Türkiye ekonomisi, 2025 yılının son günlerinde kritik bir dönemeçte bulunuyor. Gazeteci Erdal Sağlam, Ankara kulislerinden edindiği bilgilerle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomik politikalardaki baskılara yenik düştüğünü ve asgari ücret zammının artırılacağı yönünde sinyaller verdiğini vurguluyor. Bu durum, enflasyon ve faiz dengesini bozarken, kafalarda ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Kasım ayı enflasyon verileri, yıllık yüzde 31,07 olarak gerçekleşirken aylık artış yüzde 0,87'de kaldı. Bu rakamlar, beklentilerin altında kalsa da gıda ve konut fiyatlarındaki yükselişin devam ettiği bir tablo çiziyor. Erdoğan'ın ekonomi yönetimindeki tepkileri dikkate alması, özellikle asgari ücret konusunda zam oranının yükseltilmesi ihtimalini güçlendiriyor. Sağlam, bu adımın enflasyonu yeniden alevlendirebileceği uyarısında bulunuyor.
Merkez Bankası'nın Aralık ayı faiz kararı, politika faizini 150 baz puan indirerek yüzde 38'e çekti. Bu, yılın dördüncü indirimi olurken, rezervlerdeki sert düşüş dikkat çekici. Rezervler son dönemde belirgin bir gerileme gösterirken, bu durum dış şoklara karşı kırılganlığı artırıyor. Sağlam, "Rezervlerde sert düşüş yaşanıyor" diyerek, bu gelişmenin güveni zedelediğini belirtiyor.
Asgari ücret görüşmeleri, Aralık ayında hız kazandı. 2026 için geçerli olacak ücretin belirlenmesi sürecinde, ilk toplantı 12 Aralık'ta yapıldı. Mevcut net asgari ücret 22 bin 104 TL seviyesindeyken, zam beklentileri yüzde 25 ila 33 arasında değişiyor. Erdoğan'ın baskılara yenik düşmesi, zammın üst sınırlara çekilebileceği anlamına geliyor. Ancak bu, özel sektör maliyetlerini artırarak enflasyonist baskıyı körükleyebilir.
Siyasi tansiyonun ekonomi üzerindeki etkisi giderek artıyor. Erdoğan'ın kararları, Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan liderliğindeki ekibin programını zorluyor. Sağlam, çelişkilerin çoğaldığını ve kafaların karıştığını ifade ediyor. Faiz indirimlerinin devam etmesi, iç talebi canlandırırken enflasyon hedeflerinden sapma riskini büyütüyor.
Döviz kuru tarafında yıl sonu beklentisi 43 TL civarında seyrediyor. Piyasa katılımcıları anketine göre, 12 ay sonrası kur tahmini 51 TL'yi aşıyor. Bu, 2026'da döviz baskısının artabileceğine işaret ediyor. Rezerv düşüşüyle birleşince, dış finansman ihtiyacı daha da kritik hale geliyor.
Enflasyonun kaynağı tartışmaları yeniden alevlendi. Bazı kesimler ücret artışlarını suçlarken, Sağlam bu görüşün ekonomik verilerle örtüşmediğini savunuyor. Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmamasına rağmen fiyatların yükselmeye devam etmesi, enflasyonun asıl nedeninin ücretler olmadığını gösteriyor. Yine de yüksek zam, maliyet enflasyonunu tetikleyebilir.
Merkez Bankası'nın temkinli duruşu, 2026'ya taşınacak. Faiz indirim döngüsü sürse de, enflasyon görünümünde bozulma olursa sıkılaştırma sinyali verilebilir. Sağlam, siyasi müdahalelerin bu dengeyi bozabileceğini ve erken seçim ihtimalinin riskleri artıracağını belirtiyor.
Asgari ücret komisyonunda işçi, işveren ve hükümet temsilcileri uzlaşma arıyor. TÜRK-İŞ yüksek zam talep ederken, TİSK maliyet kaygılarını dile getiriyor. Erdoğan'ın tepkileri dikkate alması, işçilerden yana bir karar çıkma olasılığını yükseltiyor. Ancak bu, bütçe dengesini ve enflasyon hedeflerini zorlayacak.
Ekonomideki çelişkiler, büyüme ile dezenflasyon arasında sıkışmayı derinleştiriyor. İç talep zayıf kalırken, ihracatçıların döviz talebi artıyor. Sağlam, "Kafalar karışık, çelişki çok" diyerek, yönetim içindeki farklı görüşlerin piyasalara yansıdığını vurguluyor.
Rezerv yönetimindeki sorunlar, geçmiş politikaların yan etkilerini hatırlatıyor. Yüksek rezerv biriktirme çabası enflasyon bedeliyle ödenmişti. Şimdi sert düşüş, güven kaybını hızlandırıyor. Sağlam, bu durumun dış yatırımcıları tedirgin ettiğini söylüyor.
2026 görünümü belirsizliğini koruyor. Enflasyonun yüzde 25-30 bandında kalması halinde büyüme sınırlı kalabilir. Asgari ücret zammının yüksek olması, tüketimi canlandırsa da maliyet enflasyonunu körükleyecek. Erdoğan'ın baskılara boyun eğmesi, kısa vadeli rahatlama sağlasa da uzun vadede riskleri artırıyor.
Siyasi tansiyonun ekonomi üzerindeki gölgesi büyüyor. Erken seçim tartışmaları, belirsizliği tetikliyor. Sağlam, bu ortamda faiz ve kur politikalarının zorlanacağını öngörüyor. Ekonomi yönetimi, çelişkili sinyallerle mücadele ediyor.
Türkiye ekonomisi, zam, faiz ve enflasyon üçgeninde yeni bir sınavdan geçiyor. Erdoğan'ın kararları belirleyici olurken, rezerv düşüşü ve siyasi baskılar dengeleri sarsıyor. Sağlam'ın analizi, 2026'nın zor geçeceğine işaret ediyor. Bu süreçte uzlaşma sağlanamazsa, yeni kriz sinyalleri güçlenebilir. Ekonomi gündemi, önümüzdeki haftalarda daha da hareketlenecek.



