Türkiye siyasetinde son günlerin en çarpıcı gelişmesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP yöneticileri hakkında hazırlanan iddianame ile Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik kapatma davası sinyalleri oldu. Yeni Şafak gazetesinden öğrenilen gelişme, siyasi arenada ve ekonomide büyük yankı uyandırdı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek tarafından hazırlanan iddianamenin açıklanmasının ardından Borsa İstanbul'da keskin düşüşler yaşandı. Bu durum, iddianamenin ekonomik boyutunun da ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Çok sayfa tutan iddianame, içeriğindeki ilginç ayrıntılarla dikkat çekerken, hukuki ve siyasi çevrelerde yoğun tartışmalara neden oldu.

İzmir Otogarı'na haciz uygulandı, ecrimisil borcu tahsil edilecek
İzmir Otogarı'na haciz uygulandı, ecrimisil borcu tahsil edilecek
İçeriği Görüntüle

Akın Gürlek, iddianameye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce kullandığı "ahtapotun kolları" benzetmesiyle başladı. Bu benzetme, iddianamenin genel tonunu ve yaklaşımını belirleyen bir giriş olarak öne çıktı. Savcılık, İmamoğlu ve ekibini çıkar amaçlı suç örgütü kurmakla suçlarken, bu örgütün kamu kaynaklarını usulsüz şekilde yönlendirdiğini iddia etti.

İddianamede yer alan suçlamalardan biri, hukuk camiasında şaşkınlık yarattı. İmamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan hakkında "müvekkili olan şüphelinin lehine en iyi savunmayı yapmak, sanığın lehine olan delillerinin toplanmasına yardım etmek" ifadesi kullanıldı. 2025 yılında bir avukatın mesleğinin gereğini yerine getirmesi nedeniyle suçlanması, hukuk tarihine kayda değer bir örnek olarak not düşüldü.

Le Meridien Oteli'nde yapılan toplantılara ilişkin iddialar da iddianamede yer buldu. Daha önce Saray medyasında bavulların içinde para taşındığı iddia edilirken, iddianamede bavullarda sinyal kesici cihazların bulunduğu belirtildi. Ancak bu durumun hangi suç kapsamına girdiği net olarak açıklanmadı.

Savcılık, 2023 yılında Özgür Özel'in CHP genel başkanı seçildiği kurultayın videolarını saniye saniye inceledi. Kurultay, örgüt faaliyeti kapsamında değerlendirilirken, sonuçlar açıklandıktan sonra kürsüde Özel ve İmamoğlu'nun yanında ve yakınında bulunan isimler tespit edildi. Bu isimler arasında İBB Sözcüsü Murat Ongun, İmamoğlu'nun kampanya direktörü Necati Özkan ve İBB iştiraki İSKİ gibi şirketlerin yöneticileri bulunuyor.

İddianame şu ifadeyle sonuçlandırıldı: "Toplanan deliller doğrultusunda çıkar amaçlı suç örgütü kurulduğu ve kamu kaynaklarının usulsüz şekilde yönlendirildiği yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur." Bu ifadedeki kuvvetli şüphe vurgusu, kesin bir suç tespitinden ziyade şüphe üzerinden hareket edildiğini gösterdi.

Gizli tanıklar da iddianamede ilginç kod adlarıyla yer aldı. Meşe, Çınar, Maun, Gürgen, Mimoza, Sekoya ve Ladin kod adlı tanıkların ifadeleri, iddianamenin temelini oluşturuyor. Bu gizli tanıkların ve itirafçıların ifadelerindeki kelime kullanımları da dikkat çekici. İddianamede 969 kez "hatırladığım kadarıyla", 774 kez "bilmiyorum", 546 kez "duydum" ifadeleri geçiyor. En ilginç olanı ise 9 kez kullanılan "hissettim" ifadesi oldu. Bir ceza soruşturmasında tanık ifadelerinin bu derece belirsiz kelimelerle dolu olması, hukuki değerlendirmelerde soru işaretleri oluşturdu.

Türkiye bu iddianameyi anlamaya çalışırken, Başsavcı Akın Gürlek ikinci bir bomba patlattı. CHP'nin seçimlerin güvenilirliğine ve seçmen iradesine sistematik olarak müdahalede bulunduğu iddiasıyla, Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılması talebiyle Yargıtay'a bildirimde bulunuldu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu gelişmeyi "siyasete muhtıra" olarak nitelendirdi. Televizyonlarda son dakika haberi olarak geçen bu gelişme, farklı medya organlarında farklı şekillerde yorumlandı. Muhalif basın yayın organları durumu CHP'ye kapatma davası olarak değerlendirirken, iktidar yanlısı medya bu yorumları algı operasyonu olarak nitelendirdi.

A Haber, sosyal medyada başlatılan tartışmaları şöyle yorumladı: "Çok sayıda muhalif basın yayın organları ve troller tarafından sosyal medyada CHP'ye kapatma davası açılıyor şeklinde algı çalışmaları başlatılarak vurgun-rüşvet-yolsuzluk suçlarının üstleri kapatılmaya çalışıldı."

Siyasi gözlemciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sadece İmamoğlu'nu değil CHP'yi saf dışı ederek erken ve garantili seçime gitmek istediğini değerlendiriyor. Bu noktada DEM Parti'nin tutumunun sadece Türkiye değil kendi seçmeni açısından da en ciddi sınav olacağı ifade ediliyor.

DEM Parti'nin sağ iktidarların ve Siyasal İslam'ı yeşerten darbelerin yapamadığını yapması için destek verip vermeyeceği merak konusu. Yoksa birkaç sert mesajla yetinip susmaya devam mı edecekler sorusu gündemde. Demokrasinin boğazlandığı bir süreçte Abdullah Öcalan'ın Ankara'ya taşınması bile gündeme gelse, geleceğe güvenebilecekler mi tartışması sürüyor.

İddianame ve CHP'ye yönelik kapatma davası sinyalleri, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Hukuki sürecin nasıl gelişeceği ve siyasi sonuçlarının ne olacağı merakla bekleniyor. Ekonomik istikrarsızlıktan siyasi gerginliğe uzanan bu süreç, önümüzdeki günlerde daha da netleşecek gibi görünüyor.

Gelişmeler yakından takip ediliyor ve iddianame detaylı şekilde incelenmeye devam ediliyor. Hukuk uzmanları, siyasi analistler ve ekonomi çevreleri bu sürecin Türkiye'nin geleceğini nasıl etkileyeceğini değerlendirmeye çalışıyor. Borsa'daki düşüşlerden siyasi gerginliğe, hukuki tartışmalardan demokrasi endişelerine kadar geniş bir yelpazede etkiler gözlemleniyor.

Siyasi partilerin tepkileri, sivil toplum kuruluşlarının açıklamaları ve halkın nabzı bu sürecin önemli göstergeleri olarak öne çıkıyor. İddianamenin içeriğinin tam olarak anlaşılması ve hukuki değerlendirmelerin yapılması zaman alacak gibi görünüyor. Ancak siyasi sonuçları şimdiden hissedilmeye başlandı.

Türkiye siyasetinin kritik bir dönemecinden geçtiği bu günlerde, demokrasinin geleceği ve hukuk devleti ilkeleri yeniden sorgulanıyor. İddianame ve kapatma davası sinyalleri, sadece CHP ve İmamoğlu için değil, Türk demokrasisi için de bir sınav niteliği taşıyor. Gelecek günlerde yaşanacak gelişmeler, bu sınavın sonuçlarını belirleyecek.