Gizemli ve derin anlamlar barındıran Kur’an ayetleri her zaman tefsir ve yorumların odağında olmuştur. Ancak bazı ifadeler, özellikle "Allah'ın arşını taşıyan sekiz melek" gibi metaforik anlatımlar, maddi ve literal anlamların ötesinde çok farklı bir boyuta işaret ediyor olabilir. Hakkı Yılmaz’ın son sunumunda bu ifadelerin klasik anlayışlardan çok uzak, daha bilimsel ve kavramsal bir çerçevede yorumlanması yer almakta.
"Sema" kelimesi Arap dilinde sadece gökyüzü anlamına gelmez; aynı zamanda yücelik, yükseklik ve üstünlük ifade eder. Kur’an’da Mekke döneminde "sema" bilginler, özellikle matematik ve diğer ilim sahipleri için kullanılmıştır. Yani sema, bir bilgi ve bilinç seviyesi olarak anlaşılmalıdır. Bu çerçevede, "semazate" yani 8 sayısı da literal değil, semboliktir. Kıyamet sonrası dönemde, evren yok olup yeni ve daha üstün varlıklar ortaya çıkacak ve onlar Allah’ın “arşını” yani yüce bilgeliğini taşıyacaklardır.
Hakkı Yılmaz, Kur’an’daki bu ayetin klasik yorumlarını reddederek, meleklerin fiziksel büyüklükte varlıklar değil, Allah’ın varlığı ve birliğini insanlara taşıyan ve öğreten bilge varlıklar olduğunu öne sürüyor. Bu varlıklar, sadece melek değil daha çok üstün bilinç ve ilim sahipleri olarak değerlendirilmelidir.
Kur’an’da, kıyamet sonrası varlıkların değişeceği ve yerin, göklerin ve tüm kainatın dönüşeceği çeşitli ayetlerle doğrulanmaktadır. Bu nedenle, "sekiz melek" ifadesiyle gösterilen varlıkların kesin sayısal değeri değil, onların taşıdığı sorumluluğun ve öneminin vurgulandığı aşikardır.
Sonuç olarak, klasik ve mekanik anlayışlarla alınan bu ayeti doğru kavrayabilmek için dilin orijinal yapısını, fono-teknik özelliklerini ve Kur’an’ın metaforik anlatımını iyi bilmek gerekir. Bu içerikte Hakkı Yılmaz, bu bilgileri gün ışığına çıkararak, Kur’an’daki bu hassas ayetin anlaşılmayan derinliğini izleyiciye aktarmaktadır. Böylece, din bilimi ve dil bilimini bir araya getiren yepyeni bir perspektif sunulmaktadır.
Bu perspektif, Kur’an'daki birçok ayetin aslında semboller ve bilimsel derinliklerle dolu olduğu fikrini güçlendirmekte ve insanların sadece literal değil, derin ve bilimsel yaklaşımlarla dini metinleri anlamaları gerektiğini göstermektedir.---