Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ülkenin siyasi tarihinde kritik bir dönemeçte, 21 Eylül 2025 tarihinde Ankara'da, Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde 22. Olağanüstü Kurultayını gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Saatler 10.00'ı gösterdiğinde başlayan bu tarihi toplantı, "Darbeye ve Kayyuma Hayır" gibi sert ve net bir slogan etrafında şekillendi. Salon, sadece partililerin değil, tüm kamuoyunun gözünün çevrildiği bir merkeze dönüştü. Ancak bu kurultay, sıradan bir parti içi toplantıdan çok daha fazlasıydı; parti, demokrasinin utancı olarak nitelendirdiği ağır saldırılara karşı yeniden kenetlendiğini göstermek için oradaydı. Tüm salona asılan tutuklu belediye başkanlarının fotoğrafları, bu mücadelenin ne denli kişisel ve derin olduğunu gözler önüne serdi.

CHP lideri Özgür Özel, salona partinin tecrübeli isimleri Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın ile birlikte giriş yaptı. Bu güçlü birlikteliğe, Kurultay salonunda Muharrem İnce ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da eşlik etti. Bu isimlerin varlığı, partinin birleşme ve kenetlenme mesajını güçlendirirken, salonda yaşanan eksiklikler de dikkatlerden kaçmadı: Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya katılmadı; hatta Gürsel Tekin'in ise davet edilmediği bildirildi. Tek aday olarak kürsüye çıkan Özel, konuşmasına 'cesur neferler' ve 'yoldaşlar' diyerek hitap ederken, 6 ok ile Ay Yıldızlı bayrağı göndere çekenlere selam gönderdi.

Tankla Tüfekle Değil, Ekonomik Silahlarla Yapılan 'Darbe' İddiası

Özel, konuşmasının ana temasını mevcut iktidarın uyguladığı baskı ve ülkenin demokrasisine yapılan saldırılar üzerine kurdu ve durumu "bir demokrasinin utancı" olarak tanımladı. CHP'nin darbecilere karşı ne anlama geldiğini göstermek için toplandıklarını vurguladı. Bu olayın bir sonraki iktidara yapılmış bir darbe olduğunu ileri sürerken, bu darbenin tankla, tüfekle değil, farklı yollarla gerçekleştirildiğini belirtti. Özel, mevcut iktidarın ne kadar demokrat olduğunun, galipken değil, mağlupken belli olacağını söyleyerek, iktidarın demokrat olmadığını tüm Türkiye'ye gösterdiğini iddia etti. Bu kapsamda, geçmişte 47 yıl iktidar yüzü görmemesine rağmen millete asla küsmeyen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit'in partisi olan CHP’nin, 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra birinci parti olmasının ardından başlayan sürece dikkat çekti. Partinin belediye başkanlarının arı gibi çalıştığını, kreşler, emekli evleri, kent lokantaları açtığını ve burs verdiğini, bunun sonucunda anketlerde memnuniyetin yüzde 58'lere çıktığını hatırlattı.

Chp Kurultayı

Ancak bu başarının ardından, iktidarın kendileriyle belediyecilikte yarışamadığını öne sürdü. Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmaya çalışılması ve İBB'ye kayyum atanması girişiminin bu rekabette başarısız olmanın bir sonucu olduğunu ifade etti. İktidarın, 96 yaşındaki bir teyzenin dahi İmamoğlu için ilçe başkanlığına gidip imza vereceğini hesap edemediğini ve CHP'nin geri adım atmayacağını anlayamadığını vurguladı. O günkü çağrıya uyanların, dünya siyaset tarihinin rekorunu kırarak Türkiye'nin önünü açtığını büyük bir minnetle dile getirdi.

19 Mart Darbesinin Bilinmeyen Maliyeti ve Uluslararası Bağlantılar

Özgür Özel'den Erdoğan'a dönüm noktası çağrısı: Siyasi Ahlak Kanunu çıkaralım
Özgür Özel'den Erdoğan'a dönüm noktası çağrısı: Siyasi Ahlak Kanunu çıkaralım
İçeriği Görüntüle

Özel'in konuşmasının en çarpıcı kısmı, iddia edilen "19 Mart darbesi" için harcanan akıl almaz miktarlardı. Lider, bu darbe için harcanan paranın tam 60 milyar dolar olduğunu açıkladı. Bu rakamın, çiftçiye ödenen desteğin 30 katına ve asgari ücrete verilecek desteğin 120 katına denk geldiğini vurguladı. Özel, eğer bu para millete harcansaydı, ülkede ne aç ne de yoksul kalacağını sert bir dille ifade etti. Ekonomik verilerle bu iddiaları destekleyen Özel, 19 Mart darbesiyle borsanın yüzde 9 düştüğünü, Haziran’da yüzde 5,5, 2 Eylül’de kayyum ataması gerçekleşince yüzde 6 düştüğünü; ancak 15 Eylül’de genel merkeze kayyum gerçekleşmeyince borsanın yükseldiğini söyledi.

Parti lideri, uluslararası alanda yaşananları da gündeme taşıdı ve Cumhurbaşkanı'nı hedef aldı. Tayyip Erdoğan’ın Trump'ın adamı olduğunu, oysa CHP'nin bu milletin adamı ve evladı olduğunu iddia etti. Filistin'in bu halde olduğu bir dönemde, Trump’ın oğlunun Erdoğan ile gizli görüştüğü yönündeki iddiaları hatırlattı. Özel, kendi çevrelerinin bu görüşmeyi reddettiğini ancak Amerikalı kaynakların bunu doğruladığını belirterek, Trump’ın "Erdoğan gelecek, Boeing konuşacağız" dediğini aktardı. Filistin'in bu ülkenin milli meselesi olduğunu vurgulayan Özel, Erdoğan’ın Filistin hassasiyetinin olmadığını, iktidarda kalabilmek için Trump’la görüştüğünü öne sürdü. Bu iddiaların ardından, Eyüpsultan Filistin Büyükelçiliği önünde tüm siyasi partilere dayanışma çağrısında bulundu.

CHP'nin Geleceği: Sınırlar Çizilemez, Tehdit Eşit Yurttaşlıkta

Özgür Özel, iktidarın yargı eliyle CHP’yi dizayn etmeye çalıştığını dile getirerek, geçmişte Gazi Atatürk’e bile İstanbul’da kalmasının söylendiğini anlattı. Ancak CHP’nin genel başkanlarına sınır çizilemeyeceğini, Anadolu merkezli, Rumeli merkezli olduğunu ve bu milletin kalbinde siyaset yaptığını kesin bir dille belirtti. Özel’e göre, iktidarın husumeti CHP’ye değil, iktidardan gitme düşüncesineydi. Bugün Türkiye'de tehdit altında kalan asıl şeyin artık eşit yurttaşlık olduğunu belirterek, geleceğe dair en büyük kaygıyı dile getirdi.

Konuşması öncesinde salonda bir klip izletilen tek aday Özgür Özel’in liderliğinde gerçekleşecek olan kurultayda, blok liste uygulaması tercih edilecek. İstanbul delegeleri, Parti Meclisi ve MYK üyelerinin oy kullanamayacağı kurultayda, 911 seçilmiş delege oy kullanma hakkına sahip olacak. Özel, sözlerini, bütün tutuklu belediye başkanlarına, aslan sosyal demokratlara, milliyetçi demokratlara, muhafazakar demokratlara ve Kürt demokratlara selam göndererek bitirdi. Ayrıca 60 gün önce toprağa verilen Ferdi adlı bir kardeşe ve eski genel başkan Altan Öymen'e rahmet diledi. CHP bu kurultay ile hem geçmişindeki direnci onurlandırdı hem de mevcut iktidara karşı 60 milyar dolarlık maliyeti olan bir darbe girişimi iddiasını ortaya atarak siyaset sahnesindeki yerini pekiştirdi.