Türkiye’nin dış politikası, son dönemde Cumhur İttifakı içindeki derin ayrışmaların gölgesinde kalıyor. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ) ittifakı” önerisi, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile MHP arasındaki dış politika farklılıklarını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bahçeli’nin bu önerisine verdiği “Doğrusu ben onu tam takip edemedim, hayırlısı olsun” yanıtı, koalisyon içindeki uyumsuzluğun en çarpıcı örneği olarak tarihe geçti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, bu çelişkili duruşu sert bir dille eleştirdi ve Türkiye’nin dış politikadaki zafiyetine dikkat çekti.
İmamoğlu’nun Açıklamaları: “Güçlü Devlet” Söylemi Çöktü mü?
İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, iktidarın “Güçlü devlet, dünya lideri” söylemini her fırsatta tekrarladığını, ancak bugün dış politikada zafiyet ve çelişki içinde olduğunu vurguladı. İmamoğlu’nun açıklamaları, Cumhur İttifakı’nın dış politikadaki tutarsızlığını ve iç çatışmalarını gözler önüne serdi. İmamoğlu, “Bir yanda, sadece Amerikan Başkanı ile görüşebilmek için milyarlarca dolarlık uçak alım sözü veren bir iktidar var. Diğer yanda ise ‘ABD’den umudu kestik, yüzümüzü Rusya ve Çin’e döneceğiz’ diyen iktidar ortağı. Yani aynı koalisyon içinde taban tabana zıt iki dış politika anlayışı söz konusu” ifadelerini kullandı.
Bu sözler, Cumhur İttifakı’nın dış politikada ne kadar bölünmüş olduğunu ve Türkiye’nin uluslararası alandaki konumunu ne kadar zayıflattığını ortaya koyuyor. İmamoğlu, “Bu tablo güzel ülkeme yakışmıyor” diyerek, Türkiye’nin bağımsız ve ilkeli bir dış politika izlemesi gerektiğinin altını çizdi.
ABD’ye Verilen Tavizler ve Rusya-Çin Eksenine Kayış
Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi öncesinde gündeme gelen milyar dolarlık uçak alım sözü, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde ne kadar taviz verdiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ancak, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “TRÇ ittifakı” önerisi, Türkiye’nin dış politika ekseninin tamamen değişebileceği endişelerini beraberinde getiriyor. İmamoğlu, bu durumu “çıkar pazarlıkları” olarak nitelendirdi ve Türkiye’nin bağımsızlığını koruyan, ilkeleriyle saygı uyandıran bir dış politika izlemesi gerektiğini belirtti.
İmamoğlu’nun eleştirileri, Cumhur İttifakı’nın dış politikadaki belirsizliğinin, Türkiye’nin uluslararası alandaki güvenilirliğini zedelediğini gösteriyor. Bir yanda ABD ile ilişkileri sürdürmek için verilen tavizler, diğer yanda Rusya ve Çin ile ittifak arayışları, Türkiye’nin dış politikasını karmaşık ve öngörülemez hale getiriyor.
Gazze’deki İnsani Kriz ve Türkiye’nin Tutumu
İmamoğlu, açıklamalarında Gazze’deki insani krize de dikkat çekti. “Gazze’de her gün çocuklar ölürken, siyasi geleceğinizi bağladığınız pazarlık masalarında gelecek planı yapılıyor” sözleriyle, Türkiye’nin dış politikadaki çelişkilerinin insanlık dramına duyarsız kaldığını vurguladı. İmamoğlu, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını savunurken, aynı zamanda insanlık onurunu da gözetmesi gerektiğini belirtti.
Bu eleştiri, Cumhur İttifakı’nın dış politikadaki önceliklerinin, insan hakları ve uluslararası hukuktan ziyade, kısa vadeli çıkar pazarlıklarına dayandığını gösteriyor. İmamoğlu, Türkiye’nin dış politikasının, sadece çıkar odaklı değil, aynı zamanda insanlık değerlerine saygılı olmasının gerekliliğini savundu.
Bağımsız Dış Politika Arayışı
İmamoğlu, Türkiye’nin bağımsız bir dış politika izlemesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu millet, ulusal çıkarlarıyla insanlık onurunu aynı anda savunabilen bağımsız bir yönetime çok yakındır” dedi. Bu sözler, Türkiye’nin dış politikada daha tutarlı, ilkeli ve bağımsız bir çizgi izlemesi gerektiğine işaret ediyor.
İmamoğlu’nun vurguladığı bağımsız dış politika anlayışı, Türkiye’nin uluslararası alandaki saygınlığını artırabilir ve dış politikadaki belirsizlikleri ortadan kaldırabilir. Ancak, Cumhur İttifakı içindeki derin çatlağın, bu hedefe ulaşmayı zorlaştırdığı görülüyor.
Cumhur İttifakı’nın Geleceği ve Türkiye’nin Dış Politikası
Cumhur İttifakı içindeki bu çelişkiler, Türkiye’nin dış politikasını nasıl şekillendirecek? İmamoğlu’nun eleştirileri, Türkiye’nin dış politikada daha tutarlı ve bağımsız bir çizgi izlemesi gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak, AKP ve MHP arasındaki dış politika farklılıkları, bu hedefin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.
Türkiye, dış politikada bağımsızlığını koruyabilmek için, iç siyasi çatışmalarını aşmalı ve ulusal çıkarlarını ön planda tutmalıdır. İmamoğlu’nun eleştirileri, Türkiye’nin dış politikadaki zafiyetlerini gidermek için atılması gereken adımlara dikkat çekiyor.
Türkiye’nin Dış Politikada Yeni Bir Yola İhtiyacı Var
İmamoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’nin dış politikada yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Cumhur İttifakı’nın çelişkili duruşu, Türkiye’nin uluslararası alandaki konumunu zayıflatırken, bağımsız ve ilkeli bir dış politika, Türkiye’nin saygınlığını artırabilir.
Türkiye, dış politikada daha tutarlı ve bağımsız bir çizgi izleyerek, ulusal çıkarlarını ve insanlık değerlerini aynı anda savunabilir. İmamoğlu’nun vurguladığı gibi, Türkiye’nin geleceği, çıkar pazarlıklarına değil, bağımsızlığa ve ilkellere dayanan bir dış politika ile şekillenmelidir.
Sonuç: Türkiye’nin Dış Politikada Seçimi
Cumhur İttifakı’nın dış politikadaki çelişkileri, Türkiye’nin uluslararası alandaki konumunu zayıflatıyor. İmamoğlu’nun eleştirileri, Türkiye’nin dış politikada daha tutarlı ve bağımsız bir çizgi izlemesi gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye, dış politikada bağımsızlığını koruyarak, ulusal çıkarlarını ve insanlık değerlerini aynı anda savunabilir.
İmamoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’nin dış politikadaki zafiyetlerini gidermek için atılması gereken adımlara ışık tutuyor. Cumhur İttifakı’nın iç çatışmalarını aşması ve Türkiye’nin dış politikasını daha tutarlı bir çizgiye oturtması, ülkenin uluslararası alandaki saygınlığını artırabilir.
Bu makale, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhur İttifakı’nın dış politikadaki çelişkilerine dair eleştirilerini ve Türkiye’nin bağımsız dış politika arayışını detaylı bir şekilde ele almaktadır. İmamoğlu’nun tespitleri, Türkiye’nin dış politikadaki zafiyetlerini ve geleceğe dair beklentileri gözler önüne seriyor.