Uluslararası ilişkilerde dengelerin son derece hassas olduğu bir dönemde, komşu ülkeden gelen üst düzey bir açıklama, zaten gergin olan Akdeniz ve Ortadoğu eksenindeki fay hatlarını yeniden tetikledi. Bölgesel rekabetin tarihsel derinliğine sahip olduğu bu coğrafyada, siyasilerin ağzından çıkan her söz, sadece o ülkenin iç siyasetini değil, tüm bölgenin jeopolitik geleceğini şekillendirecek potansiyele sahiptir. İşte tam da bu kritik anda, bir ülkenin Sağlık Bakanı'nın katıldığı canlı yayında sarf ettiği ifadeler, uluslararası arenada hızla yayılarak büyük bir diplomatik krizin fitilini ateşledi ve uzun süredir örtülü kalan stratejik niyetleri gün yüzüne çıkardı.

Yunan Bakan

Söz konusu tartışmalı açıklamalar, 20 Eylül 2025 tarihinde kayda geçti ve Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis tarafından dile getirildi. Georgiadis, katıldığı programda, ülkesi ile bölgedeki stratejik güçler arasındaki ilişkiyi ve stratejik çıkar çatışmalarını masaya yatırdı. Yüksek tansiyonlu bu ortamda konuşan Bakan, ülkesinin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'deki pozisyonunu netleştiren, ancak büyük tepki toplayan çarpıcı iddialarda bulundu.

Bakan Georgiadis'in en çok ses getiren ve tartışma yaratan iddiası, Kudüs’ün statüsü üzerine oldu. Georgiadis, tüm diplomatik teamülleri hiçe sayarak, "Gerçekten Kudüs Yahudiler tarafından kuruldu ve kutsal mekanları onlara ait," iddiasında bulundu. Bu sözler, yüzlerce yıldır süregelen kutsal şehirdeki hak iddialarını tek bir taraf lehine kesin bir dille desteklemesi nedeniyle uluslararası hukuka ve Filistin davasına aykırı bulundu.

Kudüs çıkışının hemen ardından Bakan Georgiadis, ülkesinin bölgesel politikalarının temeline oturduğu stratejik ortaklıkları ve düşmanlıkları da açıkça ilan etti. Georgiadis, ülkesinin en hayati ve temel müttefiki olarak tek bir ülkeyi işaret etti: "Bu nedenle İsrail, bölgede temel müttefikimizdir," diyerek bu ittifakın önemini vurguladı. Bu açıklama, iki ülke arasındaki askeri, enerji ve siyasi işbirliğinin ne denli derinleştiğinin bir teyidi niteliğindeydi.

Gazze'de Soykırım Sürerken 57 İslam Ülkesinin Yapmadığını Tek Başına Yapan İspanya'dan Tarihi Boykot Kararı Geldi!
Gazze'de Soykırım Sürerken 57 İslam Ülkesinin Yapmadığını Tek Başına Yapan İspanya'dan Tarihi Boykot Kararı Geldi!
İçeriği Görüntüle

Ancak Georgiadis, bununla da kalmadı ve bölgenin en büyük jeopolitik aktörlerinden birini doğrudan hedef gösterdi. Açıklamasının devamında, ülkesinin stratejik rakibinin kim olduğunu açıkça belirtti: "Bizim için ise Türkiye rakibimiz," dedi. Bu ifade, iki NATO müttefiki arasındaki ilişkilerin resmiyet kazanmış, açık bir rekabet zeminine oturtulduğunu gösteriyordu. Georgiadis'in bu stratejik beyanı, yıllardır Ege’de, Akdeniz’de ve Kıbrıs meselesinde süren gerilimin artık en üst düzeyde ve aleni olarak ifade edildiği anlamına geliyordu.

Yunan Bakan, bu stratejik duruşun gelecekte ülkesine nasıl bir avantaj sağlayacağını da detaylandırdı. Georgiadis, İsrail'i zor zamanlarında desteklemenin kendilerine getireceği karşılığı şu sözlerle özetledi: "Eğer biz şimdi İsrail’in zor zamanında yanında olursak, gelecekte ihtiyaç duyduğumuz her alanda avantaj elde edebiliriz." Bu cümle, atılan bu cesur adımların arkasında, sadece ideolojik bir destekten çok, gelecekteki enerji kaynakları, askeri işbirliği ve siyasi destek gibi stratejik çıkarların yattığını net bir şekilde ortaya koydu.

Geçmişte iki komşu ülke arasında yaşanan gerilimler genellikle diplomatik dille yumuşatılmaya çalışılırken, Georgiadis'in bu keskin ve dolaysız ifadeleri, gelecekteki ilişkilerin daha da sertleşeceğinin işareti olarak yorumlanıyor. Açıklamalar, Ege'deki rekabetin artık sadece deniz sınırları veya hava sahası ihlalleriyle sınırlı kalmayıp, Ortadoğu'daki güç dengeleri üzerinden de okunacağını gösteriyor. Atılan bu adımlar, ülkenin bölgedeki rakibine karşı Batı'dan ve İsrail'den alacağı stratejik desteği maksimize etme hamlesi olarak değerlendirilebilir. Bu tarihi çıkış, bölgedeki siyasi aktörlerin önümüzdeki dönemde bu yeni denkleme göre pozisyon almak zorunda kalacağını da gösteriyor.