Afrika Boynuzu bölgesi, yıllardır karmaşık jeopolitik dinamiklere sahne oluyor. Somali'nin istikrarsızlığı, ayrılıkçı hareketler ve büyük güçlerin ilgisi, bölgeyi sürekli gündemde tutuyor. Son dönemde yaşanan bir gelişme ise, uluslararası dengeleri sarsacak nitelikte dikkat çekiyor.
İsrail, Somali'nin kuzeyinde yer alan ve 1991'den beri fiilen bağımsız yönetilen Somaliland'ı resmi olarak bağımsız bir devlet olarak tanıyan ilk ülke oldu. Bu karar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Somaliland lideri Abdirahman Muhammed Abdullah arasında imzalanan ortak deklarasyonla duyuruldu. Netanyahu, kararın Abraham Anlaşmaları'nın ruhunu taşıdığını vurgulayarak, tarım, sağlık, teknoloji ve ekonomi alanlarında işbirliği planladıklarını açıkladı. Ayrıca Somaliland liderini resmi ziyarete davet etti.
Bu hamle, aylardır süren gizli temasların sonucu olarak ortaya çıktı. İsrail medyasına göre, bu temaslarda Gazze'deki Filistinlilerin başka ülkelere yerleştirilmesi konusu da gündeme gelmişti, ancak Somaliland yetkilileri bunu yalanladı. Somaliland'ın Yemen'e yakın stratejik konumu, İran destekli Husi milislerini izleme ve müdahale etme fırsatı sunması nedeniyle önem taşıyor. Husilerin İsrail hedeflerine ve ticari gemilere saldırıları devam ederken, bu konum avantaj sağlıyor.
Somaliland, 1991'de Somali'den tek taraflı ayrıldığını ilan etmiş ve o günden beri kendi para birimi, ordusu ve yönetim yapısıyla fiilen bağımsızlığını sürdürüyor. Bölge, ağırlıklı Müslüman nüfusa sahip ve son yıllarda Etiyopya ile Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle enerji anlaşmaları yaparak dikkat çekti. Bazı uzmanlar, Somaliland'ın Somali'ye göre daha istikrarlı olduğunu ve tanınmayı hak ettiğini savunurken, uluslararası toplum bugüne kadar bu adımı atmamıştı.
Kararın hemen ardından Somali hükümeti sert tepki gösterdi. Somali, İsrail'in adımını ülkenin egemenliğine yönelik yasa dışı bir saldırı olarak nitelendirdi ve Somaliland'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. Somali Başbakanı, kararı kategorik olarak reddettiklerini açıkladı.
Tepkiler sadece Somali'yle sınırlı kalmadı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, İsrail'in hamlesini Somali'nin iç işlerine açık bir müdahale olarak değerlendirdi. Keçeli, Netanyahu hükümetinin yayılmacı politikalarını ve Filistin Devleti'nin tanınmasını engelleme çabalarını eleştirerek, bu adımın bölgesel istikrarsızlık yaratmayı hedeflediğini belirtti. Ayrıca, Somali Federal Cumhuriyeti ile Somaliland'ın geleceğinin tüm Somalililerin iradesiyle belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay da açıklama yaparak, Somali'nin toprak bütünlüğünü, barış ve istikrarını kararlılıkla desteklediklerini ifade etti. Somali halkının yanında olmayı sürdüreceklerini belirtti. Türkiye'nin Somali'yle güçlü bağları, askeri üs, ordunun eğitimi ve açık denizlerde petrol-gaz arama çalışmaları gibi işbirlikleriyle biliniyor.
Uluslararası örgütler de sessiz kalmadı. Arap Ligi Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, kararı uluslararası hukukun ihlali olarak gördü ve devletlerin toprak bütünlüğü ilkesinin hiçe sayıldığını söyledi. Afrika Birliği, 55 üyesi adına uyarılarda bulunarak, bu tür girişimlerin kıta genelinde tehlikeli emsal oluşturabileceğini ve barışla istikrarı tehdit edebileceğini açıkladı.
Mısır, Cibuti ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi aktörler de kınama açıklamaları yaptı. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Somali, Türkiye ve Cibuti mevkidaşlarıyla telefon görüşmeleri yaparak ortak tepki verdi. Görüşmelerde, Somali'nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğüne tam destek vurgulandı.
ABD cephesinden ise farklı bir ses geldi. Başkan Donald Trump, New York Post'a verdiği röportajda Washington'ın benzer bir adım atmayacağını belirterek, "Gerçekten de Somaliland'ın ne olduğunu bilen var mı?" ifadelerini kullandı. Bu, İsrail'in yalnız kalabileceği izlenimini güçlendirdi.
Bölgesel dinamikler açısından bakıldığında, Somaliland'ın Etiyopya ile yaptığı anlaşmalar zaten Somali'yle gerilim yaratmıştı. Bu süreçte arabuluculuk girişimleri sonuçsuz kalmış, ancak yakın zamanda Ankara'da yapılan görüşmelerle tansiyon düşürülmüştü. İsrail'in tanınma kararı, bu hassas dengeleri yeniden bozabilir.
Jeopolitik açıdan, Somaliland'ın stratejik limanları ve konumu, enerji koridorları için kritik. İsrail'in bu adımı, Husi tehdidine karşı yeni bir müttefik kazanma çabası olarak yorumlanıyor. Öte yandan, Filistin meselesiyle bağlantılı eleştiriler de artıyor; bazı yorumcular, İsrail'in ayrılıkçı bölgeleri tanımasının kendi argümanlarını zayıflattığını belirtiyor.
Sonuç olarak, bu gelişme Afrika Boynuzu'ndaki güç dengelerini etkileyecek gibi görünüyor. Uluslararası hukuk, toprak bütünlüğü ve bölgesel istikrar tartışmaları ön plana çıkarken, diplomatik temaslar yoğunlaşabilir. Bölgedeki aktörlerin tepkileri, önümüzdeki dönemde yeni ittifaklar veya gerilimler doğurabilir.
Somaliland tanıma kararı gibi olaylar, küresel diplomasinin ne kadar karmaşık olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bölgesel güvenlik, enerji anlaşmaları ve büyük güç rekabeti, bu tür hamlelerin arkasındaki motivasyonları şekillendiriyor. Gelişmeleri takip etmek, jeopolitik değişiklikleri anlamak açısından önemli.