Türkiye'nin siyasi rejimi bu hafta tamamen muhalefet partisi CHP'nin kurultay hükümetine ve iktidarın bu dosya üzerinden yürüttüğü hamlelere kilitlendi. Özgür Özel'in genel başkanlık koltuğuna oturduğu gün, genel kurulun iptali için açılan dava yine ertelendi. Bu daire, bir yandan “CHP'ye kayyum atanacak mı?” tartışmalarını keserken, öte yandan Ankara-İstanbul hattında “hukuk savaşı”nın daha da ortaya çıkıp geldiği anda gözlerin önünde serdi.
CHP'lilerin mahkemeyi demokrasiye müdahale riski olarak yorumlarken, sözcü Deniz Yücel bu davaları açanların “parti içinden değil, kıyafetlerinin aparatları” olduğunu söyledi. Yücel'in sözlerinde dikkat çeken nokta ise, davanın özeti Lütfü Savaş'ın, seçim yenilgisi sonrasında partiden ihraç edilmiş olmasıydı. Böylece kurultay üzerindeki “kayyum” gölgesi artık kalkmış gibi görünüyor.
Ekonomiye Yansıyan Siyasi Gerilim
CHP milletvekili Cemal Enginyurt'un canlı yayındaki sözleri, siyasetin ekonomik durumunu de ortaya koydu. Ona göre İmamoğlu'na yönelik hamleler ve kurultay üzerindeki baskıların döviz kurlarından faizlere, borsadan altın fiyatlarına kadar piyasaya anında etki oluyor. Enginyurt bu tabloyu, “Halkın cebiyle oynayan bir istikrarsızlık” diye nitelendirdi.
İktidarın İmamoğlu Takıntısı
Programda en çok tartışılan seçeneklerin biri, iktidarın “İmamoğlu'suz bir CHP” oluşturma çabası oldu. Hem Hilal Köylü hem de Enginyurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İmamoğlu'na özel bir takıntısı olduğunu, onu siyasetin elinde tutmayı planladığını vurguladı. Ancak Özgür Özel'in tavrı bu önemli bir mesajı taşıyor. Enginyurt, “Özel yol arkadaşını bırakmıyor, bu da partideki dayanışmayı gösteriyor” diyerek konuyu değerlendirdi.
Akbelen Ormanında Çıkışsız Bir Çığlık
Sadece siyasi kavgalar değil, sokaktan gelen yükseliş de gündemdeydi. Akbelen'deki köylülerin ormanlarını savunmak adına verdikleri mücadele, canlı kumandadaki görüntülerle ekrana yansıdı. Bir köylü kadının jandarmamaya yönelttiği “Sizin köyünüz yok mu?” oyunun, çevre mücadelesinin sembolü haline geldi. Köylüler, kömür madeni için kesilen zeytin ağaçlarına karşı gözyaşlarıyla direnirken, iktidarın sert müdahalesi kamuoyunda büyük tepki topladı.
Toplumsal Öfkeyi Büyüten Tutuklamalar
Son günlerde sadece siyaset değil, kültür dünyasında baskı altındaydı. Popüler bir dizi senaristinin toplandıkları ve basına yansıyan aile içi şiddet olaylarında verilen tepkiler, dünyadaki adaletin yaralarının gösterdiği görüldü. Bu değişimler, otoriterleşen atmosferin sadece politik muhalefeti değil, ifade özgürlüğünün daralttığını ortaya koyuyor.
Sonuç: Hukukun ve Sokağın Nabzı
Tüm bu gelişmeler, Türkiye'de siyasetin yalnızca liderler veya partiler arasında olmadığını, aynı zamanda sokakla, hayatın pahalılığıyla ve adalet talepleriyle de iç içe olduğunu gösteriyor. Bir destek CHP'yi içeriden parçalama çabaları, diğer taraftaki köylülerin ve sıradan yurttaşların direnişi… Ankara-İstanbul saldırısında yaşanan bu “hukuk savaşı” aslında ulusal demokrasi mücadelesinin olarak öne çıkıyor.





