Ortadoğu'nun tozlu yollarında esen rüzgarlar, bazen bir fısıltıdan fırtınaya dönüşür, değil mi? O dar geçitler, o stratejik limanlar arasında gizlenen sırlar... Yıllardır, bu coğrafya barış hayallerini gömüp, intikam naralarını gökyüzüne savuruyor. Kızıldeniz'in mavi sularında yüzen gemiler, bir anda hedef tahtasına dönüyor; turistlerin kahkahaları, siren sesleriyle kesiliyor. Hatırlayın, o ilk kıvılcımları: Uzak bir çölden yükselen sesler, Tel Aviv'in gölgesinde yankılanıyor. Ama bu seferki? O sakin sahil kasabasında patlayan gök gürültüsü, tüm dengeleri sarsıyor. Düşünün, plaj kumlarında dinlenen aileler, bir anda kaosun ortasında... Bu hikaye, sadece bir saldırı değil; yılların birikmiş öfkesinin patlaması. Ve tam burada, gerçeğin en keskin yüzüyle yüzleşiyoruz – hazır mısınız, çünkü bu fırtına, hepimizi etkileyecek.
İşte o beklenmedik darbenin detayları: 24 Eylül 2025 Çarşamba günü, Yemen'den fırlatılan bir İHA, İsrail'in Kızıldeniz kıyısındaki turistik incisi Eilat'ı vurdu ve adeta bir şok dalgası yarattı. Husi güçleri tarafından gerçekleştirilen bu saldırı, şehrin merkezi bir bölgesine isabet etti; patlama anında, en az 22 kişi yaralandı – bunlardan ikisi ağır, diğerleri orta ve hafif durumda. İsrail Ulusal Ambulans Servisi Magen David Adom, ekiplerin hızla devreye girdiğini ve yaralıların hastanelere taşındığını duyurdu; sahne, panik içindeki turistlerin çığlıkları ve dumanla kaplı sokaklarla doluydu. İsrail ordusu, İHA'yı tespit ettikleri anda önleme girişiminde bulundu, ama ne yazık ki başarısız oldu – hava savunma sistemleri, bu kez zırhını deldirdi. Yerel gazete Israel Hayom'un ilk incelemelerine göre, savunma mekanizmalarındaki bu arıza, soruşturma konusu oldu; yetkililer, "Neden engellenemedi?" sorusunu masaya yatırdı. Husi'ler ise, saldırıyı üstlenmekle kalmadı, "Filistin halkına destek" diye nitelendirdi – bu, Yemen'in en kalabalık bölgelerini kontrol eden grubun, Gazze savaşının başlamasından beri İsrail'e yönelik füze ve İHA yağmurunu yoğunlaştırmasının bir parçası.
Bu saldırı, tesadüf değil; bir zincirin yeni halkası. Hatırlayın, sadece birkaç hafta önce, aynı Husi'ler Eilat'ın otel bölgesini hedef almıştı – o seferki darbe, sadece maddi hasarla sınırlı kalmış, can kaybı yaşanmamıştı. Ama bugünkü, bambaşka: Turistlerin kalabalık saatinde gelen bu vuruş, Eilat'ın plajlarını kana buladı. Husi'ler, 7 Ekim 2023'te Gazze'deki çatışmaların alevlenmesiyle birlikte, "Filistinlilere destek" sloganıyla saldırıları katlamıştı; o günden beri, onlarca İHA ve füze Kızıldeniz'i inletiyor. İran destekli bu grup, Yemen'in stratejik Hudeyde Limanı'nı üs olarak kullanıyor; gemileri taciz etmekten, kıyı şehirlerini dövmeye uzanan bir yelpazede hareket ediyorlar. İsrail'in yanıtı da gecikmedi: Husi kontrolündeki bölgeleri, özellikle Hudeyde'yi bombalayan hava operasyonları, misilleme olarak devreye girdi. Bugünki olayda, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, "Husi'ler ders almayı reddediyor, ama acımasızca öğrenecekler" diye haykırdı; ordu sözcüsü ise, "Yedi kat daha güçlü yanıt vereceğiz" uyarısını yaptı. Sosyal medyada dolaşan videolar, patlamanın anını gösteriyor – bir gölge gibi süzülen İHA, otel yakınında infilak ederken, turistler kaçışıyor.
Peki, bu darbenin perde arkası ne? Eilat, sadece bir tatil cenneti değil; İsrail'in güney kalkanı, Ürdün ve Mısır'la komşu stratejik bir nokta. Husi'lerin "Yafo tipi" İHA'sı –uzun menzilli, patlayıcı yüklü bir model– Yemen'den 2000 kilometreyi aşarak buraya ulaşmış; bu, grubun teknolojik sıçramasını kanıtlıyor. Uzmanlar, İran'ın parmağını işaret ediyor: Tahran'ın füze teknolojisi transferi, Husi'leri "uzak tehdit"e dönüştürmüş. Yaralılar arasında, iki ağır durumdaki kişinin durumu kritik; Magen David Adom'un raporuna göre, şarapnel yaraları ve şok etkileri hâkim. Hastaneler alarmda, uluslararası turistler tahliye ediliyor. Husi sözcüsü Yahya Saree, bir videoda "Önemli ve nitelikli operasyon" diye övündü; bu, Gazze'deki "soykırım"a misilleme olarak sunuldu. Ama gerçekte, bu saldırı, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor – Kızıldeniz ticaret yolları tehlikede, petrol fiyatları zıplamış bile.
Geleceğe dair işaretler ise, karanlık: İsrail, muhtemelen yarın yeni bir hava dalgasıyla yanıt verecek; Hudeyde Limanı'nı hedef alan bombardımanlar artabilir, hatta kara operasyonları gündeme gelebilir. Husi'ler ise, "Devam edeceğiz" sinyali verdi – bu, Yemen iç savaşını da alevlendirecek. Hatırlayın, geçen ayki benzer bir saldırıda, İsrail bir Husi üssünü yerle bir etmişti; 15 militan ölmüştü. Şimdi, bu döngü, Lübnan ve Gazze cepheleriyle birleşirse, Ortadoğu bir ateş çemberine dönebilir. BM Güvenlik Konseyi acil toplandı; ABD, "İsrail'in yanında" diyeceğini ima etti, ama diplomatik baskı artıyor. Eilat sakinleri, panik içinde; oteller boşalıyor, turist rezervasyonları iptal ediliyor. Uzmanlara göre, Husi'lerin İHA filosu 100'ü aşmış; bu, düşük maliyetli ama etkili bir asimetrik savaş taktiği. İsrail'in Demir Kubbe'si, bu kez tökezledi – yükseltme çalışmaları hızlanacak, ama hasar büyük.
Bu olay, bizi düşündürüyor: Kızıldeniz'in mavisi, ne kadar kırılgan? Eilat'taki o patlama sesi, sadece bir an değil; yılların birikmiş öfkesinin yankısı. Husi'lerin "Filistin için" narası, İsrail'in "Güvenlik duvarı" iddiası arasında sıkışan masumlar... Yaralıların inlemeleri, hastane koridorlarında yankılanıyor; aileler, "Neden biz?" diye soruyor. Ordu, soruşturmayı derinleştiriyor: Neden intercept başarısız? Savunma sistemlerindeki arıza, siber saldırı mı, yoksa teknik hata mı? Israel Hayom'un köşe yazarları, "Bu, bir uyarı – Husi'ler kapıya dayandı" diyor. Sosyal medyada, videolar viral: Bir İHA gölgesi, sonra duman bulutu... TRT World gibi kanallar, "Husi zaferi" diye sunarken, Times of Israel "Terör saldırısı" diye manşet attı. Gelecek haftalarda, bu gerilim tırmanacak; belki bir gemi batırılır, belki bir liman vurulur. Ama bir şey kesin: Bu saldırı, barış umutlarını bir kez daha gölgeledi.
Dahası var: Husi'lerin motivasyonu, sadece Gazze değil; Yemen'deki Suudi koalisyonuna karşı intikam da var. 2015'ten beri süren iç savaş, onları "direnişçi" yaptı; İran'ın drone'ları, bu direnişi uzattı. Eilat vurulunca, Ürdün sınırı alarma geçti – kaçakçılık yolları tehlikede. Yaralı sayıları güncelleniyor: 24'e çıkmış, iki kritik. Magen David Adom gönüllüleri, kahramanca çalıştı; bir hemşire, "Turistler şoktaydı, çocuklar ağlıyordu" diye anlattı. İsrail Başbakanı Netanyahu, acil kabine toplantısı yaptı; "Misilleme sert olacak" mesajı verdi. Husi cephesinde ise kutlamalar: Sana'da mitingler, "Zafer" sloganları. Bu, bir satranç hamlesi – Husi'ler piyonu feda etti, şahı köşeye sıkıştırdı mı? Bölge analistleri, "Eskalasyon kaçınılmaz" diyor; ABD'nin Yemen'e yeni yaptırımları gelebilir.
Sonuçta, Eilat'ın dumanı dağılmadan, yeni bir sayfa açılıyor. Bu İHA, sadece bir makine değil; yılların hesaplaşmasının simgesi. Husi'ler durmayacak, İsrail vuracak – ve ortada kalan, masum hayatlar. Kızıldeniz'in dalgaları, bu acıyı taşıyacak; ama umut, belki bir ateşkes çağrısında gizli. Düşünün, yarın ne getirecek? Bu fırtına, diner mi, yoksa büyür mü? Gözler Yemen'de, kalpler Eilat'ta...