Türkiye'de konut sektörü son dönemde önemli düzenlemelerle karşı karşıya kalmış durumda. Gayrimenkul iktisatçısı Dr. Ahmet Büyükduman'ın detaylı analizlerinde vurgulandığı üzere, rant yasası olarak bilinen değer artış payı düzenlemesi ve sosyal konut projesi gibi gelişmeler, piyasadaki dengeleri kökten değiştirebilir. Bu düzenlemeler, hem bireysel yatırımcıları hem de sektör profesyonellerini yakından ilgilendiriyor.
Rant yasası, imar değişikliklerinden doğan değer artışlarının kamuya aktarılmasını hedefliyor. Örneğin, bir arsanın konut alanından ticari alana dönüştürülmesiyle değerinin 100 birimden 200 birime çıkması durumunda, oluşan 100 birimlik artışın tamamı eskiden kamuya gidiyordu. Yeni düzenlemeyle bu oran %90'a düşürüldü. Bu değişikliğin nedeni, şehir ihtiyaçlarının dinamik yapısı ve imar değişikliklerinin kaçınılmazlığı olarak açıklanıyor. Değer artışının dağılımı ise şu şekilde: %25 ilçe belediyesine, %25 büyükşehir belediyesine, %25 kentsel dönüşüm özel hesabına ve %25 merkezi hükümet bütçesine ayrılıyor. Bu uygulama, sadece fonksiyon değişikliklerinde değil, kat yüksekliği veya emsal artışlarında da geçerli. İstisnalar arasında tarımsal alanlardan diğer fonksiyonlara geçişler ve kentsel dönüşüm projelerinde %20'ye kadar emsal artışı yer alıyor. Amaç, siyasi finansmanın urban rantlar üzerinden önlenmesi olarak belirtiliyor.
Emlak vergisi düzenlemeleri de piyasanın gündeminde önemli bir yer tutuyor. Mehmet Şimşek'in göreve gelmesinden bu yana belirsizlik devam ederken, artışların yıllara yayılması veya enflasyonun yarısı gibi katsayılarla sınırlanması bekleniyor. Eskiden dört yılda bir komisyonlarca güncellenen rayiç bedellerin daha sıkı denetlenmesi gerektiği vurgulanıyor. İlk 10 ayda 2,6 milyon konut satışı gerçekleşirken, tapu harçlarından elde edilen gelirler ortalama fiyatların 4 milyon 250 bin TL civarında olduğunu gösteriyor. Ancak tarım arazilerinde beyanların düşük olması vergi kaybına yol açıyor.
Konut satışları açısından olumlu bir tablo çiziliyor. İlk 10 ayda satışlar geçen yıla göre %16 arttı; yeni konutlar %10, ikinci el ise %18 büyüdü. Küresel karşılaştırmalarda Türkiye'de yeni konutların payı %31'e düşmüş durumda, ikinci el satışlar ise daha baskın. Bu durum, toplumun mobilitesinin arttığını ve sık ev değiştirdiğini işaret ediyor. Yıl sonu tahminleri 1 milyon 650 bin satışa işaret ederken, deprem konutlarının istatistiklere henüz dahil olmadığı belirtiliyor.
Konut fiyatları ise geçen yıl %1 düşüş göstererek reel kayıpla sonuçlandı. Son 30 ayda reel %30 kayıp yaşanırken, uzun vadede yabancı para cinsinden %12 reel getiri sağladığı ifade ediliyor. İnşaat ruhsatları 9 ayda 750 bin adet civarında, yıllık 1 milyon öngörülüyor. Deprem bölgelerindeki artışlar hariç tutulduğunda ortalama seviyelerde seyrediyor.
Sosyal konut projesi ise en çok tartışılan konular arasında. TOKİ'nin 500 bin konut hedefiyle başvurular 5 milyonu aşmış durumda. Başvuru ücretleri 5 bin TL'den 7-7.500 TL'ye çıkabilir. Bu proje, özel sektörü dışlayarak crowding out etkisi yaratıyor; küçük ilçelerde özel geliştiricilerin kapasitesini atıl bırakıyor. Kısa vadede talep beklemede kalıp fiyatları stagflasyona sokabilir, uzun vadede ise arz artışı ile denge sağlayabilir. Malzeme ve iş gücü maliyetleri deprem dayanıklılığı nedeniyle yükselirken, atıl kapasiteyi değerlendirme fırsatı sunuyor.
Devletin konut üretimindeki rolü eleştiriliyor. Temel ihtiyaç olan konutta spekülasyonun önlenmesi için düzenleme ve teşvikler yeterliyken, doğrudan üretim piyasa dengelerini bozuyor. Avantajlı faizler gibi müdahaleler de benzer sorunlar yaratıyor.
Piyasadaki bu gelişmeler, yatırımcıların ve ev sahiplerinin kararlarını doğrudan etkiliyor. Rant yasasının siyasi rantları önleme potansiyeli yüksek olsa da, uygulama detayları belirleyici olacak. Sosyal konutların yaygın dağılımı ise yerel piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir.
Genel olarak, konut sektörü dengeli bir dönemden geçiyor; satışlar artarken fiyatlar stabil. Ancak yeni düzenlemeler uzun vadede arz-talep dinamiklerini yeniden şekillendirecek gibi görünüyor.
Türkiye'nin konut piyasası, son yılların en kritik dönemeçlerinden birinde. Gayrimenkul uzmanı Dr. Ahmet Büyükduman'ın kapsamlı değerlendirmelerinde, rant yasası ve sosyal konut projesinin olası etkileri detaylıca ele alınıyor. Bu düzenlemeler, sadece fiyatları ve satışları değil, sektörün yapısını da dönüştürebilir.
Rant yasasının temel mantığı, imar değişikliklerinden doğan kamu rantının bireylere kaptırılmaması. Eskiden %100 kamuya giden artış payı, şimdi %90'a indirildi. Bu indirim, şehirlerin değişen ihtiyaçlarına uyum için gerekçelendiriliyor. Dağılım oranları eşit şekilde yerel ve merkezi yönetimler arasında paylaşılıyor. Kat artışı veya emsal yükseltilmesi gibi durumlarda da aynı kural geçerli. İstisnalar sınırlı tutulurken, amaç siyasi kaynak yaratmanın önüne geçmek.
Emlak vergisi tarafında ise güncellemelerin enflasyona paralel yapılması tartışılıyor. Tapu harçları üzerinden hesaplanan ortalama fiyatlar, piyasanın gerçek değerini yansıtıyor. Beyan eksiklikleri özellikle tarım arazilerinde sorun yaratıyor.
Satış dinamikleri olumlu seyirde. Yeni konutların payının düşmesi, ikinci el piyasasının hareketliliğini gösteriyor. Uluslararası örneklerde Türkiye'nin oranı hala yüksek. Deprem konutları satış istatistiklerine yansımayınca gerçek arz daha düşük görünüyor.
Fiyatlarda reel kayıp devam etse de, uzun vadeli yatırım aracı olarak konut cazibesini koruyor. Ruhsat artışları arzı destekliyor.
Sosyal konut projesinin 500 bin hedefi, milyonlarca başvuruyu çekti. Özel sektöre etkisi olumsuz; kapasite atıl kalıyor, kısa vadede talep erteleniyor. Uzun vadede arz baskısı fiyatları aşağı çekebilir.
Devlet müdahalesinin sınırları tartışmalı. Düzenleme yeterliyken üretimde hakimiyet piyasa bozucu etki yapıyor.
Bu gelişmeler, konut almak isteyenler için fırsatlar ve riskler barındırıyor. Piyasa dengeleri, düzenlemelerin uygulamasına bağlı olarak şekillenecek.
**Anahtar Kelimeler ve Arama Trendleri Tablosu**

Bu tablo, piyasadaki ana dinamikleri özetliyor ve yatırımcılara hızlı bakış sunuyor.
Sonuç olarak, konut sektörü değişim rüzgarlarıyla karşı karşıya. Rant yasası ve sosyal konut gibi adımlar, dengeleri alt üst edebilir mi? Uzman yorumları, dikkatli izlemeyi gerektiriyor.




