğilimlerini yansıtan en klasik ve güvenilir yöntemlerden biri olarak biliniyor. Katılımcıların yanıtları, Türkiye'nin siyasi haritasını yeniden çizdi. Liderlik koltuğunda, hiç şüphesiz CHP oturuyor. Araştırmaya göre, CHP'nin oy oranı yüzde 35,25 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, partinin son dönemdeki yükselişini net bir şekilde ortaya koyuyor ve muhalefetin en güçlü sesi olarak konumunu pekiştiriyor. CHP'nin bu başarısı, ekonomik sıkıntılar, yerel yönetimlerdeki başarı hikayeleri ve genç seçmenlere yönelik etkili kampanyalarla doğrudan bağlantılı görünüyor. Parti, sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu'nun iç kesimlerinde de destek toplamayı başarmış durumda.

AKP ise, iktidar partisi olarak beklenenin altında bir performans sergiledi. Yüzde 29,09'luk oy oranıyla ikinci sıraya yerleşen AKP, CHP'nin gölgesinde kalmış gibi duruyor. Bu sonuç, Erdoğan'ın CHP'yi "ikinci parti" diye tanımlamasının ne kadar ironik bir hal aldığını gösteriyor. AKP'nin oy kaybı, enflasyonun yüksek seyri, işsizlik oranlarının artışı ve dış politika kaynaklı belirsizliklerle açıklanabilir. Parti tabanı hala sadık olsa da, kararsız seçmenlerin bir kısmı başka limanlara yönelmiş görünüyor. Bu fark, olası bir erken seçim senaryosunda bile muhalefete avantaj sağlayacak kadar belirgin.

Üçüncü sırada sürpriz bir isim var: DEM Parti. Yüzde 8,67'lik destekle üçüncü parti konumuna yükselen DEM, özellikle Kürt seçmenlerin yoğun olduğu bölgelerde gücünü koruyor. Bu oran, partinin yerel seçimlerdeki kazanımlarını ulusal ölçeğe taşıdığını işaret ediyor. DEM'in yükselişi, sosyal adalet ve demokrasi taleplerinin giderek güçlendiğini de yansıtıyor. Öte yandan, MHP yüzde 7,13'lük oy oranıyla seçim barajını aşmayı başarıyor. Milliyetçi tabanın sadakati burada devreye giriyor; MHP, AKP ile ittifakın kilit unsuru olarak rolünü sürdürüyor, ancak bu oran da sınırlı bir büyüme potansiyeli taşıyor.

Anketteki en dikkat çekici detaylardan biri, Zafer Partisi'nin performansı. Yüzde 5,16'lık oy oranıyla barajı zorlayan Zafer Partisi, milliyetçi ve muhafazakar kesimlerden beklenmedik bir destek almış görünüyor. Partinin lideri Ümit Özdağ'ın sert söylemleri ve göçmen politikalarına odaklanan kampanyası, kararsızları etkilemiş olabilir. Bu sonuç, Zafer'in küçük ama etkili bir aktör olabileceğini kanıtlıyor. Hemen arkasından gelen İYİ Parti ise yüzde 4,70'le dördüncü sırada yer alıyor. İYİ Parti'nin bu konumda "ittifak yapma potansiyeli" taşıyan bir parti olarak anılması, muhalefet blokunun geleceği açısından kritik. Parti, iç çekişmelerden kurtulup yeniden toparlanırsa, Zafer gibi sürpriz bir rol oynayabilir. Bu iki partinin toplam oyu, milliyetçi oyların dağıldığını ve iktidar karşıtlarının çeşitlendiğini gösteriyor.

Erdoğan Sonrası Planı ve Bahçeli'nin Kritik Hamlesi
Erdoğan Sonrası Planı ve Bahçeli'nin Kritik Hamlesi
İçeriği Görüntüle

Anketin ikinci bölümü ise, asıl depremi yaratan kısım: Olası bir cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu. Burada Erdoğan, üç güçlü rakibe karşı da geride kalıyor. İlk senaryoda, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Erdoğan karşısında ezici bir üstünlük sağlıyor. Yavaş'ın yüzde 60,34'üne karşı Erdoğan'ın yüzde 39,66'sı, Yavaş'ın halk nezdindeki temiz imajını ve etkili yönetimini vurguluyor. Yavaş, sessiz ama kararlı tarzıyla, özellikle orta sınıf ve kırsal seçmenler arasında büyük sempati topluyor. Bu fark, Erdoğan'ın planlarını kökten değiştirebilecek nitelikte.

İkinci senaryoda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu devreye giriyor. İmamoğlu, yüzde 57,97'lik oranla Erdoğan'ın yüzde 42,03'ünü geride bırakıyor. İmamoğlu'nun karizmatik liderliği, İstanbul gibi dev bir metropolü yönetme başarısı ve gençlere hitap eden vizyonu, bu sonucu kaçınılmaz kılıyor. İmamoğlu, sadece muhalefet tabanını değil, kararsızları da yanına çekmiş görünüyor. Üçüncü ve son senaryoda ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yüzde 53,40'a karşı Erdoğan'ın yüzde 46,60'ıyla önde. Özel'in bu avantajı, CHP'nin genel yükselişiyle paralel gidiyor; parti içindeki yenilenme ve dinamik liderlik, Özel'i güçlü bir aday yapıyor.

Bu anket sonuçları, Erdoğan'ın son açıklamasının tam tersine, CHP'yi açık ara lider konumuna yerleştiriyor. AKP-MHP ittifakı toplamda yüzde 36,22'lik bir oy toplasa da, bu muhalefetin geniş koalisyonu karşısında yetersiz kalıyor. DEM, Zafer ve İYİ Parti gibi aktörlerin varlığı, oyların daha da parçalanabileceğini işaret ediyor. Uzmanlar, bu verilerin erken seçim tartışmalarını alevlendireceğini öngörüyor. Seçmenlerin ekonomik krizden bıkkınlığı, yolsuzluk iddialarına duyulan hassasiyet ve gençlerin değişim talebi, muhalefetin elini güçlendiriyor.

Peki, bu anketin metodolojisi ne kadar güvenilir? Gündemar Araştırma, Ekim 2025'te saha çalışmasını gerçekleştirerek, binlerce katılımcıya ulaşmış. Sorular, standart siyasi eğilim anketleri formatında tutulmuş; milletvekili seçimi ve cumhurbaşkanlığı ikinci turu gibi gerçekçi senaryolar üzerine odaklanmış. Bu yaklaşım, sonuçların spekülatif olmaktan uzak, veri odaklı olmasını sağlıyor. Karşılaştırmalı olarak, önceki aylardaki anketlerle kıyaslandığında CHP'nin istikrarlı yükselişi göze çarpıyor, AKP ise hafif bir düşüş trendinde.

Sonuç olarak, Ekim 2025 anketi Türkiye siyasetinde bir dönüm noktası niteliğinde. CHP'nin liderliği, Erdoğan'ın üç rakibe karşı mağlubiyeti ve sürpriz partilerin yükselişi, önümüzdeki ayların nasıl şekilleneceğini merak ettiriyor. Seçmenler, değişim rüzgarlarının eseceğini hissediyor mu? Yoksa bu sadece bir anlık dalgalanma mı? Zaman, her şeyi ortaya koyacak. Ancak şu an için, muhalefet cephesi bayram havasında; iktidar ise strateji masalarını yeniden kurmak zorunda kalabilir. Bu veriler, sadece rakamlar değil, Türkiye'nin geleceğine dair bir ayna tutuyor.