Yeni bir yıla girerken, milyonlarca insanın aklındaki soru aynı: Önümüzdeki dönem ekonomik parametreler nasıl bir seyir izleyecek? Hayat pahalılığı, maliyet baskıları ve belirsizlikler devam ederken, uzmanlar ve kurumlar çeşitli senaryolar çiziyor. Bu değişimler, hem bireysel bütçeleri hem de iş dünyasını doğrudan etkileyecek gibi görünüyor.

Enflasyonla mücadele programının merkezde olduğu bir süreçte, Mehmet Şimşek'in Haziran 2023'ten beri uyguladığı politikalar ön plana çıkıyor. Program, büyük ölçüde Merkez Bankası'nın faiz araçlarına dayanıyor ve bu yaklaşım eleştirilere de konu oluyor. Son bir yılda politika faizi yüzde 50'den yüzde 38'e geriledi, ancak reel faiz hala yüzde 7 civarında yüksek seyrediyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ve ekibinin çabalarıyla güven yeniden tesis edilmeye çalışılıyor.

Yüksek enflasyon, özellikle tekstil gibi emek yoğun sektörleri vururken, finansmana erişim zorluğu nedeniyle birçok şirket kapanma riskiyle karşı karşıya. İş dünyası, yapısal reformlar ve süreklilik talep ediyor. Olası erken seçim ise kazanımları riske atabileceği endişesi yaratıyor. Genel beklenti, ekonomik ve siyasi dengelerin ön planda olacağı bir yıl.

Büyüme tarafında, 2023'ü yüzde 4,5, 2024'ü yüzde 3,2 ile kapatan ekonomi, 2025'in ilk çeyreğinde yüzde 2,5, ikinci çeyrekte yüzde 4,6, üçüncü çeyrekte yüzde 3,7 büyüme gösterdi. Enflasyonla mücadele büyümede sınırlı fren yaratsa da, hükümet büyümeden fazla taviz vermemeye çalışıyor. Üçüncü çeyrekte sanayi yüzde 6,5, hizmetler (inşaat dahil) yüzde 4,6 büyürken, tarım yüzde 12,7 daraldı. Bu daralmada kuraklık, zirai don, tarım nüfusundaki azalma ve yüksek maliyetler etkili. Makine teçhizat yatırımlarındaki yüzde 11,3 artış ise olumlu bir sinyal. Bu verilerle, Orta Vadeli Program'daki yüzde 3,8 tahmininin aşılacağı, büyümenin yüzde 4-4,5 bandında gerçekleşeceği öngörülüyor.

Enflasyon cephesinde, yüzde 30 seviyeleriyle dünyanın en yükseklerinden biri olmayı sürdürüyoruz. Kasım 2025'te aylık enflasyon yüzde 0,87 ile uzun aradan sonra yüzde 1'in altına indi, yıllık ise yüzde 31,07 oldu. En büyük katkı konut (7,57 puan), gıda ve alkolsüz içecekler (6,83 puan), ulaştırma (4,55 puan) gruplarından geldi. Üretici enflasyonu yıllık yüzde 27,23. Ekonomi yönetimi 2026 sonunda üst sınır yüzde 19 olmak üzere enflasyonu yüzde 16'ya indireceğini tahmin ediyor. Ancak uluslararası kurumlar, Merkez Bankası Piyasa Beklenti Anketi ve uzmanlar, yüzde 25'ler seviyesini daha olası görüyor.

Baz etkisinin kalkması ve aylık enflasyonun yüzde 2 civarına oturması, yüzde 25-30 aralığında sıkışmaya yol açabilir. Büyümeden taviz vermeme çabası bu riski artırıyor.

İşsizlikte, Ekim 2025 verilerine göre resmi oran yüzde 8,5 (erkeklerde yüzde 7, kadınlarda yüzde 11,3). Ancak geniş tanımlı atıl işgücü oranı yüzde 29,6'ya yükseldi; yani çalışabilir nüfusta her 10 kişiden 3'ü işsiz veya atıl durumda. Orta Vadeli Program, OECD ve IMF tahminleri, 2026'da işsizliğin 2025'e paralel seyredeceğini gösteriyor.

Gıda Fiyatları 2026'da Düşecek mi? Enflasyon Tahminleri ve Beklentiler
Gıda Fiyatları 2026'da Düşecek mi? Enflasyon Tahminleri ve Beklentiler
İçeriği Görüntüle

Dolar kuru, vatandaşların en yakından takip ettiği göstergelerden. Son yıllarda Merkez Bankası müdahaleleriyle yatay seyreden kur, 2024'te 29,7'den başlayıp yıl sonu 35'i gördü, 2025 sonunda 42,8 seviyesinde (yüzde 22 artış, enflasyonun gerisinde). 2026'da yüzde 20'ler civarı yükselişle yıl sonu 50 TL'ye ulaşması bekleniyor. İhracat Ocak-Kasım 2025'te yüzde 3,7 artarak 247,2 milyar dolara çıktı, yıl hedefi 270 milyar doları kıl payı yakalayabilir. 2026 hedefi 282 milyar dolar olsa da, TL'nin göreli değerli olması ve finansman sıkıntısı performansı sınırlıyor. İthalat aynı dönemde yüzde 5,7 artarak 329,7 milyar dolar, yıl tahmini 355 milyar, 2026'da yüzde 6,5 artışla 378 milyar dolar olabilir.

Cari denge ve bütçe açığına bakıldığında, Ekim 2025 cari açığı 22 milyar dolar civarı, yıllık 20,9 milyar dolar açık bekleniyor (GSYH'ye oran yüzde 1,4). 2026'da bu oran yüzde 1,2-1,3'e gerileyebilir. Bütçe Ocak-Kasım 2025'te 1,3 trilyon lira açık verdi, yıl tahmini giderler 14 trilyon 674 milyar, gelirler 12 trilyon 466 milyar, açık 2 trilyon 208 milyar, faiz dışı açık 156 milyar lira. 2026 tahmini giderler 18 trilyon 979 milyar, gelirler 16 trilyon 266 milyar, açık 2,7 trilyon lira (yüzde 22 artış).

Olumlu yönler arasında aylık enflasyonun yavaşlaması, büyüme tahminlerinin programın üstünde olması, yatırımlardaki artış, Merkez Bankası'na güvenin artması, ihracatın büyümesi ve cari açığın oranının düşmesi var. Olumsuzlar ise enflasyonun yüksek kalma riski, reel faizin yükü, şirket kapanmaları, tarım daralması, atıl işgücünün yüksekliği, kurdaki yükseliş ve bütçe açığındaki genişleme.

Bu tablo, dezenflasyon sürecinin devam edeceğini ancak kademeli olacağını gösteriyor. Yapısal reformların eksikliği eleştirilirken, dengeli bir geçiş için politika eşgüdümü kritik. Önümüzdeki yıl, hem fırsatlar hem riskler barındırıyor; enflasyonun kalıcı düşüşü ve büyümenin sürdürülebilirliği anahtar olacak.