Türkiye siyasetinde son dönemlerin en çok tartışılan konularından biri olan İmralı komisyonu süreci, beklenmedik gelişmelerle kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor. Ancak yaşanan gelişmelerin arkasında bambaşka bir senaryonun yattığını öne süren analizler, sürecin gerçek yüzünü gözler önüne seriyor.
Emekli Tuğgeneral Dr. Haldun Solmaztürk'ün TELE 1'de yaptığı çarpıcı açıklamalar, İmralı komisyonu sürecinin başından beri gizlenen gerçekleri ortaya çıkardı. Solmaztürk'e göre, kamuoyuna barış süreci olarak sunulan bu gelişmelerin arkasında, iktidarın yeniden seçilme stratejisi yatıyor. "Hiçbir gelişme şaşırtıcı değil" diyen Solmaztürk, sürecin başından beri belirsizliklerle dolu olduğunu ve gerçek amaçların gizlendiğini vurguladı.
Komisyonun Belirsiz Mandası ve Gizli Ajanda
Dr. Solmaztürk'ün analizinde en dikkat çekici nokta, komisyonun görev tanımının netlik kazanmaması. "Komisyonun görev alanı, hedefleri ve nasıl çalışacağı ne kamuoyuyla ne de katılması beklenen partilerle paylaşıldı" diyen uzman, bu durumun komisyonun rolünü muğlak hale getirdiğini belirtti. Bu belirsizlik, sürecin gerçek amacının kamufle edilmesi için kasıtlı olarak yaratıldığını düşündürüyor.
Solmaztürk'e göre, iktidar koalisyonunun (AKP ve MHP) bu komisyon arkasındaki gerçek amacı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesini sağlamak. "Siyasi manzarayı manipüle ederek Erdoğan'ın yeniden seçilmesini sağlamaya çalışıyorlar" ifadelerini kullanan Solmaztürk, bunun DEM Parti'den alınan "açık çek" niteliğinde olduğunu söyledi.
Pervin Buldan'dan Kritik Açıklama: 5 Kişilik Heyet Geliyor
DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan'ın son açıklamaları, sürecin yeni bir aşamaya girdiğini gösteriyor. Buldan, "Grubu bulunan partilerin temsilcilerinden oluşan 5 kişilik heyetin gitmesi planlanıyor" diyerek, komisyonun İmralı'ya gideceği planından bahsetti. Ancak bu gelişme de sürecin şeffaflık konusundaki sorunlarını çözmüyor.
3 Ekim 2025 tarihinde gerçekleşen son İmralı ziyaretinde, Abdullah Öcalan'ın "komisyonun bir an önce İmralı'ya gelmesi gerektiği" yönündeki mesajı, sürecin hızlandırılması yönünde baskı oluşturuyor. Yaklaşık üç buçuk saat süren görüşmede, "hukuki gerekliliklerin hayata geçirilmesinin önemli" olduğu vurgulanmış.
"Tarihsel Sorumluluk" Anlatısı ve Siyasi Manipülasyon
Dr. Solmaztürk'ün analizinde dikkat çeken bir diğer nokta ise, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Erdoğan'ın yeniden seçilmesini "tarihsel sorumluluk" olarak çerçevelemesi. Bu anlatıya göre, Erdoğan seçilmezse Türkiye "bitecek" ve "felaket" yaşanacak. Solmaztürk, bu tür apokaliptik senaryoların siyasi manipülasyon aracı olarak kullanıldığını belirtiyor.
Sürecin başında DEM Parti'nin daha temkinli davrandığı, ancak PKK'nın Kandil'deki liderliğinin Öcalan'ın ilk çağrısına yanıt vermesinden sonra daha sert bir çizgiye kaydığı gözlemleniyor. Bu durum, sürecin farklı aktörleri arasındaki koordinasyon eksikliğini gözler önüne seriyor.
Her İki Taraf İçin Çıkmaz: Süreç Nereye Gidiyor?
Solmaztürk'ün değerlendirmesine göre, hem hükümet hem de DEM Parti açısından süreç çıkmazdadaki durumda. "Tiyatro oyunu" olarak nitelendirdiği bu süreçte, taraflar rollerini oynuyor ancak temel çıkmazları görmezden geliyor.
CHP'li Murat Emir'in Pervin Buldan'ın açıklamalarına verdiği yanıt da sürecin ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. CHP cephesinden gelen tepkiler, muhalefet partilerinin sürece yaklaşımında görüş birliği olmadığını ortaya koyuyor. "Operasyonlar sürece güveni sarsıyor" diyen DEM Parti kanadı ile CHP arasındaki görüş farkları belirginleşiyor.
Ekonomiden Kürt Sorununa: Çözümsüz Problemler Sarmalı
Dr. Solmaztürk'ün analizinde vurguladığı önemli noktalardan biri de Türkiye'nin çok boyutlu sorunları. Ekonomik kriz, Kürt sorunu, terör, Suriye'nin toprak bütünlüğü gibi derin köklü problemlerin mevcut kaotik ortamda çözülemeyeceğini belirten Solmaztürk, bu sorunların "herc-ü merc" (karmaşa) içinde ele alınmasının imkansızlığına dikkat çekiyor.
Bu yaklaşım, İmralı komisyonu sürecinin de daha geniş bir siyasi stratejinin parçası olduğunu ve gerçek çözümlerden ziyade taktiksel hamlelere odaklandığını düşündürüyor.
Demokratik Çözüm Çağrısı ve Muhalefete Uyarı
Solmaztürk'ün en net çağrısı, muhalefetin bu siyasi "ajandaya" kapılmadan temel sorunlara odaklanması yönünde. "Demokrasi ve iyi yönetişimin yeniden tesis edilmesi" gerektiğini vurgulayan uzman, Türkiye'nin sorunlarına çözümün bu yönde olduğunu belirtiyor.
"Muhalefet, demokratik ilkeleri önceleyen ve iyi yönetişimi sağlayan bir yaklaşım için birlikte çalışmalı" diyen Solmaztürk, mevcut siyasi atmosferin sorunları çözmekten ziyade derinleştirdiğini savunuyor.
Gazeteci Hakan Tosun Saldırısı: Sürecin Gölgelenen Boyutu
Program sırasında sürekli olarak duyurulan gazeteci Hakan Tosun'a yönelik saldırı da sürecin gerilim yaratan boyutunu gösteriyor. "Ensesinden darbe aldığı" açıklanan Tosun'un yoğun bakımdaki kritik durumu, basın özgürlüğü konusundaki endişeleri artırıyor.
Bu gelişme, İmralı komisyonu sürecinin yürütüldüğü ortamın ne kadar hassas olduğunu ve farklı çıkar gruplarının mevcut durumdan rahatsızlığını ortaya koyuyor.
Süreci Bekleyen Belirsizlikler
Önümüzdeki haftalarda 5 kişilik komisyonun İmralı'ya gitmesi bekleniyor, ancak bu heyetin hangi partilerden oluşacağı ve hangi yetkilere sahip olacağı hala belirsizliğini koruyor. CHP'nin sürece yaklaşımındaki tereddütler, komisyonun etkinliğini zayıflatabilecek unsurlar arasında yer alıyor.
DEM Parti kanadından gelen "pedal yavaş da olsa dönüyor" açıklamaları, sürecin devam edeceği sinyalini verirken, Dr. Solmaztürk'ün uyarıları da dikkate alınması gereken ciddi endişeleri gündeme getiriyor.
Sonuç: Gerçek Amaçlar ve Gelecek Senaryoları
Dr. Haldun Solmaztürk'ün TELE 1'deki analizi, İmralı komisyonu sürecinin sadece görünen yüzüyle değerlendirilemeyeceğini gösteriyor. Sürecin arkasındaki siyasi hesaplar, iktidarın yeniden seçilme stratejisi ve demokratik çözümden uzaklaşma riski, kamuoyunun dikkatli takip etmesi gereken konular arasında.
Türkiye'nin gerçek sorunlarına çözüm üretecek demokratik süreçler yerine, siyasi manipülasyonlara odaklanan yaklaşımların uzun vadede ülkeye yarar sağlamayacağı açık. Solmaztürk'ün vurguladığı gibi, "demokrasi ve iyi yönetişimin yeniden tesis edilmesi" Türkiye'nin tüm sorunlarına çözümün anahtarı olabilir.
İmralı komisyonu süreci, gelecek haftalarda nasıl şekilleneceği merakla beklenen gelişmeler arasında. Ancak sürecin gerçek amacının ne olduğu sorusu, kamuoyunun zihnindeki yerini korumaya devam ediyor.




