Selçuk Geçer'in son uyarısı ekonomi piyasalarını salladı. Fed'in faiz indirimi kararı sonrası altın ve gümüş fiyatları rekor kırarken, Türkiye Merkez Bankası'nın beklenmedik adımı da piyasalarda belirsizliği artırdı. Uzmanlar, bu gelişmelerin dolar kuru, borsa endeksi ve emtia piyasalarını nasıl etkileyeceğini tartışıyor. Özellikle gümüşün 64 doları aşması, yatırımcıları hem heyecanlandırıyor hem de tedirgin ediyor. Peki, bu senaryo değişikliği ne anlama geliyor? Detaylara inelim.

Fed'in son toplantısı, küresel piyasaların odağındaydı. Beklendiği gibi 25 baz puanlık faiz indirimi gerçekleşti, ancak kararın arkasındaki detaylar beklenmedik bir tablo çizdi. Fed Başkanı Jerome Powell'ın oyu dahil, toplam 12 üyeden oluşan komitede, 11 bölgesel başkanın görev süreleri 1 Mart 2026'dan itibaren beş yıl uzatıldı. Bu uzatma, daha önce Mayıs ayında beklenen Fed yapısındaki radikal değişiklikleri erteledi ve piyasalarda şok etkisi yarattı. Öncesinde, agresif faiz indirimlerinin kapıda olduğu düşünülürken, şimdi Fed'in daha temkinli bir yaklaşım sergileyeceği öngörülüyor. Örneğin, enflasyon verilerinde herhangi bir yükseliş olursa, 25-50 baz puanlık ek indirimler bile riske girebilir. Bu durum, piyasalarda kaos yaratma potansiyeli taşıyor çünkü Fed'in tutarlı yapısı, Trump yönetiminin baskılarına karşı dirençli bir duvar örüyor.

Trump'ın tepkisi de gecikmedi. Eski başkan, indirimin yetersiz olduğunu belirterek, "Daha derin kesintiler yapılmalıydı" diye eleştirdi. Ancak Fed, 25 baz puanı aşmamakta ısrarcı kaldı. Bu gerilim, sadece faiz oranlarını değil, altın, gümüş, Bitcoin ve hisse senetleri gibi varlıkları da doğrudan etkiliyor. Uzmanlara göre, Fed'in bu kararlı duruşu, altın ve gümüşün Fed kaynaklı yükseliş ivmesini yavaşlatabilir. Bunun yerine, jeopolitik riskler ve merkez bankalarının alım baskısı ön plana çıkacak. Örneğin, ABD'nin 2026 savunma bütçesini 901 milyar dolara çıkarması, küresel silahlanmanın hız kazandığını gösteriyor. Çin ve Rusya gibi ülkelerin altın alımları devam ederken, ABD'nin Venezuela'ya ait bir tankeri ele geçirmesi gibi olaylar, gerilimi tırmandırıyor. Ukrayna barış planının ABD'ye sunulması bile Rusya ile ilişkileri yumuşatmayacak gibi görünüyor. İsrail-Filistin çatışması, Çin-Tayvan gerilimi, Japonya'nın askeri hamleleri ve hatta Türkiye-Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz anlaşmazlıkları, altın talebini körüklüyor. ETF'ler, fonlar, bireysel yatırımcılar, ülkeler ve şirketler hep birlikte altın topluyor – bu da fiyatların Fed'in gölgesinden sıyrılıp yeni zirvelere koşacağını işaret ediyor.

Altın fiyatları, Fed kararı sonrası hızla 4300-4400 dolar bandına sıçradı ve 4500 dolarlık direnci zorlamaya başladı. Bu seviyenin kırılması halinde, ons başına 5500 dolara doğru ani bir yükseliş bekleniyor – ki bu, 2026'nın ilk veya ikinci çeyreğinde gerçekleşebilir. Selçuk Geçer, bu senaryonun tam da öngördükleri gibi geliştiğini vurguluyor. Merkez bankalarının altın rezervlerini artırması, özellikle Çin ve Rusya'nın hamleleri, fiyatları yukarı taşıyan ana motor. Jeopolitik belirsizlikler ise katalizör görevi görüyor. Düşünün: ABD'nin devasa savunma harcamaları, küresel arenada bir silahlanma yarışını tetikliyor. Venezuela tankeri olayı gibi korsanvari müdahaleler, uluslararası hukuku sarsarken, Ukrayna'daki barış girişimleri bile Moskova-Washington hattını yatıştırmaktan uzak. Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim, enerji kaynakları yüzünden alevlenirken, Tayvan Boğazı'ndaki Çin hareketliliği Asya'yı titretiyor. Bu ortamda, altın sadece bir metal değil, güvenli liman olarak parlıyor. Yatırımcılar, bireysel hesaplarından kurumsal portföylere kadar her seviyede alım yapıyor. Sonuç? Altın, Fed'in faiz indirimlerinden bağımsızlaşarak, kendi rallisini sürdürüyor. Kısa vadede 4500 doları aşarsa, 5500 hedefi gerçekçi bir beklenti haline geliyor – bu da ons fiyatında yüzde 25'lik bir sıçramayı müjdeliyor.

Gümüş tarafı ise daha da çarpıcı. Uzun zamandır 17-18 dolar seviyelerinden alım öneren uzmanlar haklı çıktı; fiyatlar şimdi 64.58 dolarlık tarihi zirveye ulaştı. Bu rekor, Fed'in kararıyla tetiklendi ve gümüşü endüstriyel taleple birleştiren bir hikaye yazıyor. 2026 ortasında 100 dolara, yıl sonunda ise 140-150 dolara ulaşması öngörülüyor. Ancak kısa vadeli tablo karmaşık: 15 dakikalık grafiklerde süper trend 63.69 doların üzerinde seyrediyor, 50 ve 200 periyotluk hareketli ortalamalar boğa eğilimini destekliyor. Yine de, 64.58 dolar civarında çift tepe oluşumu riski var – bu, yüzde 70 olasılıkla bir geri çekilmeye işaret ediyor. 63.95-64.58 dolar bandı şu an dengesiz; risk-ödül oranı düşük. Agresif boğalar 64.40 dolardan giriş yapabilir, temkinliler 64.65'i beklemeli. Ayılar içinse 64.20 kırılışı, 63.90'a ve aşağıya yol açabilir. Anahtar: 64.58'in üzerinde kapanış boğa onayı, 63.95'in altında ise ayı sinyali. Bu analizler, yapay zeka destekli araçlarla yapılıyor ve kısa vadeli tuzaklardan kaçınmayı öğütlüyor. Orta ve uzun vadede geri çekilmeler alım fırsatı; gümüşün endüstriyel kullanımı (elektronik, güneş panelleri) talebi katlayacak. Fed-Trump çatışması gümüşü baskılasa da, jeopolitik faktörler ve merkez bankası alımları ralliyi sürdürecek.

Türkiye ekonomisine dönersek, Merkez Bankası'nın 150 baz puanlık indirimiyle politika faizi yüzde 38'e geriledi – ancak bu hamle piyasalarda şüphe uyandırdı. Resmi enflasyon yüzde 31 olarak açıklansa da, gerçek rakamlar çok daha yüksek; banka kredileri yüzde 50-60 seviyelerinde seyrediyor. Bu indirim, piyasa gerçekleriyle örtüşmüyor ve döviz kurlarında çöküş riskini artırıyor. Bankalar kredi vermekte cimri: İş Bankası CEO'su, "2026'da kredi genişlemesi olmayacak" diyor. Neden? Sorunlu krediler rekor kırıyor, 25 milyondan fazla icra dosyası birikmiş durumda. Reel sektör kırılgan; rezervler brüt 186 milyar dolar, net ise sadece 62 milyar – bu, dalgalanmalara karşı yetersiz. Altın kaynaklı döviz girişi rezervleri biraz şişiriyor ama yeterli değil. Üretim tarafında felaket: Tarım sektörü iflasın eşiğinde. Süt ve yumurta üretimi düşerken, tavuk kesimi artıyor – ithalata bağımlılık kronikleşiyor. İhracat kanalları tıkanmış, üretim kapasitesi eriyor.

Minimum ücret tartışmaları ise yangına körükle gidiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, işverenlere "Elinizi ateşe koyun" çağrısı yaptı, ancak asgari ücret üzerindeki vergiler ve yüksek işçilik maliyetleri şirketleri boğuyor. TÜİK'in enflasyon verileri gerçek dışı; işverenler ücretleri buna göre ayarlayamıyor, zam yaparlarsa iflas ediyorlar. Yabancılar TÜİK'e kanarak, asgari ücrete en fazla yüzde 25 zam bekliyor – oysa gerçek ihtiyaç yüzde 50'leri buluyor. Çözüm? Hükümet, asgari ve ortalama ücretler için vergileri kaldırmalı, nakit destek sağlamalı ki şirketler ayakta kalabilsin. Mehmet Şimşek ve Murat Yılmaz gibi isimlerin politikaları yetersiz; gerçek bir ekonomik program yok. Enflasyon, faiz, kur üçgeni çözülmeden, borsa ve gümüş gibi varlıklar da etkilenecek. Bankaların kredi sıkılaştırması, reel ekonomiyi felç ediyor – iflas dalgası kapıda.

Merkez Bankası Faiz İndirimiyle Eleştirildi
Merkez Bankası Faiz İndirimiyle Eleştirildi
İçeriği Görüntüle

Bu senaryo değişikliği, çarşıyı karıştıracak. Fed'in temkinli duruşu küresel piyasalarda kaos yaratırken, Türkiye'nin gerçek dışı verileri içerde fırtına koparıyor. Altın 5500 dolara, gümüş 100 dolara koşarken, dolar kuru ve borsa endeksi ne yapacak? Jeopolitik riskler her şeyi domine ediyor: ABD'nin savunma harcamaları, tanker ele geçirmeleri, Ukrayna gerilimi, Doğu Akdeniz anlaşmazlıkları... Merkez bankaları altın stoklarken, bireysel yatırımcılar gümüşte fırsat kolluyor. Kısa vadeli tuzaklara dikkat: Gümüşte 64.58 direnci kırılmadan alım riskli. Türkiye içinse acil reform şart – vergi affı olmadan minimum ücret krizi büyür, tarım çöker, rezervler erir.

Uzun vadede iyimserlik var: Altın ve gümüş, Fed'in gölgesinden kurtulup jeopolitik rüzgarla uçacak. Gümüşün endüstriyel patlaması, 150 dolara kapı açıyor. Ancak Trump-Fed savaşı, Bitcoin ve hisseleri sarsabilir. Türkiye'de ise doğru veri ve programla toparlanma mümkün – yoksa kur çöküşü kaçınılmaz. Piyasalar nefesini tuttu; bu hafta borsa ve dolar hareketleri belirleyici olacak. Yatırımcılar, yapay zeka analizleriyle donanmalı – kısa vadeli bantları izleyin, stop-loss'ları unutmayın. Senaryo değişti, hazırlıklı olun: Çarşı karışmadan pozisyon alın.