Ankara siyasetinde sular durulmuyor ve başkent kulisleri, son dönemde yaşanan hareketli saatlerle çalkalanmaya devam ediyor. Özellikle muhalefet kanadında yaşanan gelişmeler, siyasi partilerin iç dinamiklerinde köklü değişikliklerin habercisi olarak yorumlanıyor. Siyasi arenadaki dengeleri değiştirebilecek nitelikteki son hamle, henüz tazeliğini korurken, alınan kararın yankıları parti tabanında ve kamuoyunda geniş bir yer bulmuş durumda. Gündeme bomba gibi düşen bu son dakika gelişmesi, gözlerin bir kez daha parti genel merkezine çevrilmesine neden oldu.
Söz konusu gelişmenin merkezinde, Türkiye'nin son yıllardaki siyasi yapılanmalarından biri olan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) yer alıyor. Parti kuruluşundan bu yana kadrosunda yer alan ve partinin temel taşlarından biri olarak görülen önemli bir ismin, yol ayrımına gitme kararı alması siyasi çevrelerde geniş yankı uyandırdı. Parti politikaları ve gelecek vizyonu açısından kritik öneme sahip olan kurucu kadrolardan gelen bu tür ayrılık haberleri, genellikle parti içi muhasebelerin ve stratejik farklılıkların bir dışavurumu olarak değerlendiriliyor.
Bu kapsamda, DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi olan Furkan Torlak’ın partiden istifa ettiği haberi gündemi belirleyen ana başlık oldu. Partinin kuruluş aşamasında yer alan ve entelektüel birikimiyle tanınan Torlak'ın, parti üyeliğinden ve görevlerinden ayrılması, partinin kan kaybı olarak nitelendirilebilecek bir sürece işaret edip etmediği sorularını da beraberinde getirdi. Torlak’ın istifası, sadece bireysel bir karar olmanın ötesinde, partinin kurucu iradesinde yaşanan bir eksilme olarak da siyasi analistler tarafından masaya yatırılıyor.
Furkan Torlak’ın geçmişine ve kariyerine bakıldığında, siyasetin yanı sıra akademik ve gazetecilik kimliğiyle de öne çıktığı görülüyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Torlak, eğitim hayatının bir kısmını yurtdışında geçirmiş ve özellikle Felsefe ile İslam Hukuku alanlarında derinlemesine çalışmalar yapmıştır. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde Dış Politika Direktörlüğü'nde araştırma asistanlığı gibi görevlerde bulunan Torlak, teorik bilgisini pratik sahadaki analizleriyle birleştiren bir isim olarak biliniyordu.
Gazetecilik kariyerinde de önemli durakları bulunan Torlak, Kanal 24, CNN Türk, 6NEWS, TRT Arapça ve TRT Türk gibi Türkiye'nin önde gelen medya kuruluşlarında görev alarak medya dünyasında da tanınırlık elde etmiştir. Bu çok yönlü profilin DEVA Partisi'nin kuruluş felsefesine katkısı yadsınamazken, gelen istifa kararı, partinin bu tür profilleri bünyesinde tutma konusundaki stratejilerinin de sorgulanmasına yol açabilir. Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği gibi devlet kademelerinde de tecrübesi bulunan bir ismin ayrılığı, kurumsal hafıza açısından da bir kayıp olarak değerlendirilmektedir.
İstifa kararının duyulmasının ardından, sosyal medya ve haber kaynaklarında Furkan Torlak’ın bu kararı "gördüğü lüzum üzerine" aldığına dair bilgiler yansıdı. Genellikle siyasi nezaket çerçevesinde kullanılan bu ifade, arka planda yatan sebeplerin detaylarına dair kapıyı aralık bıraksa da, net bir gerekçe sunulmaması merakı daha da artırdı. Siyasi partilerde kurucu üyelerin istifaları, genellikle parti içi yönetim anlayışı, politika üretim süreçleri veya ideolojik eksen kaymaları gibi konularla ilişkilendirilse de, Torlak cephesinden konuya dair daha kapsamlı bir manifesto henüz yayınlanmış değil.
Sonuç olarak, Furkan Torlak’ın istifası, DEVA Partisi'nin son dönemde yaşadığı yaprak dökümünün bir parçası olarak siyasi tarihteki yerini aldı. Seçim süreçlerinin ardından muhalefet partilerinde görülen yeniden yapılanma ve kadro değişimleri sürecinde, kurucu aktörlerin sahneden çekilmesi veya yer değiştirmesi, önümüzdeki günlerde siyasetin matematiğini yeniden şekillendirebilir. Torlak'ın bundan sonraki süreçte aktif siyasete başka bir çatıda devam edip etmeyeceği veya akademik ve medya çalışmalarına mı ağırlık vereceği ise zamanla netlik kazanacak.
