Türkiye'nin ekonomik manzarası, son aylarda adeta bir rüzgar gibi değişim gösteriyor ve bu değişimin merkezinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın son açıklamaları yer alıyor. Ülke genelinde milyonlarca vatandaşı doğrudan etkileyen istihdam verileri, umut verici bir tablo çiziyor. Yılın ikinci çeyreğinde kaydedilen büyüme rakamları, birçok uzmanın tahminlerini aşarak yüzde 4,8 seviyesine ulaştı. Bu, tam 20 çeyrektir kesintisiz bir büyüme serisi anlamına geliyor ki, bu başarı hikayesi, pandemi sonrası toparlanma sürecinde Türkiye'nin ne kadar dirençli olduğunu kanıtlıyor. İş dünyası temsilcileri, bu büyümenin yatırım ve üretim odaklı politikaların meyvesi olduğunu vurgularken, sıradan vatandaşlar için ise bu rakamlar, daha iyi bir gelecek umudunu yeşertiyor.
Ancak büyüme sadece rakamlardan ibaret değil; arkasında yatan hikayeler, emek veren insanlar ve hükümetin stratejik hamleleri var. Bakan Işıkhan, bu verileri paylaşırken, istihdamın 32 milyon 582 bin kişiye yükseldiğini belirtti. Bu, sadece bir sayı değil, binlerce ailenin sofrasına ekmek götüren, gençlerin hayallerini gerçekleştiren bir gerçeklik. Özellikle genç nüfus için olumlu sinyaller veren veriler, 15-24 yaş grubunda işsizlik oranının yüzde 15'e gerilediğini gösteriyor. Düşünün ki, sadece bir ayda 164 bin kişi işsizlikten kurtulmuş; bu, şehirlerin sokaklarında, fabrikalarda ve ofislerde yeni başlangıçların hikayesi. Ekonomik büyümenin istihdama yansıması, Orta Vadeli Program'ın etkinliğini de gözler önüne seriyor. Bu program, küresel dalgalanmalara karşı koyarak, yerel üretimi teşvik eden bir kalkan gibi işliyor.
Peki, bu başarılar nasıl elde edildi? Hükümetin yatırım odaklı yaklaşımı, ihracatın rekor seviyelere çıkmasını sağladı. Sanayi bölgelerinde yeni fabrikalar açılıyor, tarım sektöründe modernizasyon hız kazanıyor ve hizmet sektöründe dijital dönüşüm ivme kazanıyor. Bu gelişmeler, sadece büyük şirketleri değil, küçük esnafı da etkiliyor. Örneğin, Sakarya gibi illerde yerel istihdam projeleri, binlerce kişiye kapı açıyor. Bakan Işıkhan'ın da katıldığı toplantılarda vurgulandığı üzere, bu büyüme, koordineli bir ekonomi yönetiminin sonucu. Küresel enflasyon baskılarına rağmen, Türkiye'nin büyüme patikasında kalması, birçok ülkeyi kıskandıracak nitelikte. Vatandaşlar, bu verilerin günlük hayatlarına nasıl yansıyacağını merak ediyor; maaşlarda iyileşme, yeni iş fırsatları ve sosyal destekler, bu hikayenin devamını şekillendirecek.
Yine de, her başarı hikayesinde olduğu gibi, bazı zorluklar da var. Genç işsizlik hala çift haneli seviyelerde seyrederken, kadınların iş gücüne katılımı artırmak için daha fazla adım atılması gerekiyor. Ekonomik büyüme güzel ama, bu büyümenin adil dağılımı da kritik. Bazı sektörlerde, özellikle inşaat ve turizmde mevsimsel dalgalanmalar, istihdamı etkileyebiliyor. Hükümetin bu noktalara odaklanması, sürdürülebilir bir başarı için şart. Bakan Işıkhan'ın açıklamaları, bu zorlukları da göz ardı etmiyor; aksine, onları aşmak için yeni politikalar geliştirildiğini ima ediyor. İstihdamı artıran teşvikler, eğitim programları ve girişimcilik destekleri, geleceğin anahtarları olarak öne çıkıyor.
Bu verilerin arkasında yatan motivasyon, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir dayanışma. Türkiye, tarih boyunca zorluklarla başa çıkmış bir ülke ve bu ruh, bugünün mücadelelerinde de kendini gösteriyor. Bakan Işıkhan, Sakarya'daki AKP İl Başkanlığı'nda yaptığı konuşmada, işsizlik rakamlarını açıkladıktan sonra, bu başarıları tarihsel bir perspektiften ele aldı. O, mazimizdeki başarılarla iftihar ederken, bunu bir hamaset malzemesi olarak değil, geleceğe yürürken bizlere rehberlik edecek bir yol haritası olarak gördüklerini ifade etti. Ve işte o çarpıcı kısım: Geçmişte ecdadımız hangi mücadeleleri vermişse, bugün biz de aynı mücadeleyi veriyoruz. Bu sözler, işsizlik ve istihdam sorunlarını, atalarımızın verdiği bağımsızlık ve kalkınma savaşlarıyla bağdaştırarak, bugünün çabalarını yüceltiyor. Sosyal medyada hızla yayılan bu açıklama, birçok kişiyi düşündürürken, bazılarını da motive ediyor. Ecdadın mirası, bugünün ekonomik savaşlarında bir ilham kaynağı olarak sunuluyor, ki bu, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek bir vizyonu temsil ediyor.
Sonuç olarak, bu veriler ve açıklamalar, Türkiye'nin ekonomik yolculuğunda yeni bir sayfa açıyor. İşsizlik oranının yüzde 8'e gerilemesi, 27 aydır tek haneli seviyelerde kalması, büyümenin devamı – hepsi, daha güçlü bir ülke için atılan adımlar. Bakan Işıkhan'ın tarihi vurgusu, bu mücadeleyi sadece rakamlarla değil, ruhla da kazanacağımızı hatırlatıyor. Gelecek aylarda, bu ivmenin nasıl sürdürüleceği, hepimizi heyecanlandıran bir soru olarak kalıyor.