Aralık ayının ilk günlerinde, Ankara'nın sisli koridorlarında fısıltılar yükseliyor. Yıllardır emeklilik hayaliyle biriken umutlar, bu kez rakamlara dönüşme potansiyeli taşıyor. Hükümetin bütçe planları ve enflasyon sarmalının ortasında, milyonlarca emekli gözlerini başkentteki toplantılara dikmiş durumda. Bu bekleyiş, sadece bir maaş artışı değil, yılların birikmiş ekonomik yükünün hafiflemesi umudunu barındırıyor. Peki, bu umutlar gerçekçi mi?
İşte tam bu noktada, uzman görüşleri devreye giriyor ve tabloyu netleştirmeye başlıyor. Son açıklanan enflasyon verileriyle, emekli maaş zamları için hesaplamalar güncellendi. SSK ve Bağ-Kur emeklileri için zam oranı, önceki yüzde 10,25 seviyesinden yüzde 11,21'e sıçradı. Bu yükseliş, TÜİK'in Kasım ayı TÜFE rakamlarının doğrudan yansıması olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, hükümetin herhangi bir ek iyileştirme yapmasa bile bu oranın tabana yayılacağını belirtiyor. Memur ve memur emeklileri ise toplu sözleşme farkından kaynaklı avantajla daha yüksek bir bandda ilerliyor; yüzde 11'lik fark eklenince toplam zam yüzde 17,57'ye ulaşıyor. Bu oranlar, Aralık ayı enflasyonunun kesinleşmesiyle son halini alacak ve emeklilerin cebindeki parayı doğrudan etkileyecek.
Güncel hesaplamalara göre, en düşük emekli maaşı enflasyon bazlı bir iyileştirmeyle 18 bin 773 liraya yükselecek. Bu rakam, mevcut seviyelerden belirgin bir artış anlamına geliyor ve özellikle dar gelirli emekliler için nefes aldırıcı bir adım olarak görülüyor. Memur emeklileri cephesinde ise durum daha parlak; 22 bin 670 liralık en düşük maaş, yüzde 17,57'lik zamla 26 bin 653 liraya çıkıyor. Üstelik buna, 1 bin liralık taban maaş zammı da eklenecek. Aile yardımı dahil en düşük memur maaşı ise 52 bin 980 liradan 62 bin 280 liraya sıçrayacak. Bu tutarlar, yıllardır eriyen alım gücüne karşı bir kalkan görevi görebilir, ancak uzmanlar bunun yeterli olup olmadığını sorguluyor.
Ankara kulislerinden sızan en heyecan verici gelişme ise seyyanen zam ihtimali. Uzun süredir masada olan bu konu, son günlerde yeniden alevlendi ve hükümet gündemine girdi. Kulis bilgilerine göre, seyyanen zam olmadan emeklilerin rahat etmesi zor görünüyor. Özellikle memur emeklilerine epeydir verilmeyen bu tür bir destek ve refah payı, beklentileri zirveye taşıyor. Senaryolara göre, eğer seyyanen zam devreye girerse en düşük SSK ve Bağ-Kur emekli maaşı 36 bin lirayı, memur emeklisi ise 40 bin lirayı aşacak. Bu rakamlar, ekonomik programın sıkı hedefleri arasında nasıl bir yer bulacak? Uzmanlar, bu adımın emeklilerin alım gücünü kökten değiştirebileceğini, ancak bütçe disiplini nedeniyle zorlu bir müzakere sürecinden geçeceğini vurguluyor.
Öte yandan, emeklilerin bir diğer merak ettiği eşitleme fırsatı bu dönem için pek umut vermiyor. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, 2023'te uygulanan maaş eşitlemesini hatırlatarak benzer bir düzenleme bekliyor. Ancak kulislerde bu talebe sıcak bakılmadığına dair güçlü sinyaller var. Tarihsel karşılaştırmalarda, önceki yıllarda yapılan eşitlemelerin bütçeye yük getirdiği, bu seferki ekonomik koşullar altında benzer bir adımın ertelenmesinin muhtemel olduğu belirtiliyor. Bu durum, emekliler arasında adalet arayışını daha da güçlendiriyor; zira farklı statülerdeki emekliler arasındaki uçurum, günlük hayatta somut zorluklara yol açıyor.
Uzman yorumları, bu tabloyu daha da derinleştiriyor. SGK konusunda yetkin isimler, enflasyonun TÜFE'deki yükselişiyle emekli zamlarını doğrudan belirlediğini, ancak hükümetin elinde ek araçlar olduğunu hatırlatıyor. Toplu sözleşme farkının memur emeklilerine sağladığı avantaj, diğer emekliler için de örnek teşkil edebilir. Kulislerdeki hareketlilik, sadece rakamlarla sınırlı kalmıyor; emeklilerin sosyal güvenlik haklarının genişletilmesi, sağlık hizmetlerindeki erişim kolaylığı ve enflasyona endeksli ek ödemeler gibi konular da masaya yatırılıyor. Bu tartışmalar, emeklilerin geleceğini şekillendirecek bir paketin habercisi olabilir.
Emeklilerin alım gücü, son yıllarda enflasyon karşısında erimiş durumda. Günlük market alışverişinden ilaç masraflarına, kira ödemelerinden faturalara kadar her kalem, zam beklentisini daha da kritik kılıyor. En düşük maaş alan bir emeklinin, yüzde 11,21'lik artışla bile temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı hesaplanıyor. Seyyanen zam gibi ek destekler devreye girerse, bu tablo değişebilir; ancak ekonomik programın öncelikleri, hükümeti temkinli kılıyor. Milyonlarca emekli, bu dengede nerede duracaklarını merakla izliyor.
Sonuçta, Aralık ayının ortalarına doğru kesinleşecek zam kararı, sadece maaş bordrolarını değil, tüm emekli camiasının moralini etkileyecek. Kulislerdeki yeni sinyaller, beklentileri artırırken, hükümetin vereceği mesajlar belirleyici olacak. Emekliler, yılların emeğinin karşılığını alma umuduyla bekliyor. Bu süreç, sosyal güvenlik sisteminin geleceğini de yeniden masaya yatırıyor; adil bir dağılım, sürdürülebilir bir model için fırsat sunabilir. Gelişmeleri adım adım takip etmek, bu heyecanlı bekleyişin bir parçası haline geliyor.




