Gerçek Gündem Haberleri

Bakan Tekin’in Çocuğunu Gönderdiği Özel Okulun İmkanları Eğitimi Sarsacak!

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in kamuoyuna yaptığı güçlü çağrılar ile kendi ailesi için tercih ettiği eğitim kurumunun arasındaki uçurum ortaya çıktı! Temizlikten güvenliğe, 25 kişilik lüks sınıflardan özel tesislere uzanan o gizli detaylar, eğitimdeki eşitsizliği bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu sansasyonel haberi kaçırmayın!

Ülkenin eğitim sisteminin başındaki en yetkili isim olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, geçtiğimiz aylarda kameralar karşısında dile getirdiği iddialı hedefler, Türk eğitim gündemine damgasını vurmuştu. Bakan, imam hatip okullarını “dünya markası” yapmayı amaçladığını net bir şekilde ifade etmiş, hatta kız okulları konusunda da destekleyici açıklamalar yapmıştı. Bu vizyon beyanları, devlet okullarında eğitim gören milyonlarca öğrenci ve velinin dikkatini çekerken, aynı dönemde devlet okullarının temel sorunları da tartışmaların merkezine oturmuştu. Özellikle geçtiğimiz eğitim döneminde, okullarda temizlik görevlisi çalıştırılamaması nedeniyle sınıfların ve hatta tuvaletlerin veliler tarafından temizlenmek zorunda kalınması, kamuoyunda büyük bir infiale neden olmuştu. Böylesi zorlu koşulların yaşandığı bir ortamda, gözler doğal olarak Bakan Tekin’in kendi ailevi tercihlerine çevrildi ve ortaya çıkan tablo tüm Türkiye’yi şok etti.

Bakan Tekin’in ortaokul çağındaki kızının eğitim gördüğü kurumla ilgili ortaya çıkan gerçekler, kamuoyunun beklediğiyle tamamen zıt bir manzara çizdi. Tekin’in, ne devlet okullarına ne de bizzat kendisinin "dünya markası" yapma sözü verdiği imam hatip okullarına kızını kaydettirmediği anlaşıldı. Tercih, başkent Ankara’nın en gözde ve köklü özel kolejlerinden biri oldu. Bu özel kolejin sunduğu imkânlar yelpazesi, devlet okullarındaki yetersiz kaynaklar ve zorlu koşullar düşünüldüğünde, ülkedeki eğitimde yaşanan derin eşitsizliği bir kez daha en çarpıcı haliyle gözler önüne seriyor.

Bakan’ın kızının gittiği bu özel okulun hijyen ve fiziksel koşulları, devlet okullarında yaşanan sorunlara adeta meydan okuyor. Geçtiğimiz yıl velileri isyan noktasına getiren temizlik sıkıntılarının aksine, bu özel kolejin internet sitesinde “Hijyene büyük önem veriyoruz” ifadeleri dikkat çekiyor. Okul, sınıfların ve ortak kullanım alanlarının düzenli olarak ve kaliteli malzemelerle temizlendiğini gururla belirtiyor. Dahası, devlet okullarında kalabalık sınıflar büyük bir sorunken, bu seçkin kolejde eğitim, sadece yaklaşık 25 kişilik öğrenci gruplarıyla sınırlı tutuluyor, bu da öğrenci başına düşen ilginin çok daha yüksek olduğu anlamına geliyor.

Özel kolejin sağladığı sosyal, fiziksel ve sportif olanaklar listesi ise sıradan bir devlet okulu öğrencisinin erişiminin çok ötesinde. Devlet okullarında veliler güvenlik endişesi taşırken, Tekin’in kızının devam ettiği kolejde profesyonel güvenlik personeli sürekli görev başında bulunuyor. Öğrenciler için tahsis edilen modern tesisler arasında kapalı yüzme havuzu, son teknoloji spor alanları, müzik derslikleri yer alıyor. Hatta doğaya ve üretime teşvik amacıyla, okulda açık tarım uygulama alanı, sera ve öğrencilerin organik üretim yapmasına imkan tanıyan özel bölümler bile mevcut. Olası acil durumlar içinse, okul bünyesinde eksiksiz donanıma sahip bir sağlık merkezi hazır bulunduruluyor.

Eğitimde kaynak yetersizliğinin en can yakıcı sonuçlarından biri, yıllardır sosyal devlet ilkesi gereği talep edilen ücretsiz yemek uygulamasının devlet okullarında bir türlü hayata geçirilememesidir. Ancak özel okulda durum tam tersidir: Öğrencilere kahvaltı ve öğle yemeği standart bir hizmet olarak sunulmakla kalmıyor. Ayrıca, gün içinde öğrencilere ekstra olarak poğaça, meyve ve kuruyemiş gibi zengin atıştırmalıklar da ikram ediliyor. Bu detaylar, devlet okullarında yoksullukla mücadele eden öğrencilerin yaşadığı mahrumiyetle kıyaslandığında, adaletsizliği gözler önüne seriyor.

Bakan Tekin’in savunduğu ideolojik çizgiler ile kızının eğitim tercihi arasındaki çelişki de dikkat çekici. Bakan, geçtiğimiz Haziran ayında kız okullarını savunmuş olmasına rağmen, kızının eğitim aldığı özel kolejde dini ağırlıklı bir müfredat bulunmuyor ve eğitim karma olarak uygulanıyor. Bu ikilem, Bakan’ın kamusal söylemi ile kişisel tercihlerinin ne denli farklı olduğunu gösteriyor. Birgün gazetesinden İsmail Arı’nın bu konuya ilişkin soruları Milli Eğitim Bakanlığı’na yöneltmesine rağmen, Bakanlık makamından herhangi bir açıklama yapılmaması, kamuoyundaki şüpheleri ve tartışmaları derinleştirdi.

Ayrıca, Bakan Tekin’in geçmişteki kariyeri de tartışmalı atamalarla gündeme gelmişti. Cumhurbaşkanı kararıyla rektör atamaları için gerekli olan üç yıllık profesörlük şartının kaldırılmasının hemen ardından, kısa süre önce profesör olan Tekin’in rektörlüğe atanması, o dönemde “kişiye özel düzenleme” eleştirilerine neden olmuştu. Bugün ise, eğitim sisteminin başında bulunan ve devlet okullarının kalitesini yükseltme sözü veren bir bakanın, kendi çocuğu için ülkenin en lüks özel eğitim imkanlarını tercih etmesi, devlet okullarının geleceği ve kalitesine duyulan güvenin sorgulanmasına yol açıyor. Bu durum, Türkiye'de eğitimde fırsat eşitliği tartışmalarının şiddetini artıracak ve kamuoyu vicdanında derin bir yara açacaktır.