Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu'nda asgari ücret görüşmeleri öncesinde işverenlere önemli bir çağrıda bulundu.
Erdoğan, işverenlere seslenerek *“Kefenin cebi yok. Elinizi taşın altına koyun”* dedi ve bu sözler kısa sürede büyük yankı uyandırdı.
Bu çıkış, özellikle emekliler arasında büyük rahatsızlık yarattı. Emekliler, kendilerini devlet ve Çalışma Bakanlığı'nın "işvereni" olarak gördükleri için bu sözleri doğrudan kendilerine yönelik bir mesaj olarak algıladı.
DİSK Emekli-Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, Erdoğan'ın açıklamalarına sert bir yanıt verdi. Yavuz, *“İktidar sermayeyle el ele vermiş, bizim aklımızla, onurumuzla oynayarak siyaseten bir şeyler yapmaya çalışıyor. Gerek asgari ücretlinin gerek emeklinin önümüzdeki dönemde de yine açlıkla, sefalet ve yoksullukla baş başa kalacağını biliyoruz. Gerek cumhurbaşkanı gerek bakanların açıklamaları, bizim için fazla bir şey ifade etmiyor. İktidarın tercihi belli. Bizden alınıp bize verilmeyenler bir avuç sermayedara aktarılıyor”* şeklinde konuştu.
Yavuz sözlerini sürdüerek emeklilerin durumunu daha da ağırlaştıran eleştirilerde bulundu. *“Emeklilere de, ‘Eğer artı değer üretmiyorsanız yaşamayın’ diyorlar. Bu iktidar, ne emeklileri ne asgari ücretlileri düşünüyor. Tek sorunları kendileri, sarayları ve temsil ettikleri bir grup sermayedar”* diyen Yavuz, yaşlıların zor koşullarına dikkat çekti.
Yaşlı emeklilerin geçim mücadelesini vurgulayan Yavuz, *“Yaşlılarımız 70-80 yaşlarında çalışırken ölüyor. MESEM ile torunlarımızı sermayeye peşkeş çekiyorlar. Neresinden bakarsanız bakın çalışanlar ve emekliler için ülke yaşanamaz hale geldi. Bunun da tek sorumlusu AKP iktidarı”* ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
Tüm Emekliler Derneği Genel Başkanı Satılmış Çalışkan da benzer bir tepki gösterdi. Çalışkan, emeklilerin "işvereni"nin devlet olduğunu hatırlatarak *“Bizim işverenimiz de Çalışma Bakanlığı ve devlet. Onların da cebi olmaması lazım”* dedi.
Bu sözler, emeklilerin uzun süredir devam eden maaş yetersizliği ve yoksulluk şikayetlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Emekliler, iktidarın sermaye odaklı politikalarını eleştirirken, kendi durumlarının göz ardı edildiğini vurguluyor.
Erdoğan'ın işverenlere yönelik çağrısı, asgari ücret tespit komisyonu toplantıları öncesi yapılmıştı ve işçi-işveren ilişkilerinde adaletin önemine vurgu yapıyordu. Ancak emekli kesiminde bu çağrı, devletin emeklilere karşı aynı hassasiyeti göstermediği yönünde yorumlandı.
Emeklilerin tepkileri, ülkenin ekonomik zorluklarında en kırılgan gruplardan biri olduklarını bir kez daha ortaya koydu. Açlık ve sefalet sınırında yaşayan milyonlarca emekli, maaş iyileştirmeleri konusunda umutlarını korurken, bu tür açıklamaların kendilerini daha da üzdüğünü belirtiyor.
Bu olay, emekli maaşları ve sosyal politikalar tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Emekli temsilcileri, iktidardan somut adımlar beklediklerini ve sözlerin ötesinde gerçek iyileştirmeler istediklerini ifade ediyor.
Emeklilerin sesi, "kefenin cebi yok" tartışmasıyla birlikte daha yüksek çıkmaya devam edecek gibi görünüyor. Milyonlarca emekli, geçim derdiyle boğuşurken, bu tepkiler iktidara yönelik baskıyı artırabilir.





