Dünya

ABD'den Gazze Hamlesi: İsrail Onaylamazsa Türkiye Devre Dışı Kalır

Gazze'de barış rüzgarları eserken ABD'den gelen sürpriz açıklama tüm dengeleri değiştirebilir! Uluslararası güçlerin rolü ve Türkiye'nin konumuyla ilgili bu gelişmeyi kaçırmayın, detaylar sizi şaşırtacak.

Orta Doğu'da esen barış umutları, uluslararası arenada yeni tartışmaları beraberinde getiriyor. Gazze bölgesindeki istikrar çalışmaları hız kazanırken, büyük güçlerin tutumları merak konusu haline geliyor. Bu süreçte, ABD'nin önde gelen isimlerinden biri olan Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun açıklamaları, bölgenin geleceğine dair önemli ipuçları sunuyor ve taraftarları heyecanlandırıyor.

Rubio, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, ülkenin güneyindeki askeri-sivil koordinasyon merkezinde gazetecilere seslendi. Burada, Gazze'ye insani yardımların yeniden başladığını doğrulayan Rubio, uzun vadeli hedef olarak bölgenin yeniden inşası ve istikrarın sağlanmasını vurguladı. Bu açıklamalar, iki yıldır devam eden zorlu sürecin ardından umut verici bir döneme işaret ediyor ve uluslararası işbirliğinin önemini öne çıkarıyor.

Özellikle Gazze'de kalıcı barış için uluslararası bir gücün şart olduğunu belirten Rubio, bu gücün oluşumunda İsrail'in rahat edeceği ülkelerin yer alması gerektiğini ifade etti. "Birçok ülke bu göreve katılmak için teklif verdi. Tabii ki bu gücü oluştururken, İsrail'in rahat hissettiği kişiler olmalı" diyen Rubio, İsrail'in oluşum üzerindeki veto yetkisini doğruladı. Bu durum, raporlara göre İsrail'in Türkiye'nin katılımına itiraz ettiği bir bağlamda gündeme geliyor ve bölgedeki dengeleri etkileyebilecek nitelikte.

Türkiye'nin konumu, bu tartışmanın merkezinde yer alıyor. NATO üyesi olarak bölgenin en güçlü ordularından birine sahip olan Türkiye, Müslüman çoğunluklu ülkeler arasında İsrail'i ilk tanıyanlardan biri olsa da, son dönemdeki tutumlarıyla dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde, Türkiye Hamas liderlerini ağırlamış ve İsrail'in politikalarını eleştirmişti. Rubio'nun açıklamaları, İsrail istemezse Türkiye'nin giremeyeceği mesajını verirken, bu gelişme uluslararası gücün kompozisyonunu şekillendirebilir.

Diğer yandan, Endonezya gibi dünyanın en büyük Müslüman çoğunluklu ülkesi, Gazze'ye asker göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı. Birleşik Arap Emirlikleri ise 2020'de İsrail ile ilişkilerini normalleştirerek, ateşkes izleme süreçlerinde zaten rol üstlenmiş durumda. ABD, yaklaşık 200 askerini ateşkes koordinasyon merkezine konuşlandırırken, bir düzine ülkeden üniformalı personelin bu merkezde bir araya geldiği gözlemlendi. Bu işbirliği, barış sürecinin somut adımlarını temsil ediyor.

Rubio, hızlı bir şekilde uluslararası gücü oluşturmayı umduğunu belirterek, "Anlaşmanın, istikrar gücünün mümkün olan en kısa sürede devreye girmesi için koşullar yaratması kritik" dedi. ABD'nin, bazı ülkelerin asker göndermek için ihtiyaç duyduğu Birleşmiş Milletler mandasını almak üzere çalıştığını ifade eden Rubio, bu adımların süreci hızlandırabileceğini vurguladı. Ancak, Trump yönetimi altında ABD'nin Birleşmiş Milletler'den uzaklaşması, bu konuda dikkat çekici bir nokta olarak öne çıkıyor.

Ayrıca, Rubio Filistin mültecileri için Birleşmiş Milletler ajansının (UNRWA) Gazze'de gelecekte rol oynamayacağını belirterek, ajansın Hamas'ın bir uzantısı olduğunu iddia etti. Bu tutum, İsrail'in uzun süredir ajansı dışlama çabalarıyla uyumlu görünüyor ve bölgenin yönetim yapısını etkileyebilir. Rubio, "Herkes Hamas'ın yönetemeyeceği ve Gazze'nin geleceğinde rol alamayacağı konusunda hemfikir" diyerek, yönetimin Hamas dışı unsurlardan oluşması gerektiğini savundu.

Gazze'nin yönetimi konusunda İsrail ve ortak ülkeler arasında hala çalışmaların devam ettiğini söyleyen Rubio, bölgenin İsrail'e karşı saldırı üssü olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı. "Gazze, İsrail'e karşı saldırılar için bir sıçrama tahtası olarak yönetilen bir yer olamaz" diyen Rubio, bu prensibin tüm taraflarca kabul edildiğini belirtti. Bu açıklamalar, barış planının temel taşlarını oluşturuyor.

Trump'ın Gazze barış teklifine "B planı yok" diyen Rubio, bu planın tek seçenek olduğunu ifade etti. İsrail'in taahhütlerini yerine getirdiğini belirten Rubio, sürecin ilerlemesi için gerekli adımların atıldığını kaydetti. Koordinasyon merkezi ziyareti sırasında, ekranda Gazze'ye giren meyve, sebze, peynir ve kahve gibi yardımların artışı gösterilirken, Trump'ın sözleriyle biten bir projeksiyon dikkat çekti: "Yeni ve güzel bir gün doğuyor. Ve şimdi, yeniden inşa başlıyor."

Bu gelişmeler, Orta Doğu'da yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Uluslararası gücün hızlı oluşumu, bölgenin istikrarını güçlendirebilir ve işbirliğini artırabilir. Rubio'nun ziyareti, ABD'nin bölgedeki aktif rolünü pekiştirirken, İsrail ile yakın koordinasyonu da gözler önüne seriyor. Taraflar arasındaki diyalog, umut verici ilerlemeleri işaret ediyor ve gelecekteki adımları merakla bekletiyor.

Sonuç olarak, Gazze'deki barış çabaları hız kazanırken, uluslararası gücün kompozisyonu kritik bir rol oynuyor. İsrail'in onayına bağlı bu süreç, Türkiye gibi ülkelerin katılımını etkileyebilir ve bölgenin geleceğini şekillendirebilir. Tüm gözler, bu diplomatik hamlelerin somut sonuçlarında olacak.