Türkiye ekonomisi, 2025 Ekim ayında açıklanan enflasyon verileriyle çalkalanırken ünlü ekonomist Prof. Dr. Tahsin Bakırtaş, canlı yayında dolar/TL ve altın piyasaları hakkında hayati öngörülerde bulundu. Halk arasında büyük merak uyandıran “Dolar patlar mı, kur yıl sonunda kaça ulaşır?” ve “Altın yatırımcısı ne yapmalı?” soruları, Bakırtaş’ın analizleriyle gündemin merkezine taşındı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre Ekim ayında aylık enflasyon %2,55’e, yıllık ise %32,87’ye ulaştı. Özellikle gıda enflasyonunda yıllık oranın %34,87 ile genel TÜFE’yi geçtiği vurgulandı. Bakırtaş bu tablo için “Faiz indirimi piyasada kafa karışıklığına yol açıyor. Göstergelere bakınca dezenflasyon sürecinin yaşandığı ülkemizde gerçekçi değil” yorumunu yaptı. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinde ısrarlı olduğuna değinen Bakırtaş, “Faiz indirimi devam ederse, ekonomi yeni bir kur patlamasına sürüklenir. Kur üzerine ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, sonrasında dolar gerçek değerine ulaşacaktır” uyarısında bulundu.
Faiz indiriminin, özellikle kısa vadeli piyasada yanıltıcı sonuçlar doğurduğunun altını çizen Bakırtaş, “Türkiye’de dezenflasyon değil, hâlâ yüksek enflasyon eğilimi var. Enflasyonu rakamlarla oynayarak düşürmek mümkün değil. Vergi ve kamu harcamaları politikalarını değiştirmeden faiz indirimiyle sonuç almak imkansız,” diye konuştu.
Dolar/TL kuru üzerinde yapay baskının sürdüğünü belirten Bakırtaş, yıl sonu için “Kur üzerindeki baskıyı çekin, TL'nin olması gereken değeri 50 liranın üzerinde. Piyasada konuşulan 70 liralık rakama çıkma olasılığı da var,” ifadelerini kullandı. Merkez Bankası rezervlerinin altın üzerinden artırıldığını, dışarıdan döviz girişinin yavaşladığını vurgulayan Bakırtaş, kurdaki beklentiye dair “Kurda yapay baskı devam etse de patlaması an meselesi. Kur patladığında özel sektör ağır bir borç yüküyle karşı karşıya kalacak,” dedi.
Altın ve gümüşte yatırımcıya uyarı: Panik alımlarına dikkat!
Altında yükseliş trendinin sona erdiğini ifade eden Bakırtaş, ons altının yıl sonu değeri olarak 3.700-3.800 dolar aralığını uygun gördüğünü belirtti. “Altını yukarıya taşıyacak faktörler kalmadı. Özellikle küçük yatırımcı spekülasyonlara ve trendlere kapılmamalı. Panikle yapılan alımlar yerine istikrarlı yatırım tercih edilmeli” tavsiyesinde bulundu.
Türkiye ekonomisinin mevcut programla enflasyonla mücadelede başarılı olamayacağını iddia eden Bakırtaş, “Farklı bir orta ve kısa vadeli programa ihtiyaç var. Faizde indirim devam ederse 2025 sonunda döviz kurunu 42-44 lira aralığında kapatırız fakat asıl olması gereken 50 TL üzeridir. Sürdürülebilir büyüme için hem iç hem de dış makroekonomik dengelerin yeniden kurulması gerekiyor,” dedi.
Ekonomi yönetiminde yaşanacağı iddia edilen değişikliğe de değinen Bakırtaş, DEVA Partisi lideri Ali Babacan'ın ekonominin başına gelme söylentilerinin bir etki yaratmayacağını belirtti: “Ali Babacan gelse de bir şey değişmez, ikisi de finansçı, bir makroekonomi kitabı okumadan politika belirleniyor. Türkiye'de makroekonomik dengeler hesaba katılmadan yapılan uygulamalar kalıcı bir çözüm sağlamaz,” dedi.
“Türkiye seçim sürecine girerken ekonomik riskler artıyor”
Yaklaşan seçimleri de değerlendiren Bakırtaş, “Seçim sürecine giren ülkede enflasyonla mücadele ikinci plana atılır. Ekonomik programda değişim olmadan faiz indiriminin devamı, hetapta döviz kurunun patlamasını, özel sektörün borç yükünü ve gelir dağılımında adaletsizliği körükleyecek,” ifadelerini kullandı.
Küçük yatırımcıya net mesaj: “Son trene binme hikayelerinden uzak durun!”
Son olarak küçük yatırımcıları uyararak piyasada yayılan söylentilere itibar edilmemesi gerektiğinin altını çizen Bakırtaş, “Türkiye tarihinde devletin vatandaşının parasına çöktüğü görülmemiştir. Panik alımlarına ve spekülasyonlara karşı dikkatli olunmalıdır. Altının istikrarlı uzun vadeli yatırım aracı olduğuna inananlar yatırımlarını sürdürebilir,” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Tahsin Bakırtaş’ın 2025 yılına damga vuran bu çarpıcı yorumu; artan enflasyon, faiz indirimleri, kur ve altın fiyatlarındaki oynaklık ile ekonomi yönetiminde beklenen değişiklikler gündem oluşturdu. Yatırımcının önünde riskler ve fırsatlarla dolu yeni bir kırılma dönemi yaşanıyor.
