Son yılların en kritik konularından biri, özellikle kuraklık tehdidi altındaki bölgelerde suyun ve yağışın ne denli hayati önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi. Tam da bu hassas dengenin ortasında, bazı tarım bölgelerinde ortaya çıkan ve çiftçiler arasında hızla yayılan sıra dışı bir uygulama, yetkili makamları harekete geçirdi. Tarlalarını korumak amacıyla kullanıldığı iddia edilen ancak geniş bir alanda yağış rejimini etkileyerek komşu arazilerde ciddi kayıplara yol açtığı düşünülen o cihazlar, artık hukuki bir yasak zincirinin hedefinde. Güncel düzenlemeler ve artan kamuoyu baskısı, bu teknolojiye karşı atılan adımların kesinleştiğini gösteriyor. Meteorolojik bilim insanlarının ve uzmanların uzun süredir dile getirdiği endişeler nihayet resmiyet kazanırken, bu cihazların kullanıcıları için artık yepyeni ve ağır bir yaptırım dönemi başlıyor.
Ülke genelinde su kaynaklarının yönetimi ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyan bu meselede, resmi mercilerin aldığı radikal karar, konuya dair tüm tartışmalara son noktayı koydu. Daha önce Adana il sınırları içerisinde alınan benzer bir yasağın hemen ardından, sarsıcı bir gelişme daha yaşandı ve Niğde Valiliği de harekete geçti. Yayımlanan resmi genelgeyle Niğde il sınırları içinde de söz konusu 'doluya müdahale' cihazlarının kullanımının kesin bir şekilde yasaklandığı duyuruldu. Bu karar, bölgedeki tüm çevreleri yakından ilgilendiriyor ve yasağın yayılma eğiliminde olduğunun en açık kanıtını oluşturuyor.
Peki, bu kadar büyük bir tartışmanın merkezinde yer alan ve halk arasında 'dolu savar' olarak da bilinen cihazlar tam olarak ne işe yarıyor? Çalışma mekanizması, belirli frekanslarda yüksek ses ve basınç dalgası oluşturma esasına dayanıyor. Bu dalgaların, dolu yağışı sırasında doluyu bölgeden uzaklaştırarak dar bir alanı koruduğu ileri sürülüyor. Ancak meselenin en çarpıcı yanı, bilimsel zemini. İl Tarım ve Orman Müdürlüklerinden yapılan resmi açıklamalarda, bu cihazların dolu yağışını engellediğine dair herhangi bir bilimsel veri bulunmadığı özellikle vurgulanıyor. Hatta uzmanlar, ses ve basınç dalgalarının dolu tanelerinin büyüme düzenini bozmadığını, tam aksine bu tür yöntemlerin zaman ve para kaybından başka bir şey olmadığını belirtiyor.
Yasağın en kritik gerekçesi ise sadece bilimsel dayanağın olmaması değil. Açıklamada yer alan bilgilere göre, bu sistemlerin çevreye, insan ve hayvan sağlığına olumsuz etkileri olabileceği yönünde ciddi endişeler mevcut. Gözlemler ve bilimsel analizler, doğal yağış döngüsüne bilinçsizce yapılan bu müdahalelerin ekolojik dengeyi bozma potansiyeli taşıdığını gösteriyor.
Tüm bu tespitlerin ardından, valilik tarafından yayımlanan genelgeye aykırı davrananlar için uygulanacak yaptırım da netleşti. Bu cihazları kullanmaya devam edenler hakkında, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 32'nci maddesi uyarınca idari para cezası uygulanacağı kesin bir dille duyuruldu. Bu, sadece bir uyarı olmaktan öte, doğal dengeyi bozmaya yönelik her türlü girişime karşı devletin kararlı tutumunu gösteren emsal bir karardır. Söz konusu cihazların kullanıcıları, aldıkları verimi ispatlayamadıkları gibi, artık ciddi maddi yaptırımlarla da karşı karşıya kalacaklar. Bu, çiftçilerin tarlalarını koruma yöntemlerini kökten değiştirecek ve onları, tarım sigortası ya da modern örtü sistemleri gibi bilimsel olarak kanıtlanmış alternatiflere yöneltecek tarihi bir adım olarak kayıtlara geçti. Kararın kapsamı ve uygulanma biçimi, diğer şehirlerde de benzer yasakların gelip gelmeyeceği sorusunu gündeme getirerek kamuoyunun merakını artırmaya devam ediyor.