Abdullah Öcalan, İmralı Adası'nda milletvekilleriyle yapılan görüşmede yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adına çarpıcı taleplerde bulundu. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çıkarılan petrol ve üretilen elektrik gelirlerinden yerel yönetimlere pay ayrılmasını istedi. Bu talepler, komisyon çalışmalarında dikkat çeken unsurlar arasında yer aldı.

Görüşme sırasında Öcalan, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın tam olarak uygulanmasını ve yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasını vurguladı. *“Örneğin, Kürdistan’dan çıkan petrolden elde edilen gelirden bir bölüm buradaki yerel yönetimlere bırakılmalı.”* diyerek, Türkiye'nin petrol üretiminin büyük kısmının gerçekleştiği Güneydoğu'daki kaynaklara dikkat çekti. Gabar Dağı'ndaki petrol sahalarından elde edilen gelirin bir kısmının doğrudan bölge yerel yönetimlerine aktarılmasını önerdi.

Bu talep petrolle sınırlı kalmadı. Öcalan, bölgedeki barajlardan üretilen elektrik enerjisinin gelirlerinden de yerel yönetimlere pay verilmesini istedi. Güneydoğu'daki hidroelektrik santrallerinin önemli bir enerji kaynağı olduğu düşünüldüğünde, bu öneri ekonomik özerklik tartışmalarını alevlendirecek nitelikte.

Komisyonun İmralı ziyareti sırasında Öcalan'ın en çok ilgi gösterdiği üye MHP'li Feti Yıldız oldu. AKP'li Hüseyin Yayman'a ilgisi daha azken, DEM Parti'li Gülistan Koçyiğit'e sıkça *“Yaz Gülistan”* diyerek not aldırması dikkat çekti. Görüşme tutanaklarının tamamı 16 sayfa olmasına rağmen, komisyon üyelerine sadece 4 sayfalık özet sunuldu. Kalan kısımların halkta olumsuz etki yaratabileceği gerekçesiyle paylaşılmadığı belirtiliyor.

Öcalan, eğitim alanında da radikal önerilerde bulundu. Belli bölgelerde etnik ve mezhebi yapı dikkate alınarak ana dilde eğitimin başlatılmasını, ileri aşamada ise resmi dilin Kürtçe olmasını talep etti. Ancak şu aşamada Türk milletinin rızası olmayacağı düşüncesiyle resmi dil talebini geri planda tuttuğunu ifade etti. *“Türkiye’de iki güçlü halk var. Bunlar Türkler ve Kürtlerdir. İki halk adı Anayasa’da yer almalı ki benim çağrım da karşılık bulsun. Türk milleti rıza göstermediği için resmi dilin Kürtçe olmasını şu aşamada istemiyoruz. Ama eğitim dilinin Kürtçe olmasını istiyoruz. Bu konuda çok talepler var. Bunun mutlaka uygulanması isteniyor.”*

Anayasa'nın 66. maddesinde değişiklik isteği de gündeme geldi. Bu maddede vatandaşlığın "Türk" olarak tanımlanması yerine, Türkler ve Kürtlerin eşit halklar olarak belirtilmesini önerdi. Irak'taki modeli aşan bir yerel yönetim yapısı istediği belirtiliyor.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) konusunda ise Öcalan net bir duruş sergiledi. SDG'nin silah bırakmasına karşı çıktı, asker olmasalar bile polis olarak varlıklarını sürdürmelerini önerdi. Örgütün kendini feshetmesi yönünde herhangi bir ifade kullanmadı. Daha önce PKK bağlantılı YPG, SDP ve İran'daki PJAK üzerinde etkili olduğunu belirten Öcalan, bu görüşmede konuya girmemeyi tercih etti.

PKK üyeleri için af, iş imkanı, rehabilitasyon ve siyaset yapma engellerinin kaldırılması gibi talepler de masadaydı. Öcalan, demokratik dönüşümden bahsederken Türkler ve Kürtlerin tarihsel birlikteliğine vurgu yaptı. Ancak önerileri, federasyon olmasa da fiili yerel özerklik başlangıcı olarak yorumlanıyor.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 19 toplantı yapmış, 134 kişiyi dinlemişti. Öcalan'ın dinlenmesiyle bu aşama tamamlandı ve rapor yazımına geçildi. DEM Parti'nin raporu Öcalan'ın taleplerini yansıtırken, MHP ve AKP'nin sıcak bakmadığı belirtiliyor. Önümüzdeki dönemde ortak rapor hazırlanacak ve TBMM'ye öneriler sunulacak.

Bahçeli'nin Gizli Hamleleri ve Erdoğan'ı Tutma Stratejisi
Bahçeli'nin Gizli Hamleleri ve Erdoğan'ı Tutma Stratejisi
İçeriği Görüntüle

Bu taleplerin bazıları Anayasa değişikliği gerektirirken, komisyonun yetkisi dışında olsa da alt yapı oluşturduğu yorumları yapılıyor. Öcalan'ın 1999'daki ifadelerinde Kürtlerin özgürlüğünü Türkiye içinde bulduğunu, ayrı devlet veya federasyonun çözüm olmadığını söylemesine rağmen, güncel önerileri fiili özerklik yönünde ilerliyor.

Görüşmenin şeffaflık eksikliği ve milletin rızasının alınmaması eleştirileri de gündemde. Petrol ve elektrik gelir paylaşımı gibi ekonomik talepler, sürecin Suriye'deki gelişmelerle bağlantılı olarak Türkiye'ye sıçrayabileceği endişelerini artırıyor.

Öcalan'ın istekleri, yerel yönetimleri güçlendirme adına kaynak paylaşımını merkeze alırken, eğitim ve anayasal değişikliklerle kültürel hakları genişletmeyi hedefliyor. Bu öneriler, komisyon raporunda nasıl yer bulacak ve siyasi partiler arasında uzlaşı sağlanabilecek mi, önümüzdeki günler gösterecek.