Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin en köklü siyasi kurumlarından biri olarak, yıllardır hem iç dinamikleri hem de dış baskılarla boğuşuyor. Ancak son haftalarda, İstanbul İl Başkanlığı binası etrafında dönen tartışmalar, partiyi adeta bir iç savaşın eşiğine getirdi. Mahkeme kararları, polis müdahaleleri ve liderler arası atışmalarla dolu bu süreç, CHP'nin geleceğini sorgulatıyor. Peki, bu kaosun kökeni ne ve nereye evrilecek? Siyasi arenada fırtınalar koparken, her yeni açıklama gerilimi bir kat daha artırıyor.

İşin asıl dönüm noktası, Gürsel Tekin'in 14 Eylül 2025'te basın mensuplarına yaptığı çarpıcı çıkışla yaşandı. Kayyum olarak atanan Tekin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bir gün önceki sert sözlerine yanıt verirken, duygusal bir patlama yaşadı. "Sayın Özgür Özel'e yakıştırmadım. O cümlesi kendisine hiç yakışmamıştır," diyerek Özel'in "Ben gelince paldır küldür kaçıyorlar, biz gidince kıyıdan kıydan geliyorlar" ifadesini eleştirdi. Tekin, kendini Özel'in ağabeyi ve yol arkadaşı olarak tanımlarken, "Bir yere de kaçmam. Biz korkularımızı bıraktık. Görevimizi yapacağız, kusursuz bir ev sahipliği yapmak istedik. Canı sağolsun," sözleriyle sakin kalmaya çalıştı. Ancak bu sakinlik uzun sürmedi; randevu talebi sorulduğunda bomba patladı: "Dünkü laftan sonra olmayacak. Hakkımı hepsine haram ediyorum. Beni kürsüde yuhalattınız. Kimi yuhalattınız? Partinin tertemiz insanlarını, beni ve arkadaşlarımı. Ayıptır, günahtır."

Tekin'in öfkesi burada durmadı. Parti yönetimine yönelik sert eleştirilerle devam etti: "Bizim suskunluğumuz korkaklığımız değildir. Bizim suskunluğumuz CHP'nin kurumsal kimliğini muhafaza ettiğimizdir. Son uyarım olsun. Sayın Genel Başkan'dan ricam, hukuksal olarak bir görevimiz var. Kısa süre içerisinde görevimizi arkadaşlarımızla yapıp gitmek istiyoruz." Bu sözler, Tekin'in hem hukuki yükümlülüğünü hem de parti içindeki kırgınlığını net bir şekilde ortaya koyuyordu. 15 Eylül'deki kurultay iptal davası hakkında ise mesafeli durdu: "Hiç beni ilgilendirmiyor. Ankara'da inşallah partimizin lehine bir karar çıksın." Ancak asıl darbe, son cümlelerinde geldi: "İşte sizin bu kafalarınız yüzünden AK Parti iktidardır. Bu faşist kafalardan dolayı. Vazgeçin bundan. Kimsiniz siz? Sabrımızla bekliyoruz." Bu ifadeler, Tekin'in parti yönetimine karşı biriken öfkesini, adeta bir manifesto gibi haykırıyordu.

Öte yandan, Özgür Özel'in 13 Eylül 2025'te eski İstanbul İl Binası olan Genel Başkanlık Çalışma Ofisi'nde yaptığı açıklamalar, bu gerilimin fitilini ateşlemişti. Özel, binanın statüsüyle ilgili bürokratik engellere isyan ederken, Tekin'i doğrudan hedef aldı. "Partimizi defalarca reddedilmiş bir tedbir kararını aldıranlar buraya kayyum atadılar. O kayyum toplumdan ve partiden büyük tepki aldı. Başta polisle girmem dediği yere polisin biber gazıyla copuyla bu binayı akıllarında yere geçirdiler," diye başlayan sözleri, giderek sertleşti. İçişleri Bakanlığı ve Valilik'i eleştirirken, "Siyasi partilerde tüzel kişilik Genel Merkez'in. Biz burayı genel başkan çalışma ofisi olarak belirledik ve adresi bildirdik ama İçişleri Bakanlığı, Valiliğe verdiği talimatla buranın adresini girdirmiyor. Adresi değiştirmek benim bileceğim iş. Ali Yerlikaya'ya şunu soruyorum: Burası İl Başkanlığı ise neden vatandaş gelip burada siyasi faaliyetlere katılamıyor. Eğer bu bina İstanbul İl Başkanlığı ise neden erişime kapalı, değilse burada sizin ne işiniz var? Polisin, kayyumun verdiği 30 meczubun ne işi var?" diye sordu. Ardından gelen kısım ise Tekin'i en çok yaralayan oldu: "Ben gelince paldır küldür kaçıyorlar, biz gidince kıyıdan kıydan geliyorlar. Binaya polisle geliyorlar, biz gidince kaçıyorlar. AK Parti İstanbul'da bizle baş edemiyor, siyasetimizi böyle engelliyorlar."

Bu atışma, CHP'nin İstanbul İl Başkanlığı kriziyle doğrudan bağlantılı. Hatırlanacağı üzere, 8 Ekim 2023'te gerçekleştirilen CHP İl Kongresi'nin iptali için açılan davada, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden aldı. Yerine Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap'tan oluşan geçici bir kurul atandı. Tekin, 8 Eylül 2025'te polis eşliğinde binaya girerken, dışarıda arbede yaşandı; biber gazı ve cop kullanıldı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, binayı Özgür Özel'in çalışma ofisi ilan ederken, Tekin "O bina hepimize yeter" diyerek uzlaşmacı bir tavır sergiledi. Ancak Özel, "Gürsel Tekin CHP’den ihraç edildi. Ne genel merkeze ne il başkanlığına Cumhuriyet Halk Partililerin seçmediği biri giremez," diye rest çekti. Tekin ise "Göreve başladık. Binada oturarak siyaset yapılmaz," yanıtını verdi.

Tarihe dönersek, bu kriz CHP'nin iç dinamiklerinin bir yansıması. Kemal Kılıçdaroğlu döneminden miras kalan kongre iptalleri ve mahkeme süreçleri, Özgür Özel'in liderliğinde yeni bir kırılma yarattı. 5 Eylül 2025'te BBC'ye konuşan Tekin, "Partideki kardeş kavgasını bitirip milletin gerçek gündemine dönmek istiyoruz. Biz olayların tarafı değiliz, sonucuyuz," demişti. Özel ise "Gürsel Tekin'e randevu veririm ama kayyuma randevu veremem. Bu mahkemenin kararını tanımak anlamına gelir," diye çizgisini korudu. 9 Eylül'de partinin kuruluş yıldönümünde Taksim'de çelenk töreninde Tekin, Özel'i karşılayacağını söylemiş ancak görünmemişti. Özel, "Bu partinin her kademesinde görev yapmış kim olursa olsun, bu kardeşlik hukukuna zarar vermeye kalkarsa; Saray'a alet olup bu partiye zarar vermek isterse, bir karından doğduğum kardeşim olsa affetmem," uyarısını yapmıştı. 13 Eylül'de Tekin, Özel'in MYK toplantısı öncesi binadan ayrılırken, "Karşılaşmama gibi bir durumumuz söz konusu değil, kendisi bizim genel başkanımızdır," dese de, ertesi gün "hakkımı haram ediyorum" noktasına geldi.

Özgür Çelik'ten Hasan Mutlu İçin İşkence İddiası
Özgür Çelik'ten Hasan Mutlu İçin İşkence İddiası
İçeriği Görüntüle

Güncel gelişmeler ise gerilimi tırmandırıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Eylül Kabine toplantısı sonrası "Ana muhalefetin eski ve yeni kadroları arasında kızışan koltuk kavgasının ülkenin kazanımlarına zarar vermesine eyvallah demeyeceğiz," diyerek CHP'yi topa tuttu. CHP'li Mansur Yavaş, 14 Eylül'de Tandoğan Meydanı'nda "Hak, Hukuk, Adalet" mitinginde destek çağrısı yaptı. X platformunda ise tartışma alevli: Kullanıcılar, Tekin'in "hakkımı haram ediyorum" sözünü binlerce kez paylaştı, bazıları "CHP kapanıyor, AKP'ye geçin" diye dalga geçti, diğerleri "Özgür Özel sonuna kadar yanımızda" diye birlik mesajı verdi. Esenyurt ilçe seçimlerinde Tekin destekli Cafer Çakmak'ın kazanması, muhalif kanadın güçlendiğini gösteriyor. Ayrıca, Özel'in hakim atama iddiaları – "İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birini buldular. Eşi AK Parti avukatıydı, karı koca hakim yaptılar" – konuyu yargı tartışmalarına taşıdı.

Bu krizin geleceği belirsiz, ancak yorumum şu: CHP, bu iç hesaplaşmayı aşamazsa, 2028 seçimlerinde büyük yara alacak. Tekin'in "faşist kafalar" çıkışı, Kılıçdaroğlu ekibinin intikamını işaret ediyor; Özel'in "affetmem" resti ise otoritesini pekiştirme çabası. Eğer mahkeme kararları lehe dönerse, Tekin'in "hakkımı haram" laneti bir ayrılık manifestosu olabilir – belki istifa, belki yeni bir fraksiyon. Parti, "kardeş kavgası"ndan çıkıp Erdoğan'a odaklanmalı, yoksa AK Parti'nin ekmeğine yağ sürer. Bu drama, her an yeni bir patlamaya gebe; Özel-Tekin zirvesi mi, yoksa kopuş mu? Siyasi tarih, böyle kırılmalarla dolu – CHP'nin kaderi, bu fırtınada şekillenecek. Heyecan dorukta, izlemeye devam!