Son yıllarda Orta Doğu'nun en çok konuşulan konularından biri olan Filistin’in devlet olarak tanınması, şimdi Fransa’nın gündemine taşındı. Fransa'nın bu tarihi kararının yalnızca bölgeyi değil, tüm dünya dengelerini kökten değiştirebileceği konuşuluyor. Uzun süredir farklı Avrupa ülkelerinin gündeminde olan bu mesele, son dönemde Gazze’de yaşanan trajik gelişmelerin ardından çok daha yakıcı bir hal aldı.
Fransa'da son günlerde siyasi gündemin ilk sıralarında yer alan Filistin’in tanınması tartışmaları, ülkenin en üst düzey yetkililerinin açıklamalarıyla yeni bir boyut kazandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa’nın Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlandığını ve bu adımın, barışın tesisi için önemli bir dönüm noktası olacağını açıkça beyan etti. Macron, bu sürecin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapılacak açıklama ile resmiyet kazanacağını belirterek, Fransa'nın tarihsel sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini vurguladı.
Geçmişte Fransa, Filistin meselesinde ağırlıklı olarak barışçıl çözüm ve iki devletli yapıdan yana pozisyon almıştı. Ancak bugüne kadar resmi bir tanıma adımı atılmamıştı. Son aylarda ise İspanya, Norveç ve İrlanda gibi Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımasına yönelik attığı adımlar Fransa üzerindeki baskıyı artırdı. Fransa'nın bu kararı almasında Gazze’deki insan hakları ihlalleri, sivillere yönelik saldırılar ve uluslararası kamuoyunun tepkileri önemli rol oynadı. Artık Fransa, Avrupa Birliği içinde Filistin’i tanıyan en büyük ülke olmaya hazırlanıyor.
Fransa’nın Filistin’i tanıma kararının açıklanmasının ardından, başkent Paris’te siyasetçiler ve kamuoyu arasında yoğun tartışmalar yaşandı. İsrail ve ABD, bu karara karşı olduklarını belirtirken, Fransa'nın bu adımı barışa giden yolda bir fırsat olarak değerlendirdiği gözlendi. Macron’un Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a gönderdiği mektupta, Filistin’in kendi kaderini tayin hakkının savunulduğu ve artık uluslararası arenada daha güçlü temsil edilmesi gerektiği mesajı verildi.
Bu gelişmenin ardından, Avrupa’da başka ülkelerin de benzer adımlar atması ve Filistin’in uluslararası toplumdaki yerinin güçlenmesi bekleniyor. Uzmanlar, Fransa’nın bu tarihi hamlesinin, İsrail-Filistin barış görüşmelerinde yeni bir sayfa açabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca Fransa'nın bu kararı, Orta Doğu'da kalıcı barış çabalarına ivme kazandırabilir ve iki devletli çözüm vizyonunu yeniden gündeme taşıyabilir.
Sonuç olarak, Fransa'nın Filistin’i tanıma kararı sadece bir diplomatik adım olmaktan çok daha fazlası. Bu karar, hem Avrupa’nın hem de dünyanın Filistin meselesine bakışında yeni bir dönemin başlangıcı olarak kayıtlara geçecek. Fransa’nın bu hamlesinin, bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayıp sağlamayacağı ise zamanla daha net ortaya çıkacak.
````