İstanbul'un kadim sokaklarında, zamanla yarışan hayatlar var. Şehrin nefes kesen trafiği, her geçen saniye, bir umudu, bir şansı, bir yaşamı tehdit edebiliyor. Dakikaların altın değerinde olduğu anlarda, siren sesleri dahi bazen kaybolup giderken, şimdi bambaşka bir dönüm noktasına gelindi. Bu şehir, şimdiye dek görülmemiş bir yenilikle, trafikteki en büyük engellerden birine meydan okumaya hazırlanıyor. İstanbul, artık sadece bir metropol değil, aynı zamanda acil sağlık hizmetlerinde dünyaya örnek olacak bir inovasyonun da merkezi haline geliyor.
İstanbul'da hayata geçirilecek yeni bir sistemle, trafikte seyreden ambulanslara yol verilmesi büyük ölçüde kolaylaşacak. Bu çığır açan uygulama, Türkiye'de ve hatta dünyada bir ilk olarak kayıtlara geçiyor. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Güner'in vurguladığı gibi, dünyanın sağlık başkenti İstanbul'un böyle bir ilke imza atması zaten bekleniyordu. Sistem sayesinde, ambulansa yerleştirilen özel bir cihaz aracılığıyla, belirli bir mesafe içindeki araçların radyolarında çalan müzik otomatik olarak kesilecek ve yerine cankurtaran bir anons duyulacak: "Lütfen ambulansa yol verin." Bu sayede, yoğun trafik gürültüsünde veya yüksek sesli müzik dinlerken sireni duyamayan sürücüler de anında uyarılmış olacak.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde geliştirilen bu ileri düzey teknoloji, Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığında görevli doktorlar tarafından ortaya kondu. Yoğun trafik ya da gürültü nedeniyle ambulans sireninin duyulamadığı durumlarda sürücüleri doğrudan bilgilendirmek amacıyla, özel bir radyo frekans modülü mühendislik tekniği kullanılarak bu cihaz geliştirildi. Ambulanslara yerleştirilen bu cihaz, FM bandı üzerinden çalışıyor ve 50 metre ile 200 metre arasında ayarlanabilen bir çapta ikaz yayını yapabiliyor. Bu yayın, etraftaki araçların radyolarına anında ulaşarak, "Lütfen ambulansa yol verin", "Lütfen yaklaşan ambulansa yol verin" ve "Lütfen fermuar sistemini uygulayarak yaşama yol verin" gibi hayati önem taşıyan anonsları iletiyor. Bu yöntemle sürücüler, otoyollarda, köprülerde veya tünellerde yapılan uyarı sistematiğine benzer bir deneyim yaşayacaklar.
Bu devrim niteliğindeki proje, sürücülerin panik yaşamadan doğru tarafa yönelerek ambulanslara güvenle yol verebilmesini sağlamayı hedefliyor. Amaçlar sadece yol açmakla sınırlı değil; sürücülere "fermuar yöntemi" ile doğru şekilde yol verme alışkanlığı kazandırmak, siren sesinden kaynaklı panik nedeniyle oluşabilecek ikinci kazaların önüne geçmek ve en önemlisi, hastaların yaşama şansını artırmak. Yeni sistem, ambulansların trafik ışıklarında ve yoğun kavşaklarda bekleme sürelerini ciddi şekilde azaltarak, hastalara daha kısa sürede ulaşılmasını sağlayacak ve böylece daha fazla hayat kurtarılacak. Toplumda "Ambulansa yol vermek bir tercih değil, bir yaşam meselesidir" bilinci, bu sistemle birlikte çok daha güçlü bir şekilde yerleşecek.
Çalışma aynı zamanda, Avrupa Birliği (AB) düzeyindeki trafik güvenliği projeleriyle entegre edilebilecek bir model oluşturmayı da hedefliyor. Acil sağlık hizmetlerinde vatandaşların hızlı bir şekilde sağlık tesislerine ulaştırılmasının önemi yadsınamaz. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Güner, vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradığı anda zamanla bir yarışın başladığını belirterek, en önemli hususun hastanın bulunduğu lokasyondan alınıp doğru hekime, doğru tedavi merkezine götürülmesi olduğunu ifade etti. Mevcut durumda şehir içinde ortalama 8 dakikada, kırsal bölgede ise yaklaşık 12-13 dakikada vatandaşlara ulaşılabiliyor.
Ancak İstanbul'un en büyük problemlerinden biri olan trafik, ambulansların vakalara ulaşma süresini özellikle yoğun saatlerde uzatabiliyordu. İstanbul'da 350 acil sağlık istasyonunda 507 ambulansla vatandaşlara sağlık hizmeti veren İl Sağlık Müdürlüğü, ambulansların trafikte yaşadığı sorunları çözmek için uzun süredir çalışmalar yürütüyordu. Sağlık Bakanlığının fermuar sistemini zaten başarıyla uyguladığı İstanbul'da, bu yeni radyo frekans sistemi mevcut siren ve tepe lambası uyarılarına güçlü bir ek olarak geliyor. İstanbul Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Abdurrahman Kavuncu, İstanbul'un dünyanın en yoğun trafik sorunu yaşayan şehirlerin başında yer aldığını ve trafik yoğunluğundan dolayı ambulansların hastalarını sağlık tesislerine geç götürdüğünü, bu nedenle süreyi kısaltmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Bu sorunu çözmek için uzun süre kafa yorulduğunu anlatan Dr. Kavuncu, geliştirdikleri sistemin, sürücülerin günlük dinledikleri radyolara anons verme mantığına dayalı bir radyo yayını olduğunu belirtti. Bu yayın sayesinde, etraftaki araçların radyolarına nüfuz edilerek, dinledikleri kanaldan başka bir kanala çekilip mesajın iletildiği açıklandı. Dr. Kavuncu, yapılan bu sistemin tamamen kendi mühendislik çalışmalarının bir çıktısı olduğunu ve çok başarılı sonuçlar verdiğini gururla ifade etti. Sürücülerin farkındalığını artırmak, fermuar modelini etkin bir şekilde işletmek ve hastalarına daha hızlı ulaşmak istediklerinin altını çizdi. Ayrıca, siren sesinden stres yaşayan ve bu yüzden kazalar yapabilen veya yol vermekte zorlanan sürücülerin bu telaşının da ortadan kalkacağını belirtti.
Pilot olarak başlatılan bu dünya çapındaki uygulamanın kısa sürede tüm İstanbul'a yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu sistem sayesinde, ambulanslardaki siren ve ışık uyarı cihazları devam edecek olsa da, radyo frekansı üzerinden yapılan bu "ricayla" sürücülere ulaşım çok daha etkili hale gelecek. Ürünün tüm sistemdeki ambulanslara yaygınlaştırılmasıyla, hastalara hem daha güvenli ulaşılacağı hem de onların daha güvenli taşınacağına inanılıyor. İstanbul, bu çığır açan projeyle, her saniye daha da hızlanan bir kurtarma operasyonuna imza atarak, gelecek nesillere daha güvenli ve duyarlı bir trafik kültürü miras bırakıyor. Bu sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda hayata verilen bir sözdür.