Ankara'nın serin sonbahar havasında, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nin kapıları bir kez daha açıldı ve içeride binlerce delege, nefeslerini tutmuş bekliyordu. Siyasi arenanın en hareketli sahnelerinden biriydi bu; koltuklar gerginlik dolu, koridorlar fısıltılarla örülü. Cumhuriyet Halk Partisi, son iki yılda üçüncü kez olağanüstü kurultaya gitmişti ve bu seferki, bir dönüm noktası gibiydi. Özgür Özel'in adı, salonu inleten tezahüratlarla yankılanıyordu. Ama dışarıda, eski yaralar hâlâ kanıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun gölgesi, bu zaferi gölgeliyor muydu? Yoksa yeni bir sayfa mı açılıyordu? Bu kurultay, sadece bir seçim değildi; bir hesaplaşmanın, bir umudun ve belki de bir sonun habercisiydi.
Kurultay, tam da beklenen gibi başladı. Saat 10:00'da toplandı ve İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararıyla tetiklenen tartışmalar, havayı iyice ısıttı. 2023'teki İstanbul il kongresinin iptali, delegeleri ayağa kaldırmıştı. Milletvekili olmayan "doğal delegeler" Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu'na seçilmişti. Toplam 917 delege oy kullandı ve sonuç, adeta bir masal gibiydi: Özgür Özel, 835 geçerli oydan tamamını aldı. Sıfır kayıp, yüzde yüz destek. Ekonomi ve siyaset yorumcusu Memduh Bayraktaroğlu, YouTube kanalında bu anı renkli bir dille anlatıyordu: "Merhaba güzellerim, CHP yine olağanüstü kongre yaptı ve Özgür Özel'i bir kez daha koltuğa oturttu. 835 oy, hepsi onun. Ne bir kayıp, ne bir itiraz." Bayraktaroğlu'nun sesi, hem alaycı hem de hayranlıkla doluydu. "Şimdi ne olacak? Bakalım, Kemal Bey ve ekibi ne diyecek. Kolay kolay sinirlenirler, biliyorsunuz."
Bu zafer, Özel için bir dönüm noktası. Geçen yıl Kasım'da Kılıçdaroğlu'nu devirerek genel başkan olan Özel, bu kurultayla liderliğini perçinledi. Salon, coşkuyla ayağa kalktı; tezahüratlar, "Özgür Özel" sloganlarıyla inletildi. Ama arka planda, mahkeme kararları ve itirazlar pusuda bekliyordu. Kılıçdaroğlu, salona gelmemişti – bu, bir mesaj mıydı? Bayraktaroğlu, videoda bunu tiye alıyordu: "Kemal Bey, şimdi ne yapacak? Mahkemeye mi gidecek? Hangi gerekçeyle iptal isteyecek? Bakalım, göreceğiz." Araştırmalar, Kılıçdaroğlu'nun ekibinin hâlâ 2023 kongresini sorguladığını gösteriyor; İstanbul il yönetimi iptal edilmiş, yeni seçimler yapılmıştı. Bu kurultay, o yaraları sarmak için miydi, yoksa yeni bir savaşın başlangıcı mı?
Özel'in konuşması, salondaki ateşi harladı. "Bu kurultay, demokrasimizin zaferi," dedi, sesi kararlılıkla yankılandı. Parti Meclisi'ne 60, Yüksek Disiplin Kurulu'na 15 üye seçildi. Ama asıl bomba, Özel'in Erdoğan iddiasıydı. Bayraktaroğlu, bunu hatırlatıyordu: "Özgür Özel, Erdoğan'ın Trump'la gizli Beştepe zirvesini duyurmuştu. Ne konuşuluyordu biliyor musunuz? Erdoğan, erken seçim baskısı yapıyormuş Trump'a. Büyük dalga yarattı ama yalanlandı." Gerçekten de, bu iddia sosyal medyayı sallamıştı. X'te (eski Twitter), #ÖzgürÖzel etiketiyle binlerce paylaşım yağmıştı: Bazıları "Tebrikler, lider!" derken, diğerleri "CHP'de değişim mi, yoksa aynı döngü mü?" diye sorguluyordu. Bir kullanıcı, "Özgür Özel canı sıkılınca kongre yapıyor," diye yazmıştı – eleştiri mi, yoksa imrenme mi?
Bayraktaroğlu'nun yorumları, videoda kahkahalarla karışık bir eleştiri fırtınasıydı. "Kemal Bey'in takımı, kolay sinirlenir. Ama şimdi ne yapacaklar? Kongreyi iptal ettirmek için hangi bahaneyi bulacaklar?" diye soruyordu. Sonra, AKP'ye dönüyordu: "Erdoğan'ın son yılları bunlar. Mustafa Kemal'in adını kitaplardan sildiler, fotoğraflarını kaldırdılar. Devrimlerini yaşatamadılar." Bayraktaroğlu, umutlu bir tonda devam ediyordu: "Siyasi İslam'ın ve Erdoğan'ın son yılları. 2028'e kadar değil, daha erken bitecek. Türkiye, AB dostu, NATO'lu, komşularla barışık bir ülkeye dönecek. Savaş kışkırtmayacak, terörle korkutmayacak." Bu sözler, videonun sonuna doğru coşkuya dönüşüyordu: "Türkiye Erdoğan zihniyetinden kurtulacak, yakında. Hoşça kalın güzellerim."
Kurultayın arka planı, karmaşık bir puzzle gibi. İstanbul kararı, delegeleri doğal statüye kavuşturmuştu. Eski genel başkan Hikmet Çetin'in katılımı, nostaljiyi canlandırmıştı. Ama Kılıçdaroğlu'nun yokluğu, hâlâ bir yara. X'te bir paylaşım, "CHP milletvekili Sadettin Saran'ı kutluyor, Özel'i değil," diye alay ediyordu – Fenerbahçe kongresiyle karışan siyasi renkler. Bayraktaroğlu, videoda Erdoğan'ı tiye alıyordu: "Erdoğan, Trump'la ne konuştu? Erken seçim mi istedi? Yoksa yardım mı dilendi?" Bu iddia, kurultayı daha da renklendirmişti. Sosyal medyada, #CHPKurultayı etiketiyle tartışmalar alevlenmişti: Bazıları "Özel'in zaferi demokrasi" derken, diğerleri "Kayyum korkusu mu?" diye soruyordu.
Bu kurultay, CHP'nin geleceğini şekillendirecek mi? Özel'in liderliği, partiyi toparlayacak mı? Bayraktaroğlu'nun öngörüsü gibi, Erdoğan dönemi erken mi bitecek? Videoda, "Yazın bunu: Türkiye özgürleşecek," diyordu. Araştırmalar, CHP'nin yerel seçim zaferlerinden sonra ivme kazandığını gösteriyor; ama iç çekişmeler hâlâ devam ediyor. Kılıçdaroğlu'nun mahkeme hamlesi, ne zaman gelecek? Özel, bu zaferle mi yola devam edecek?
Ankara'daki o salon, sadece bir kongre yeri değildi; bir umut kalesiydi. Delegeler alkışlarken, dışarıda yağmur yağıyordu – belki de yeni bir başlangıcın habercisi. Bayraktaroğlu, "Seni çok seviyorum, gözlerinizi öpüyorum," diye bitiriyordu videoyu. Ama siyaset, öpücüklerle bitmez; mücadeleyle devam eder. CHP, bu kurultayla güçlendi mi, yoksa yaralar derinleşti mi? Cevaplar, önümüzdeki günlerde gelecek. Türkiye, bu siyasi tiyatroyu izlerken, bir sonraki perdenin ne olacağını merakla bekliyor.
Özel'in zaferi, sadece sayılarla ölçülmez; ruhla ölçülür. 835 oy, bir manifesto gibiydi: Değişim, birlik, mücadele. Ama Kılıçdaroğlu'nun sessizliği, bir soru işareti. Bayraktaroğlu, "Kolay sinirlenirler," derken haklı mıydı? X'te paylaşımlar, kutlamalarla karışık eleştirilerle doluydu: "Özel üç kez seçildi, tebrikler!" diyenler, "CHP müslümanların yanında mı?" diye sorgulayanlar. Erdoğan'ın Trump iddiası, hâlâ tartışılıyor; erken seçim rüzgarları esiyor mu?
Bu hikaye, bitecek gibi değil. CHP, içindeki fırtınaları dindirecek mi? Erdoğan'ın son yılları mı geliyor? Bayraktaroğlu'nun umudu, gerçek mi olacak? Türkiye, bu soruları sorarken, yarını bekliyor. Kurultay bitti, ama savaş devam ediyor.