Dünya, Gazze'deki insani krize odaklanmışken, Doğu Afrika ülkesi Sudan, tarihinin en derin ve en kanlı iç hesaplaşmalarından birine sürüklenmiş durumda. 2019'da Ömer El Beşir'in devrilmesiyle başlayan geçiş süreci, ülkeyi bir uçurumun kenarına getirdi. Bu çatışmanın merkezinde ise, deve çobanlığından gelerek ülkenin en güçlü figürlerinden biri haline gelen ve "Sudan'ın Neron'u" olarak anılan Muhammed Hamdan Daklo, bilinen adıyla Hemedti, ve onun liderliğini yaptığı Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) bulunuyor.
Haberci kimliğiyle tanınan Fehim Taştekin, bu karmaşık yapıyı ve bölgesel dinamikleri derinlemesine analiz ediyor. Taştekin'in aktardığı bilgilere göre, Sudan'daki çatışma, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Sudan Silahlı Kuvvetleri (SSK) lideri Abdülfettah El Burhan ile Hemedti arasındaki iktidar mücadelesinin ötesinde, ülkenin zenginlikleri ve jeopolitik konumu üzerinden küresel bir vekalet savaşına dönüşmüş durumda. Bu makale, Taştekin'in analizlerini ve güncel saha bilgilerini birleştirerek, Sudan'daki krizin bilinmeyen yönlerini ve Türkiye için taşıdığı kritik önemi gözler önüne seriyor.
Deve Çobanından Paramiliter Güç Liderliğine: Hemedti'nin Yükselişi
Hemedti'nin hikayesi, Sudan'ın karmaşık siyasi ve askeri yapısının çarpıcı bir özeti niteliğinde. Darfur'da deve çobanlığı yaparak hayatını kazanan Hemedti, daha sonra eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir tarafından Janjaweed milislerinin başına getirildi. Bu milisler, Darfur'daki çatışmalarda kritik bir rol oynadı. Hemedti, gücünü bu milisleri Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) adı altında yeniden yapılandırarak pekiştirdi.
Taştekin, Hemedti'nin bu hızlı yükselişini, El Beşir'in devrilmesinden sonra kurulan geçiş yönetiminde Burhan'ın yardımcılığına kadar tırmanmasına bağlıyor. HDK, resmi orduya entegre olması gerekirken, Hemedti bu gücü kendi iktidarını sağlamlaştırmak için kullandı. Ülkenin altın madenleri üzerindeki kontrolü, ona muazzam bir finansal güç sağladı. Bu durum, HDK'yı sadece askeri değil, aynı zamanda ekonomik bir aktör haline getirdi.
Sudan'daki Çatışmanın Gizli Yakıtı: Altın ve Uluslararası Bağlantılar
Sudan'ın yeraltı zenginlikleri, özellikle de altın, iç savaşın en önemli tetikleyicisi ve finansman kaynağı olarak öne çıkıyor. Taştekin'in analizine göre, Hemedti'nin HDK'sı, ülkenin altın ticaretinin büyük bir bölümünü kontrol ediyor. Bu altın, uluslararası alanda önemli bir oyuncu olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) aracılığıyla dünyaya pazarlanıyor. BAE'nin Hemedti'ye olan desteği, sadece ticari çıkarlarla sınırlı değil; aynı zamanda bölgedeki stratejik nüfuzunu artırma amacını da taşıyor.
Bu denklemdeki bir diğer kritik aktör ise Rusya'nın Wagner Grubu. Wagner'in, HDK ile yakın ilişkiler içinde olduğu ve HDK'nın kontrolündeki altın madenlerinin işletilmesinde rol oynadığı biliniyor. Taştekin, Wagner'in Sudan'daki varlığının, Rusya'nın Afrika'daki jeopolitik hedefleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguluyor. Bu uluslararası destek, Hemedti'nin Burhan'a karşı yürüttüğü mücadelede elini güçlendiriyor ve çatışmanın süresini uzatıyor.
Türkiye Savaşta mı? Ankara'nın Sudan Krizi Karşısındaki Hassas Dengesi
Video başlığında yer alan "Türkiye savaşta mı?" sorusu, Ankara'nın Sudan'daki kriz karşısındaki hassas konumunu işaret ediyor. Türkiye, Sudan'da hem tarihi hem de ekonomik bağlara sahip. Taştekin, Türkiye'nin Sudan'daki çatışmada doğrudan bir askeri taraf olmamakla birlikte, diplomatik ve insani çabalarıyla bölgede aktif bir rol üstlendiğini belirtiyor.
Türkiye, çatışmanın başlangıcında vatandaşlarının ve diğer ülke vatandaşlarının tahliyesinde önemli bir rol oynadı. Ayrıca, Türkiye'nin Sudan'daki liman ve askeri işbirliği anlaşmaları, Ankara'nın bölgedeki stratejik çıkarlarını koruma çabasının bir parçası. Ancak, Taştekin'in de dikkat çektiği gibi, BAE ve Rusya gibi aktörlerin HDK'ya verdiği destek, Türkiye'nin geleneksel olarak yakın olduğu Sudan Silahlı Kuvvetleri (SSK) ile olan ilişkilerini dengelemesini zorlaştırıyor. Türkiye'nin temel hedefi, Sudan'da kalıcı bir barışın sağlanması ve ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasıdır.
Sudan'ın Geleceği ve Bölgesel İstikrar İçin Riskler
Sudan'daki çatışmanın uzaması, sadece ülkenin kendisi için değil, tüm bölge için ciddi riskler taşıyor. İnsani durum hızla kötüleşiyor; milyonlarca insan yerinden edildi ve temel ihtiyaçlara erişimde büyük zorluklar yaşanıyor. Çatışmanın komşu ülkelere yayılma potansiyeli, Doğu Afrika ve Kuzey Afrika'nın istikrarını tehdit ediyor.
Taştekin, Sudan'daki krizin çözümünün, uluslararası toplumun BAE ve Wagner gibi dış aktörlerin etkisini sınırlaması ve Burhan ile Hemedti'nin masaya oturmasını sağlamasıyla mümkün olacağını ifade ediyor. Sudan'ın geleceği, deve çobanlığından savaş ağalığına yükselen Hemedti'nin kaderiyle ve ülkenin altın rezervleri üzerindeki kontrol mücadelesiyle yakından ilişkili. Türkiye'nin arabuluculuk ve insani yardım çabaları, bu zorlu süreçte umut ışığı olmaya devam ediyor. Ancak, bölgesel ve küresel güçlerin çıkarları çatıştıkça, Sudan'da barışın sağlanması giderek zorlaşıyor. Makalenin devamında, Hemedti'nin HDK'sının son dönemdeki askeri hamleleri ve uluslararası tepkiler daha detaylı incelenecektir.
            
            
                            
                            
                            



